İnsan vücudundaki tüm kan hücrelerini tarayarak kanserli hücreyi yakalayan mikroçipin mucidi Prof. Dr. Mehmet Toner, bu yılki Vehbi Koç Ödülü’nün sahibi oldu
Tıp bilimi, insan kanındaki bilgiyi daha iyi okudukça teşhis, dolayısıyla tedavi edilemeyecek hastalık kalmayacak. En azılı kanser türleri dahi yakından takip edilen, kişiye özel tedavinin uygulanabildiği, kronik hastalık düzeyine indirgenecek.
Ancak insan vücudunda bulunan 30 trilyonu aşkın hücre içerisinde kanserli hücreyi tespit etmek öyle kolay değil. En azından yakın zamana kadar teknoloji buna elvermiyordu.
Bir Türk bilim insanı, saniyede 300 milyon hücreyi inceleyerek kanı tarayan mikroçip teknolojisini buldu.
Tıpta çığır açan buluşun sahibi ise Mehmet Toner...
Vehbi Koç Vakfı tarafından, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumlara, her yıl eğitim ve sağlık alanlarından birine verilen Vehbi Koç Ödülü gecesinde tanıdık kendisini. Ödül, tıp alanında çığır açan çalışmaları ile Prof. Dr. Mehmet Toner’in oldu.
Teşhis hızlandı
Toner üniversite puanı tıp, endüstri mühendisliği gibi bölümlere yetmediği için İTÜ makine mühendisliği bölümünü okumuş. İTÜ’deki iki hocasının merak ve zekasını görüp, onu sürekli yüreklendirmesi, bugün dünya tıp çevresinin konuştuğu bir bilim insanı olmasının yolunu açmış.
Toner, “Kanserli hücreyi neden tespit edemiyoruz, Romalılardan beri neden kan testini aynı şekilde yapıyoruz?” sorusunun peşine düşmüş.
Tam 18 yıl boyunca MIT, Harvard’ın laboratuarlarında ekibiyle birlikte yatıp kalkmış.
Geliştirdiği mikroçip teknolojileri ile milyarlarca kan hücresi arasından tek bir kanser hücresinin, bir saat gibi kısa bir süre içinde tespit edilmesini sağlayan Toner, böylece kanser teşhisi ve tedavisi alanında insanlığa umut olacak yeni tedavi çözümlerinin üretilmesine olanak sağladı.
18 yıl çalıştı
Hastaya özgü kanser hücrelerinin de ayrıştırılmasını sağlayan Prof. Toner’in geliştirdiği teknolojiler, önümüzdeki dönemde, kanserde kişiye özel tedavi imkânını da mümkün kılacak. Mehmet Toner, 18. Vehbi Koç Ödülü’nü, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç’un elinden aldı. Törende büyük alkış alan konuşmasının özü şöyleydi:
“Vücudumuzun yüzde 95’i kan hücresi. Bu hücreler sürekli tüm vücudu dolaşırlar. Kan testi yapıyoruz ama çok hassas değil. Hâlâ Romalılar zamanında yapılan testler... ‘2000’lerde bunu değiştirmeliyiz, neden kanı doğru düzgün okuyamıyor, genetik bilgiyi toplayıp doğru insana, doğru ilacı, doğru zamanda, doğru miktarda veremiyoruz’ dedik. Bunu mikroçiplerle yapmak üzere bir yola çıktık. Milyarlarca kan hücresinin içinde belki bir tane kanserli hücre var. Bunu nasıl bulabiliriz sorusunu sorduk. 18 senemizi aldı ama bunu yapabilecek teknolojiyi geliştirdik. Eskiden hep kanserin bir adım arkasındaydık inşallah bundan sonra bir adım önünde olmaya başlayacağız.”
YARIM ASIRLIK ÇINAR
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç ödül törenindeki konuşmasında, Toner’in bugüne kadar 200’den fazla genç araştırmacının yetişmesine liderlik ettiğine özel vurgu yaptı. Bu yıl Vehbi Koç Vakfı’nın 50’nci doğum gününü kutladıklarını hatırlatan Ömer Koç şunları söyledi: “Vehbi Bey’in zihninde 1940’lı yılların sonunda filizlenen, 1951 yılındaki Karadeniz seyahatinde rahmetli Hulki Alisbah’ın ilk resmi senet taslağını sunmasıyla fiilen başlayan bu teşebbüs ancak 17 Ocak 1969 günü hayata geçirilebilmiş. Vehbi Bey’in tüm hayatına damga vuran azim, titizlik ve vizyonerlik bu hazırlık döneminin de her merhalesinde iz bırakmış, fark yaratmış.”
Kumrular havalandı
Bu yılki ödül töreninde memleketin çeşitli yerlerinde okuyan gençler, minikler sahnedeydi. Ve açıkçası sunumlarıyla kırk yıllık sunuculara taş çıkarttılar. Vehbi Koç Vakfı’nın 50’nci kuruluş yıldönümü vesilesi ile ödül töreninde sunuculuk görevlerini VKV Koç Okulu’ndan on birinci sınıf öğrencileri Zeynep Sezgin ve Can Karatosun, Van Koç Ortaokulu’ndan beşinci sınıf öğrencileri Erdem Kurak ve Melike Zühre Kök ile Koç Üniversitesi’nde Anadolu bursiyerleri olarak eğitim gören tıp fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Özgül Tanış ve son sınıf öğrencisi Kubilay Kaymaz üstlendiler. Zeynep Sezgin ve Can Karatosun törenin açılışını yaparken, keman ve gitarları ile Fazıl Say’ın “Kumru” isimli bestesini icra ettiler.