Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yiyecek, içecek, ulaştırma, eğlence değil!.. Tatile çıkma potansiyeli olan milyonlar yıllık izinlerinde beyaz eşya servisi ya da kargo görevlisi bekliyor, akraba düğünlerine gidiyor. Turizmci de onları!..

Yerli turist ‘servis’ bekliyor

Geçen yıl Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’da 10 milyon yabancı, 2 milyon yerli turist tatil yaptı. Nüfusu 80 milyonu aşmış bir ülke için sizce de devede kulak değil mi!? Resmi istatistiklere göre yaklaşık 30 milyon kayıtlı çalışan var. Ve bunları üçte ikisinin, yazın bir hafta Antalya’da şezlonga uzanmamasının önünde bir engel yok. Tabii patron ve iş-güç engelini, akraba düğünlerini, “Yarın saat 10.00’da ordayız” deyip üç gün her kapı ziline heyecan katan beyaz eşya servislerini ve kargo görevlilerini saymazsak! Oysa turizmciler planlanabilir tatilin hem çalışanı motive edeceğini, hem de sektörde ulaşılabilir fiyatlar yaratacağını söylüyor.

Haberin Devamı

Hotels.com’un yaptığı araştırmaya göre her on genç yetişkinden altısı (yüzde 66) yıllık izinlerinin tamamını kullanmazken, bunların yarısından fazlası (yüzde 61) bunun nedeni olarak çok meşgul olmalarını göstermiş.

Ya iş var ya angarya

Araştırmaya göre hayatımız angarya tehdidi altında. Neden mi? Ortalama bir Y kuşağı yıllık izinlerinin yaklaşık 6 gününü kişisel ‘angaryalara’ harcıyor. Bu da yıllık izin haklarının 6 gününe denk geliyor! Araştırmaya katılanların üçte biri yıllık izinlerini daha özel bir şeyler için saklamaya çalışırken; gerçek anlamda dinlenmek ve rahatlamak için yılda 31 gün tatil dileğinde bulunuyor

18-34 yaş arası çalışanların neredeyse üçte ikisi (yüzde 69) izinleri boyunca acil taleplere geri döndüğünü kabul ediyor ve tatilde de çalışmaya devam etmeleri neredeyse yarısının (yüzde 49) eşleriyle tartışmasına neden oluyor.

Yerli turist ‘servis’ bekliyor
O telefonu kapat artık!

Peki neden böyle? Tatil için zaman ayarlamak Y kuşağının ajandasında neden yok? Hotels.com’un Türkiye’den 300 genç profesyonelin katılımıyla yaptığı anket, yarısından fazlasının (yüzde 61) iş yerinde tüm tatil izinlerini alamayacak kadar meşgul ya da stresli olduklarını hissettiklerini ortaya çıkarmış. Programlar ayarlansa bile, yıllık iznin yüzde 36’lık büyük bir oranı, ki bu yaklaşık 6 iş gününe eşit, ev işleri ve kargo beklemek gibi kişisel angaryalara harcanıyor.

Haberin Devamı

Bunlara ek olarak çalışanlar, izin günlerini doktor randevularına giderek (yüzde 50); servis, satıcıların gelmesini bekleyerek (yüzde 17); düğünlere katılarak (yüzde 45) veya cenazelere giderek (yüzde 43) harcıyor. Yıllık izinlerine günlük işlerini sıkıştıran bu kadar çok genç insan varken üçte birinden fazlasının (yüzde 35) ofise işlerinin başına döndüğünde işe hiç ara vermemiş gibi hissetmesi şaşırtıcı değil.Sonuç olarak genç profesyoneller, şu anda hakları olandan neredeyse iki hafta daha fazla yıllık izne ihtiyaçları olduğunu hissediyor ve buna bağlı olarak da katılımcılar yılda 16 gün yerine ortalama 31 gün izinleri olmasını diliyor. Araştırma sonuçları, katılımcıların ifadelerine göre izin aldıklarında işten kopmalarının dört günlerini almasına ve çok büyük bir çoğunluğunun (yüzde 88) izinde de işle uğraşmak zorunda kalmasına bağlıyor.

Haberin Devamı

Ankete katılan kadınların yüzde 64’ü, erkeklerin ise yüzde 69’u dizüstü bilgisayarlarını veya telefonlarını yanlarına alarak bir haftalık tatillerinde e-postalarını ortalama 11 kez kontrol ettiğini ifade etmiş. Çalışanların sahip olduğu bu iş takıntısı, özel hayatlarını da etkiliyor ve katılımcıların yarısı (yüzde 50) yıllık izinlerinde çalışmaları nedeniyle eşleri ile tartışmalar yaşıyor. ‘Yıllık izin enerji depolayarak işe daha verimli dönüş sağlar’ diyor ve sözü Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Dr. Erkan Yağcı’ya bırakıyorum.

20 milyonluk hareket

- Türkiye’de kaç milyon insan tatil yapıyor?

Geçen yıl yaklaşık 37 milyon yabancı, ülkemize farklı amaçlarla ziyarete geldi. Buna yaklaşık 10 milyon iç turizm hareketini de eklersek toplam 50 milyon kişinin ülkemizde seyahat ettiğini söyleyebiliriz. Özellikle kıyı turizmi ve deniz, güneş, kum tatili ile öne çıkmış Antalya’da 10 milyonu aşkın yabancı turist tatil için geldi. Buna yaklaşık 2 milyon turisti iç turizm hareketi olarak ekleyebiliriz.

