Kapalıçarşı’daki Sandal Bedesteni'nde açılan Nusr-Et, Çin'den Güney Amerika'ya kadar turistlerin gözdesi oldu. Günde ortalama bin misafir ağırlayan restorana ilgi, Nusret mekanda olduğu zaman daha da artıyor. Bu nedenle ünlü şefin bir de silikon heykelini yaptırmışlar. Turistler heykelle fotoğraf çektirmek için kuyruk oluyor.
Kapalıçarşı’dan çok değil, üç beş yıl önce yılda 90 milyon insan geçerdi. Bugün sayı 25 milyona gerilemiş durumda. Çarşı’nın o halinden eser yok şimdi ama bu yıl artan turist sayısına bağlı olarak bir hareketlilik de var. Önce Sultanahmet ardından Atatürk Havalimanı, Reina terör saldırılarından Türkiye’ye yabancı girişi bıçak gibi kesilince dükkan kiralamanın özel ilişkiler gerektirdiği mekanın ana caddesinde bile mağazalar kapanmıştı. Şimdi o mağazaların çoğu yeniden kiralansa da siftah yapmadan kapatan esnaf hâlâ var. Ancak gözle görülür bir canlılık ve yeni girişimler de göze çarpıyor. Onlardan birisi de restore edilen ve içinde
Nusr-Et’in de açıldığı Sandal Bedesteni. 600 yıllık mekanın restorasyonuna 15 milyon dolar harcanmış. Fatih Sultan Mehmet’in, Topkapı Sarayı’ndan önce inşa ettirdiği bir yapı, aynı zamanda Kapalıçarşı’nın da ilk binası. Bedesten 1461 yılında Ayasofya Camisi'ne gelir üretmek için yapılmış. Sarayın kaftanlarının kumaşları burada üretilmiş. İçinde antika, halı, mücevher, lokum ve Nusr-Et’in bulunduğu binayı, bedestenin yöneticisi, girişimci Tuğrul Saral ile gezip, ondan dinledim.
Zamanda yolculuk
- Bize mekanı anlatır mısınız?
Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya Camii’nin bakımının sağlanması için yaptırmış burayı. Caminin bakımı uzun yıllar bu çarşıdan elde edilen gelirle yapılmış. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul’a yaptığı eşsiz eserlerden olan yapı, aynı zamanda Kapalıçarşı’nın da ilk bölümü. Sonra Cevahir bedesteni yapılıyor. Kapalıçarşı, Cumhuriyet’e kadar arkaya doğru peyderpey büyüyüp bugünkü halini alıyor.
- Restorasyondan önce kaç dükkan vardı bedestende?
80 dükkan vardı ve bayağı kötü durumdaydı. Duvarlar orijinal halinde 4 metre enindedir. Hazindir, esnaf dükkanını büyütmek için 600 yıllık tarihe girip
2 metreyi yıkmış. Restorasyonu için 15 milyon dolar harcadık. Taşları özel imalat ettirdik, tavandaki tüm alçılar söküldü, Anıtlar Kurulu ile birlikte yumurtadan tekrar yaptık. Orijinal tahta 12 sütunun iki tanesi kayıptı, onları yaptırdık. Bakımdan geçen 20 kubbe ve sütunlarla Türk mimarisinde bu tür yapıların en büyüğü olan Sandal Bedesteni’ni, tarihi dokusuna uyumlu olarak özenle restore ettik. Şimdi kubbeli tavan ve kemerlerinin korunduğu yeni çehresiyle görkemli geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Restorasyon dört yıl sürdü. Hiçbir noktasında kablo göremezsiniz. İnşallah Kapalıçarşı’ya da önayak oluruz. Çok özel bir mekan oldu.
Dünyanın ilk AVM'si
- Daha önce ne olarak kullanılıyordu burası?
Burası dünyanın ilk AVM’si. Sarayın kaftanları için kumaş üretiliyordu burada. Aynı şekilde yelken, giysi kumaşları üretiliyordu. Gelir ise Ayasofya’ya veriliyordu. 1960’lara kadar bina çok güzel korunmuş. Bozulma ondan sonra başlamış.
Adını; bir yolu pamuk, bir yolu ipekten dokunan "Sandal" adı verilen kumaşların satıldığı yerden alan Sandal Bedesteni, Kapalıçarşı’nın ilk bedesteni olarak 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilmiş.
Bu anlamda bedesten Topkapı Sarayı’ndan da eski. Dünyanın en gizemli yerlerinden Kapalıçarşı'nın en mistik noktasında yer alan bedesteni, içinde sakladığı eşsiz kültür hazineleri ile tarihi dokuda alışveriş yapmak ve
Nusr-Et lezzetlerini tatmak isteyenlerle buluşturmak istedik.
557 yıllık tarihi ile dünyanın en eski alışveriş merkezi olma özelliğini taşıyan Kapalıçarşı’da iki bin metrekare alana konumlanan Sandal Bedesteni’nin restorasyonu dört yıl sürdü.
Vakıflardan 20 yıllığına kiraladık. Göz dolduran tarihi mimari yapısı içerisinde hediyelik eşya mağazalarından, yeme içme mekanlarına tarihi yarımadanın yeni cazibe merkezi olması hedefiyle yola çıktık. İçerisinde; ipek halılar, tablolar, antikalar, mücevherler, lokumlar, kuru yemişler, çaylar, Türk kahveleri ve geleneksel Türk sanatından örnekler taşıyan hediyelik eşya seçeneklerini sunan dükkanları ile Sandal Bedesteni kültürümüzün yansıması ince işçiliğin ve zanaatin temsilcisi pek çok unsuru bir araya getiriyor. Restoran olarak da Nusret’i seçtik.
