Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), FETÖ’yle mücadele kapsamında yeni verilere ulaştı.
Hatırlanacağı üzere MİT, 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminden hemen sonra FETÖ’nün iletişim sistemi olduğu anlaşılan ByLock’u ortaya çıkarmıştı.
Yurt dışı kaynaklı iletişim sistemi ByLock ortaya çıkınca, FETÖ’nün devlet yapılanmasındaki kadroları tek tek tespit edilmişti.
MİT şimdi yeni bir veri tabanına ulaştı.
Üst düzey güvenlik kaynaklarından edindiğim bilgiye göre, 16 Nisan referandumundan önce MİT’e gelen bir bilgi üzerine FETÖ içinde önemli olduğu belirtilen bir kişiyle irtibat kuruldu.
Elinde önemli bilgiler olduğu anlaşılan bu FETÖ üst yöneticisi, MİT’in Yenimahalle yerleşkesindeki uzmanlarla uzun görüşmeler yaptı.
Yapılan görüşmeler sonrasında, bu kişinin gerçekten FETÖ’nün önemli bir ismi olduğu anlaşıldı.
Akıllı kartın marifeti
Kamuoyuna “emniyet imamı” olduğu ifade edilen kişinin MİT’e teslim ettiği “akıllı kart” olarak bilinen SD kart içinde yapılan incelemede, FETÖ’nün emniyet teşkilatındaki yaklaşık 70 bin polisi kendi parametrelerine göre sınıflandırdığı anlaşıldı.
MİT’in elde ettiği bu verilerde FETÖ’nün emniyet teşkilatının yaklaşık üçte biri hakkında raporlamalar yaptığı görüldü.
MİT, bu verileri zaman kaybetmeksizin hemen İçişleri Bakanlığı üzerinden Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ile paylaştı.
EGM, darbe girişiminden sonra başlatılan adli soruşturmalar çerçevesinde zaten özel bir çalışma grubu oluşturmuştu.
Özellikle kimlikleri hiç bilinmeyen ve deşifre edilemeyen “mahrem imamlar”ın belirlenmesi amacıyla İstihbarat Dairesi (İDB), Terörle Mücadele Dairesi (TEM) ve Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Dairesi’nde (KOM) görevli polislerden oluşan çalışma grubu 16 Nisan’dan sonra MİT’ten gelen veriler üzerinde çalışmalar yaptı.
Gelelim, FETÖ’nün önemli isminin teslim ettiği “akıllı kart” içindeki bilgilerin içeriğine.
EGM’deki çalışma ekibi, eldeki bilgileri farklı kaynaklar üzerinden araştırdı.
Emniyet personeli hakkındaki değerlendirmelerin “güncel” olduğu görüldü.
Yani FETÖ, emniyet içindeki yapılanmasına ve faaliyetlerine 17-25 Aralık süreci sonrasında da devam etmiş. Bu önemli bir durum.
Listelerde, 17-25 Aralık sürecinden sonra teşkilata giren özellikle komiser yardımcısı rütbesinde personelle ilgili ayrıntılı değerlendirmelere yer verilmiş.
Kırmızı, sarı ve mavi
Yine aynı verilerde, FETÖ’nün yaklaşık 70 bin polisi, “kırmızı”, “sarı” ve “mavi” olarak renklere göre sınıflandırdığı görüldü.
Tıpkı ByLock’taki gibi yapılan renkli sınıflandırmada “kırmızı” listenin FETÖ’ye yakın isimlerden, “sarı” listenin kırmızılara göre biraz daha dışarıda kalan personeli “mavi” listenin ise bağlantısı olmayanlardan oluştuğu ortaya çıktı.
Liste içeriklerinden elde edilen verilerde yaklaşık 9 bin 500 polisin kırmızı, 20 bin polisin sarı, 30 bin polisin ise mavi listede olduğu anlaşıldı. Listedeki bazı polislerin ise “tasnif dışı” tutulduğu belirtiliyor.
