Verda Özer

Verda Özer

verdaozer@gmail.com

Tüm Yazıları

Evet, galiba oldu. Dahası, İngiltere Başbakanı Theresa May bile yalan olmak üzere. Üç gün önce kendi Muhafazakâr Parti’sinin güvenoyunu almak zorunda kaldı. Oylamayı kaybetse istifa etmeye mecbur olacaktı. Şimdi Başbakan hayatta kaldı kalmasına ama Brexit anlaşması kalacak mı?

Kuzey İrlanda düğümü

Önce İngiltere’nin içinde bulunduğu fotoğrafı çekelim: 23 Haziran 2016’da yapılan Brexit referandumunda İngilizlerin yüzde 52’si “AB’den çıkalım” deyince, Başbakan May kolları sıvayıp AB (Avrupa Birliği) ile müzakerelere başlamıştı. Ama anlaşma bir türlü yapılamıyor. Mesele dönüp dolaşıp Kuzey İrlanda konusunda tıkanıyor.

Haberin Devamı

Düğümlenen ise şu: İngiltere toprağı olan Kuzey İrlanda ile, AB üyesi olan bağımsız İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınır ne olacak? Zira şu anda diğer AB üyesi ülkeler arasında olduğu gibi, birinden diğerine arabayla geçtiğinizde fark etmiyorsunuz bile. Ama Brexit gerçekleşirse arada bir gümrük kapısı ve sınır kontrolleri olacak. Bu da İngiltere toprakları ile İrlanda arasında hukuki ve ticari farklar yaratacak.

Dahası, Kuzey İrlanda’da çözümü onlarca yıl alan IRA terörü, fiziki olarak ilk kez bu sınırdaki bir çatışmayla patlak vermişti. Şimdi sınır yine çizildiğinde “Ya terör yeniden hortlarsa?” endişesi Brexit müzakerelerini kilitliyor.

***

Aslında May 25 Kasım’da AB ile bir “çekilme anlaşması”nda uzlaştı. İrlanda konusunun çözülmesi için ise AB Londra’ya 31 Aralık 2020’ye kadar bir “geçiş süreci” tanıdı. O zamana kadar May çözüm bulamazsa “Kuzey İrlanda AB Ortak Pazarı’nda kalacak” maddesi dayatıldı. Zaten tam da bu madde İngiltere’de kızılca kıyameti kopardı ve May kendi partisinde güvenoyuna gitmek zorunda kaldı.

Şimdi anlaşma 21 Ocak’ta İngiltere’de oylanacak. İngiliz parlamentosunun anlaşmayı bu haliyle kabul etmesi ise imkânsız görünüyor.

İkinci referandum

Peki, bundan sonra ne olur? Eğer ocakta meclis anlaşmayı onaylamazsa, May’in istifa etmesi bekleniyor. Ki zaten May kendisi gibi Brexit’çi olan Kuzey İrlanda Demokratik Birlik Partisi’nin (DUP) desteğini alarak Haziran 2017’de hükümeti kurabilmişti. Şimdilerde DUP da anlaşmanın mevcut haline karşı. Ancak olur da May bugünlerde AB’den İngilizlerin endişelerini giderecek bir taviz koparabilirse ve bunu ülkesinde iyi pazarlayabilirse, paçayı kurtarabilir.

Haberin Devamı

Aksi takdirde, 21 Ocak’ta anlaşma veto edilir, May istifa eder, hükümet de düşer. Bu noktadan sonra ise sürecin ucu tamamen açık. Yeniden genel seçimler olabilir, ikinci bir Brexit referandumu yapılabilir, hatta İngiltere tek taraflı “Brexit anlaşmasından çekiliyorum” diyebilir. O zaman soru şu: İkinci referandumun sonucu ne olur? Anketlere bakılırsa, ülkeyi bu kadar yormuş bir süreçten sonra bile İngiliz halkı bu konuda hâlâ yarı yarıya bölünmüş durumda. Sebebi ise şu...

***

Brexit isteyenlerin bir bölümü haklı olarak bu süreçten bunaldı. Ekonominin akıbeti de İngilizleri korkutuyor. Uluslararası kurumlar üst üste İngiliz ekonomisinin Brexit’ten ciddi zarar göreceğini ortaya koyan raporlar çıkarıyor. Bunların üstüne, Trump’ın küresel düzende tetiklediği belirsizlik, Paris’ten tüm Avrupa’ya yayılan gösteriler, aşırı sağ rüzgârı... Tüm dünyayı saran bu kaos, İngilizleri de AB’den çıkıp düzeni bozmaktan uzaklaştırıyor. İşte tüm bunlar da Brexit’i daha ciddi sorgulatıyor.

Haberin Devamı

Ama buna mukabil, bu süreçte AB’nin İngiltere’ye haşin davrandığını düşünüp “Birlik’ten çıkalım” diyenler de çok arttı. Sonuç o yüzden yine yarı yarıya.

Tekrar geldik mi başa?!?