ABD’nin tüm hamleleri oyalama ve yutturmaca üzerine kurgulu. Örneğin, Fırat Kalkanı Harekâtı başladığında TSK’nın Menbiç’e yönelmesini engellemek için bölgedeki YPG/PKK’lıların Fırat’ın doğusuna çekileceği sözünü verdi ama tam tersini yaptı. Hatta oradaki teröristlere kalkan oldu, oluyor. Yine DAEŞ’le mücadele diye YPG/PKK’lıları silahlandırdı ama gerçek niyetinin terör ordusu kurmak olduğu ortaya çıktı. Yani ABD kafasındakini uygulamak için sürekli yalanla zamana oynuyor. Bu yalanların en kuyruklusu da PKK ile YPG/PYD’nin farklı olduğu, dahası, PKK’ya karşı mücadelede Türkiye’nin yanındayız gibisinden söylemler. Çünkü birinin CIA raporuyla, diğerinin de doğrudan PKK’ya verilen desteklerle tam aksi olduğu çok net ortada. Öyle ki bu destekler arasında Türkiye’nin 2006-2007’de Kandil’e baskın yapıp PKK’nın lider kadrosunu paketlemesi ya da yok etmesini önlemek dahi var. Tabii yine oyalama ve yutturmaca taktiğiyle. Nasılını Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski başkanı, emekli Korg. İsmail Hakkı Pekin anlatıyor:
“2006-2007’de Kandil’deki lider kadronun Özel Kuvvetler operasyonuyla kaçırılması gündeme geldi. Bunun için yapılan çalışmalar var. Türk Özel Kuvvetleri, MİT, CIA ve ABD Özel Kuvvetleri’nden oluşan özel bir ekip her hafta cuma günü Ankara’da toplanır, kendilerine gelen istihbari bilgiler ve görüntülerle, Murat Karayılan, Cemil Bayık nerede, isim isim tespit eder, durum değerlendirmesi yaparlardı. Amaç, bir baskınla Karayılan, Bayık ve diğer lider kadronun kaçırılması ya da vurulmasıydı. Ama ABD’liler bu konuda Türkiye’yi hep oyaladılar.”
Kandil’e baskın için planlama yapıldı ama operasyon yapılamadı yani?
“Evet. 2005-2006’larda çok fazla terörist saldırısı oluyordu. Türkiye’nin baskısı ve zorlamasıyla da ABD Kandil’e ortak operasyon yapalım demek zorunda kaldı. Hatta Türkiye ile ABD çok büyük tartışma yaşadı. Bunun üzerine ABD’liler Türkiye’yi kaybetmemek için bunu yaptılar. Çünkü o yıllarda Irak yeni yeni şekillenmeye başlamıştı. Türkiye bizim düzenimizi bozmasın diye oyaladılar.”
Yani ABD’liler ikiyüzlü davranmasa 11-12 yıl önce Kandil’i söndürmek işten bile değilmiş. Peki ya bugün? Pekin devam ediyor:
“O bölgeye operasyon için iş birliği yapmanız lazım. İş birliği derken, illa devlet çapında olması gerekmiyor. Adamın yerini tespit etmek için istihbarat seviyelerinde olabilir. Şu koordinatlarda diye haber verecek, bulunduğu yeri işaret edecek, siz gidip orayı vuracaksınız, bu kadar basit. Yani Özel Kuvvet operasyonuna da gerek yok. Mesela İsrail yıllardır takip ettiği iki kişiyi Şam’da gizlendikleri evde Suriye topraklarına dahi girmeden kilometrelerce uzakta havalanan bir helikopterden daha yeni vurdu. Bunu ABD de yapıyor.”
Yeterli bilgi geldikten sonra kolay o halde?
“Elbette. Bakın, PKK’nın Avrupa’da bir sürü kadrosu var. Bunlar uçağa binip Kuzey Irak’a, oradan Kandil’e gelip gidiyorlar. Bunların bindikleri uçağı, koltuk numaralarını, gittikleri yerleri takip etmeniz lazım ama o noktada da sıkıntı var. Çünkü bunların hepsi İngiliz istihbaratı MI6’dan destek alıyorlar. Geliş-gidişlerinde CIA da bunları perdeliyor...”