Afrin’e operasyonun eli kulağında. Bir yandan da Türkiye’nin desteklediği muhalif grupların kalesi olan İdlib’e müdahale ihtimali gündemde. Peki, Afrin ve İdlib neden önemli?
Ve Ankara’nın hedefi ne?
Önce İdlib’le başlayalım. Burası Esad’a karşı savaşan muhaliflerin elinde kalan son kale. Malum, Türkiye de Rusya ve İran’la birlikte burası için çatışmasızlık anlaşması yapmıştı. Buna göre, Türkiye idlib’in içinde, Rusya ve İran da dış çeperinde güvenliği sağlayacaktı. Moskova, Suriye’deki en büyük üssü olan Hmeymim’in güvenliğini garantilemek için burayı çok önemsiyor. İdlib’in İran ve Rusya için bir diğer anlamı da muhalefeti bitirip Esad’ın ülkede kontrolünü tamamen sağlamalarına yönelik.
Türkiye de hem desteklediği muhalif gruplar üzerinden elindeki Suriye kartını tutmak hem de yeni bir mülteci dalgasını önlemek için İdlib’e önem veriyor. Ancak geldiğimiz noktada Afrin çok daha kritik. Zira YPG/PYD’nin kuzey Suriye’de kurmaya çalıştığı koridor, bugün Türkiye için beka meselesi.
ABD’ye karşı değil
Ne var ki Afrin operasyonuyla ilgili yanlış anlaşılan birkaç nokta var. 1.si; bu ABD’ye karşı yapılacak bir müdahale olmayacak. Zira Afrin’deki PYD/YPG varlığı tamamen Rusya’nın kontrolünde. Ve burada tek bir Amerikan askeri bile yok. 2.si; aslında ne Rusya’nın ne de ABD’nin YPG’yi desteklemesi doğrudan Türkiye’ye karşı değil. Hatta ABD’nin daha yeni kurduğunu açıkladığı, çoğu YPG’den oluşan “sınır koruma gücü” bile öyle değil. Zira Rusya ve ABD için YPG asıl olarak Suriye’yi paylaşma mücadelelerinde bir piyon.
Rusya’nın başlıca amacı, Ortadoğu’da Kürt kartını ABD’ye kaptırmamak. ABD de aynı şekilde Suriye’deki nüfuzunu ve üslerini YPG/PYD üzerinden koruyor. Bununla birlikte İran’ın Suriye’deki etkisini de bu gücüyle kırıyor. Aynı zamanda bu örgütü kontrolünde tutarak Türkiye, Rusya ve İran’ın yürüttüğü
Soçi/Astana sürecini de sabote etmeye çalışıyor. Son olarak elbette Ankara’ya karşı da Kürt kartını elinde tutmak istiyor.
Rusya’dan yeşil ışık
Peki, Türkiye Afrin’e operasyon yaptığında ABD ve Rusya ne tepki verir? ABD zaten burada bulunmadığı için sesini çok yükseltmeyecektir. Rusya ise bu müdahaleye sınırları ve süresi belli olduğu takdirde- yeşil ışık yakabilir. Zira bu her şeyden önce Ankara’yla anlaştıkları mesajını verir. Ve ABD’ye karşı Türkiye’nin Rusya-İran ekseninde olduğu sinyalini güçlendirir.
Konuştuğum Suriye Muhalefeti Koalisyonu’nun eski temsilcisi Oubai Shahbandar ise, Rusya’nın şu anki önceliğinin İdlib olduğunu hatırlatıyor. Ve Moskova’nın Afrin operasyonuna karşı çıkmaması karşılığında, Türkiye’nin de İdlib müdahalesinden vazgeçebileceğini ima ediyor.
Ancak tüm bunlar Türkiye’nin Rusya’ya daha çok güvenebileceği anlamına gelmiyor. Ortadoğu’nun nabzını sürekli sahada tutan ve şu anda Suriye sınırında bulunan gazeteci Çetiner Çetin’e göre, “Ankara hâlâ Rusya’dan ziyade ABD ile çalışmayı tercih ediyor”. Bunda, yarım asırlık NATO müttefikliğimizin ve Rusya’nın bugüne kadar uluslararası arenada sergilediği “öngörülemez sertliğin” de
payı büyük.
Kısacası, Rusya ile anlaşarak Afrin’e düzenlenecek bir operasyonla iş bitmeyecek. Asıl iş, iki süper güç arasında tahterevallide dengede kalabilmek. İşimiz iş.