Dr. Yakup Avşar, ömrünü “ince iş”e adamış! Eşi Dr. Dilek Avşar ile birlikte yürüttükleri estetik merkezinin yanı sıra son dönemde insan yüzlerinden mücevher tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Cemiyetin önde gelen isimleri, yüzlerinin yüzükleri, küpeleri için Avşar’ın ustalığına başvuruyor
Genç ve güzel görünmek, insanlığın on binlerce yıldır tutkusu. Bu tutkunun peşinde koşanların duraklarından biri estetik cerrahlar... Onlar da İstanbul’un en popüler çifti son yıllarda. Plastik cerrah Yakup Avşar - Dilek Avşar çiftinden bahsediyorum. Güzelleşmek, gençleşmek için insanlar kapısındalar.
Eşlerden Yakup Avşar estetik cerrahi operasyonları kadar bugünlerde tasarımcı kimliği ile de gündemde. İnsan yüzlerinden yaptığı yüzükler, kolyeler, bileziklerden oluşan nadide mücevherleri cemiyetin önde gelen isimlerinin parmağını, gerdanını süslüyor.
Torunlara yadigar
Ayşegül Dinçkök’ün elinde görüp de beğendiğim yüzüğü sormamla öyküye vakıf oldum. Ayşegül Dinçkök yüz tarama sistemiyle yapılan yüzüğü için, “Torunuma bırakmak isteyeceğim nadide bir parça. Sadece değerli taşlardan yapılmış kıymetli bir yüzük değil, anatomim aynı zamanda” diyor.
Peki Dr. Yakup Avşar bu eşsiz mücevherleri nasıl tasarlıyor? Yüzünüzün üç boyutlu fotoğrafını çekiyor önce. Ardından tarama sistemi ile dijital heykelinizi yapıyor. Kendi sanatsal yorumunu katarak, forma döktüğü bu heykellerle yüzünüzü pırlanta, elmaslarla donanmış şekilde eşsiz, sanatsal mücevherler haline getiriyor. Demet Akbağ, Feryal Gülman başta olmak üzere cemiyet hayatında yeni trend Yakup Avşar’ın Janadi marka mücevherleri. Dr. Yakup Avşar aynı zamanda bir heykeltıraş. Sonbaharda heykel ve mücevherlerinden oluşan bir sergi açacak.
Tasası tasarım
Haftanın 5 günü bazıları üç saatten uzun süren estetik ameliyatları yapan, sonra özel klinikte hasta kontrollerine geçen, tıbbi cihazlar tasarlayan Yakup Avşar bir taraftan da mücevher tasarımına nasıl zaman buluyor. Tutku olunca su yolunu buluyor işte. Yakup Avşar ile Akatlar’daki Janadi Mücevher Evi’nde buluştuk. Kendisi gibi cerrah eşi Dilek Avşar kahveye uğradığında plastik cerrahideki son trendleri sordum tabii ki.
- Yakup Bey, hem estetik cerrahsınız, hem heykel yapıyorsunuz, hem de tasarım... Bu üç alan birbirini nasıl etkiliyor?
Estetik, heykeltıraş, tasarım birbiriyle birleşik alanlar baktığınızda. Sinerji yaratan disiplinler. Gazetede yazı yazan bir insanın, TV’de program yapması, içerik üretmesi çok daha kolaydır. Onun gibi. Özellikle burun estetik ameliyatlarında hasta öncesini sonrasını çok merak eder. Ben de gençlik yıllarımdan beri heykel yapıyorum. Hastalarım için, burun ameliyatından sonra nasıl bir yüzün ortaya çıkacağını dijital ortamda yaptığım üç boyutlu heykeller üzerinden gösteren teknolojiyi geliştirdim. İki boyutlu görselle göstermek yetmiyor, üç boyutlu görünce ortaya nasıl bir şey çıkacağını hasta daha iyi anlıyor. Bu şekilde maske yapmak bir ilkti. Reuters’a haber olduk. Geliştirdiğim bu teknoloji tüm dünyada kullanılmaya başlandı sonrasında.