- Daha önce ne yapıyordunuz?
Aslında makine mühendisiyim. Ama alüminyum üzerine çalışan bir aileyiz. İhracatta ilk 250’nin içindeyiz. Aslında Kapalıçarşı esnafı değiliz; ihale ile aldık. Restorasyon bitip Çarşı’yı açtıktan 15 gün sonra Sultanahmet’te bomba patladı. Çok sıkıntılı bir dönem geçirdik; iki üç yıl turistsiz geçti.
Bu yıl keyifli başlangıç yaptık. Dört yıl sonra çok şükür Batılı turist gelmeye başladı. Batılı turist Kapalıçarşı başta olmak üzere Sultanahmet bölgesine gelir. Otantik yerleri severler. Nişantaşı’ndan çok zevk almazlar. Zaten ülkesinde o ambiansı bolca görüyor. Ama Araplar Ortaköy, Bebek, Nişantaşı ve AVM’lere gitmek istiyor. Kapalıçarşı’ya gelişlerinde bir azalış var, Araplar AVM’lerde mutlu.
İlgi odağı oldu
- Nusr-Et beklentilerinizi karşıladı mı?
Zaten bir dünya markası haline gelmiş Nusr-Et tarihi dokunun eşliğinde, yeniden yorumladığı steakhouse kavramı ile misafirlerini ağırlıyor.
Nusr-Et geçmişin ihtişamını günümüzün modern vizyonuyla buluşturan görkemli mimarisiyle ilgi odağı oldu. En çok Araplar ilgileniyor zannediyordum. Ama görüyorum ki müthiş bir Çinli hayranı var. Bedesten çok özel bir mekan ama Nusr-Et’in katkısı tartışılmaz. Nusret çok sevdi mekanı, Türkiye’ye geldiğinde sürekli burada. Şu anda Miami’de.
Mikrofonsuz canlı müzik
- Nusret mekanda olmayınca işler nasıl?
600 yıllık bir mekanda yemek çok büyüleyici tabii. Çinliler, Araplar ve Güney Amerikalılar çok geliyor. Güney Amerika’da çok ünlü Nusret. Facebook’un yöneticileri 100 kişilik grupla yemeğe geldi. Hayran kaldılar. Şu anda günde ortalama 850 kuver açılıyor. Hedef günde 1.600 kişiye yemek vermek. Pazar günü de açığız. Dört kapımız var; üçü Kapalıçarşı’ya, biri ise bağımsız olarak caddeye açılıyor. Gece vale ile alabiliyoruz. Binanın şahane bir akustiği var, gece mikrofonsuz canlı müzik yapıyoruz, Her yere eşit olarak yayılıyor ses. Eski mimarilerin özelliği bu. Pazar günleri ortalamamız 300-350 kişi oluyor. Türkiye’nin en iyi ciro yapan şubesiyiz. Nusret mekanda olduğunda ise sayı bine yükseliyor.
Nusret’in silikon bir heykelini yaptırdık. O mekanda yoksa heykeli ile fotoğraf çektiriyorlar. Heykeli bile turist çekiyor. İnanılmaz bir olay. Heykelin karşısına geçip konuşan turist gördüm.
Nusret'in silikon heykelinin bulunduğu alan restoranın en ilgi gören bölümü.
Kiralar üçte bir düştü
- Kapalıçarşı’da durum nasıl?
7 sene önce çarşıda, yılda 90 milyon insan yürüyordu. Şu anda 25 milyona geriledi bu sayı. Maalesef işler kötü son yıllarda. Son dört seneye kıyasla bu yıl bir nebze daha iyi. Esnaf son 50 senenin en cansız dönemi olduğunu söylüyor. Karaköy Limanı’nın kapalı olması da çok kötü etkiliyor. İki ay öncesine kadar masraf olmaması için haftada iki gün dükkanını açmayan esnaflar vardı. Siftah yapmadan kapatanlar var. Esnaf gidişattan memnun değil; bir kalabalık var ama alışveriş kalabalığı değil. Cadde dolu ama dükkanların içi boş. Gezmeye gelen boş bir kalabalık. 6 ay öncesine kadar çarşının ana caddesinde 16 boş dükkan vardı. Tarihinde görülmemiş bir olay, çarşıdan dükkan kiralamak çok zordur biliyorsunuz. 12 tanesi iki ay önce kiralandı, doldular. Ama tabii kiralar üçte bir oranında geriledi.
Çarşı, limanı bekliyor
- Limanın etkisi çok mu fazlaydı?
Çarşıda şöyle bir söz vardır; bir gemi Kapalıçarşı’ya bir hafta bakar. Gemi yok. Gemi müşterisi ortalama 12 bin dolarlık alışveriş yapar, normal turist ise 250 dolar. Liman, 2019 yılında açılacak, 6 gemi rezervasyonu yapılmış durumda. Bu sene biraz daha iyi ama gemileri bekliyoruz. Dünya Kupası da etkiledi tabii. Türkiye’yi biliyorsunuz Ruslar taşıyor. Her ne kadar Güney ağırlıklı olsalar da, İstanbul’a da geliyorlar. Bu yıl onlar da az bu nedenle.
Sandal Bedesteni dört yıllık restorasyonun ardından adeta 600 yıl önceki haline dönmüş. Nusr-Et'i Kapalıçarşı’ta taşıyan girişimci Tuğrul Saral restorasyonda orijinale sadık kaldıklarını anlattı.