- Yapılan anket genç profesyonellerin meşgul olmaları sebebi ile tatile çıkamadığını gösteriyor. Çalışkanlıkları ile tanıdığımız Japonlardan daha fazla mı çalışıyoruz! Onlar dünyayı dolaşıyor. Size göre tatil yapamıyor olmamızın sebepleri neler?

Esasında tatil yapma kültürü ülkemizde de gelişme noktasında. Eskiden bir lüks olarak görülen tatil şimdi bir ihtiyaç olarak algılanıyor. İnsanlarımız artık tatili yılda bir kere değil de farklı dönemlerde, örneğin hafta sonu, tatil yapma alışkanlığı geliştirmiş durumda. Tabi buradaki esas nokta yeterli bir hacime ulaşamamamız.

Diğer bir deyişle; potansiyelimiz yüksek fakat bu potansiyeli istediğimiz noktaya henüz getiremedik. Esasında çalışmayı ve tatil yapmayı birbirini besleyen iki unsur olarak görmeliyiz.

- Talimizi planlayabilsek ve erken rezervasyon yapabilsek bu iç turizme nasıl yansır? Size göre tatil yapan insan sayısı ne kadar artar?

Tatili önceden planlayabilmek çok önemli. Yabancı turistlerin başarabildikleri budur. Avrupalılar tatillerini çok önceden planlayıp erken rezervasyon indirimlerinden yararlanıyor. Bu ayrıca tatillerini uygun fiyata alma noktasında bir avantaj sağlıyor. Biz de bunu başarabilirsek hem vatandaşımızın daha uygun fiyata tatil satın almasını sağlarız hem de yıl içinde de birden fazla tatile çıkma olanağı daha fazla sağlanmış olur. Ülkemizde 18 yaş ve üstü yaklaşık 50 milyon insan yaşamakta. Pazarın büyüklüğünün bu kadar olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısı ile şu an ki iç pazarda penetrasyon oranının yüzde 7- 10 civarı olduğunu söyleyebiliriz. Bu bize esasında potansiyelin ne kadar yüksek olduğunu ifade ediyor. Özetle erken rezervasyon alışkanlığını geliştirip tatil yapma ve önceden planlama kültürünü oluşturabilirsek yaklaşık 20 milyon vatandaşımızı iç turizm hareketine katabiliriz.

İşveren altyapıyı kurmalı

- Erken rezervasyon yaptırabilmek için insanların hayatlarını dolayısıyla tatillerini planlayabiliyor olması gerekir. İş ortamında tatil için yasal hakları kullanmayı engelleyen baskılar ortadan nasıl kaldırılabilir? Tavsiyeleriniz neler?

Tatilin bir lüks değil, bir ihtiyaç olarak her kesim tarafından algılanması gerekir. Ayrıca tatile çıkma işte verimliliği arttıran, motivasyonu güçlendiren bir olgu olarak görülmeli. İnsanları tatile teşvik etme kültürünün toplumda oluşması lazım. Böyle olursa hem kişi daha verimli olur hem de işveren daha motive bir çalışana sahip olur. Bu ortam sağlandığında ise çalışanların erkenden tatilini satın alma gibi bir alışkanlığı elde etmeleri gerekir. Tabii bunun için işverenlerin bunun sistemsel altyapısını kurmaları gerekiyor.

ERKENSE YARI FİYATINA

- Tatilimizi önceden planlayabilsek ve erken rezervasyon yaptırabilsek size göre bütçelerimiz ne kadar etkilenir. Erken rezervasyon yaptıran bir tatilci ile yaptıramayan arasında bütçe kıyaslaması yapar mısınız?

Erken rezervasyon oranları şu an tesise göre yüzde 50’ye varan indirimleri ifade ediyor. Bu da çok önemli bir fiyat avantajı sağlıyor. Tatilini aralık ayında satın alan ile tatilini haziran ayında satın alan kişi arasında normal giden bir sezonda 2 risk oluşmakta. İlki; istediği tesiste kalmak isteyen, istediği tarihte yer bulma sıkıntısı yaşayabilir. İkinci risk ise tatilini en az yüzde 20 daha pahalıya alma durumunun oluşmasıdır. Daha önce defalarca ifade edilen yabancıya ucuz yerli turiste pahalı oda satılması iddiasının temeli esasında buradan kaynaklanmakta. Yabancı turist erkenden rezervasyon yapıp tatilini uygun fiyata satın alabilmekte.

- Tatildeyken işe geri çağrılan çok insan oluyormuş. Bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Bu bazı durumlarda olabiliyor. Tabii işletmeden işletmeye değişen bir durum. Tabii ki telafisi de oluyordur. Ama zamanla şirketlerimizin daha kurumsal bir yapıya kavuşması ve teknolojinin bize sunduğu olanaklardan faydalanma yolu ile bu durum en aza indirilebilir.

Yerli turist ‘servis’ bekliyor

Dışarda izin kullanmak zorunlu

- Yurtdışında insanlar rezervasyonlarını nasıl bu kadar erkenden yapabiliyor?

Daha sistemli ve düzenli bir hayatları var. Tatil dönemleri önceden belli. Ayrıca bir de işin kültür tarafı var. Oturmuş bir iş yapma biçimi ve anlayışları var. Tatili bir lüks değil de insanların bir ihtiyacı, bir hakkı gibi görmekteler. Ayrıca yurtdışındaki çoğu şirket yıllık izin kullanmayı zorunlu hale getirmiş durumda.