- Heykelde hangi tekniği kullanıyorsunuz?
Önce kilden heykeller yapıyordum. Sonra bilgisayar ortamında dijital heykeller yapmaya başladım. Son yıllarda tarama sistemleri gelişti. Heykeltıraşlık yorumdur, birebir ölçüyü yakalamak mümkün olmaz. Yorumla başlar, yorumla bitirirsiniz. Dijital taramada teknolojik yöntemde ise birebir ölçüyü çıkarırsınız. Yorumu sonra katıyorsunuz. Sizin yüzünüze dijital tarama uygulayıp onun heykelini yapsam yüz yıl sonra da baksanız o sizin yüzünüzdür.
Estetik, bakışta, gülüşte...
- Mücevher tasarımı hangi noktada başladı peki?
Yüzlerin maskesini çıkardıktan sonra, simetrileri düzeltiyor, bakış, gülüş kısmıyla oynuyorum, estetik katıyorum. Bunu maske formuna döküp mücevherleri tasarlıyorum. Elimde böyle bir imkan olduğu için kalıp derdim olmuyor. Önce hastalarımın yüzleriyle başladım. Çok fazla talep gelince marka haline getirdik. Janadi markası altında insan yüzlerinden tasarımların olduğu mücevherler tasarlıyorum. Bir Körfez prensesinin özel parçasını dün gönderdik.
Sultan’ın kirpikleri çok revaçta
- Hocam sizi bulmuşken biraz da estetik konuşalım isterim. Bir zamanlar Jennifer Lopez kalçası, Angelina Jolie’nin dudaklarına sahip olmak isterdi herkes. Şimdilerde kime benzemek istiyoruz en çok?
Angelina Jolie’nin dudakları çok beğeniliyor ama giderek doğallık ön plana çıkıyor. Kendall Jenner’in çok doğal bir güzelliği var. Adriana Lima’ya benzemek istiyorlar.
Dilek Avşar: Türkan Şoray kirpikleri çok revaçta. Angelina Jolie dudakları yine çok beğeniliyor ama Adriana Lima masumiyetinde görünmek istiyorlar.
Cildine dokunma, her gün amuda kalk, göbeğini içeri çek!
Yakup ve Dilek Avşar, güzel, genç ve duru bir görünüm için 5 püf noktasını Milliyet okurlarıyla paylaştı:
- Cilde gün içinde mümkün olduğu kadar elinizle dokunmayın. Duşunuzu alın, iyi bir nemlendirici sürün. Makyajınızı yapın ve sonra gün içinde hiç dokunmayın. Çünkü mikroorganizmaları, mikropları en fazla cildimizden alırız.
- Ne kadar yüz germe operasyonu da yapsanız, alttaki zemin ipek kumaş cildinizdir. Bu ipek kumaş zaman içinde kırışır. Cilt daha yaşlanmadan, nemini kaybetmeden nem ihtiyacını karşılamak gerekir. Sağlıklı beslenme, yüksek moral, iyi uyku, nemlendirici ihmal edilmemeli.
- Burun, yüz gerdirme operasyonu geçirmiş hastalar özellikle güneşe fazla çıkmayacak. Sporunu yapacak.
- Güzelliğin yeni sırrı, ters spor! Hep düz durduğumuz için vücut aşağı doğru sarkıyor. Ters döndüğünüzde akışı terse çeviriyorsunuz. Her gün yarım saat, 15 dakika kadar ters dönmek gençleştirir. Duvar kenarında ayaklarınızı kaldırıp başınızı sarkıtmanız önemli etki yaratır.
- Göbeği sıkıp devamlı içeride tutmalıyız. Bunu gün boyu yaptığınızda müthiş bir kalori harcar, midenizi küçültürsünüz. Batın içi hacmi küçültürken, vücudun dik duruşunu sağlıyor. 6 ay bunu gün boyunca yaparsanız ideal kilonuza dönersiniz. Gün içinde yapabildiğiniz kadar karnınızı sıkıp, tutabildiğiniz kadar tutun.