Veri tabanına göre, FETÖ’nün tüm personeli A,B,C,D,E,F,G şeklinde harf grubunda dikey 1,2,3,4,5,6 numaralarla yatay biçimde tasnif ettiği belirlendi.
Böylelikle A1, A2, A3 benzeri her harf grubunda kodlamalar oluşturulduğu, bu kodlamaların da renk grupları içinde detaylı tanımlamalar yapılarak FETÖ’ye yakın/uzak isimlerin yer aldığı görüldü.
F grubu polisler
Kodlama ve değerlendirmelere bakıldığında F grubunun FETÖ’ye en uzak ve tehlikeli olarak tanımlanan isimlerden oluşturulması dikkat çekti.
Listelerde, polislerin sadece TC kimlik numaraları değil, MERNİS’te yeralan adresleri, aile bireyleriyle ilgili ayrıntılı bilgilerin de bulunduğu ortaya çıktı.
Alevi teşkilat mensuplarının da “ehlibeyt” ve “ehlidünya” olarak fişlendiği anlaşıldı.
Ayrıca, halen görevde olan 1. sınıf emniyet müdürü olup FETÖ’ye yakın olan isimlerin de bu listede bulunduğu belirtiliyor.
Bu listenin incelenmesi sonrasında Emniyet Genel Müdürlüğü, öncelikle kırmızı listede yer alan isimlerle ilgili harekete geçti. Emniyet Genel Müdür Selami Altınok’un başkanlığında devam eden çalışma sonunda 9 bin 103 polis önceki gece yarısına doğru “acilen” açığa alınarak görevden el çektirildi.
Açığa alınan isimlerin “kırmızı” listede yer aldıkları ifade ediliyor.
Süreç böyle giderse diğer listelerde yer alan polisler de incelenecek doğal olarak.
MİT’e bilgileri veren kişinin FETÖ’nün emniyet imamı olduğu belirtiliyor.
Darbe sonrası soruşturmalarda, FETÖ’nün bir dönem emniyet imamı olan Kozanlı Ömer kod adlı Osman Hilmi Özdil’in sonrasındaki isimlerin kod isimleri belirlenmişti.
Halen emniyette gözaltında olduğu belirtilen FETÖ’nün üst düzey yöneticisinin açık kimliği gizli tutuluyor.
Bakalım karşımıza kim çıkacak? Halil İbrahim Tapgan mı, Doktor Selman mı, Erdem mi?
Dikkat çeken isimler
Emniyet Genel Müdürlüğü’nce açığa alınan 9 bin 103 polisin isim listesi parça parça kamuoyuna yansıyor.
Bu listeler incelendiğinde, FETÖ’nün halen emniyet içinde aktif olarak hareket ettiğini görüyoruz.
Listelerde dikkat çeken başka bir nokta ise açığa alınan polislerin çalıştıkları birimler.
Şüphesiz ki, emniyet teşkilatının her biriminin kendine göre önemi büyük. Ama bir birimi var ki, daha çok dikkat edilmesi gerekiyor.
Bu birim, Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17-25 Aralık’tan sonra FETÖ’yle en ciddi mücadeleyi veren isim oldu. Devletin kurumlarına yönelik mücadele konusunda “istikamet” verdi. Bu talimatları sonrasında, FETÖ’nün doğrudan tehditi altındaki en önemli devlet yöneticisi.
Bu demektir ki, Erdoğan’ın daha iyi korunması lazım.
FETÖ’den arındırılmış kadroların Erdoğan’ı koruması gerekirken, 9 bin 103 polis arasında Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi kadrolarında görevli müdür, amir ve polis memurlarının açığa alınması dikkat çekici. Bu durumdan da FETÖ’nün hangi konumda olursa olsun adamlarının halen kritik görevlerde bulunabileceği, üst düzey isimlerin etrafında olabileceği anlaşılıyor.
Elbette, Erdoğan’ı korumakla görevli birimde açığa alınan isimlere kimlerin referans olduğuna, kimlerin talebi doğrultusunda bu birimde görev yaptıklarına bakılması şart.