Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Rahmi Koç’un, araç kiralama işini Türkiye’ye getirmek için babası merhum Vehbi Koç’a ısrarlarının üzerinden 45 yıl geçti. Grup bugün 9 ülkede 85 bin araçla faaliyet gösteriyor.


Temelleri 1928 yılında Ankara’da atılan Otokoç Otomotiv 90. yılını kutluyor. Neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt şirketin, 90. yılına özel, kapağını Rahmi Koç’un çizdiği bir kitap hazırlamışlar. Kitap biraz Türkiye’nin biraz da insanın öyküsü.

Kitapta çocuk Rahmi Koç’u görüyorsunuz. Her erkek çocuk gibi Rahmi Bey de bir gece ansızın babasının arabasını kaçırıyor. Çok gidemeden bir kazaya karışınca olay duyuluyor! Genç Rahmi Koç var sonra kitapta... Araç kiralama işini Türkiye’ye getirmek için babasını ikna etmeye çalışan...

Haberin Devamı
Israrla kiraladı 9 ülkeye yayıldı



1970’li yıllar, yurtdışı seyahatlerinde araba kiralama işinin gelişeceğini gören Rahmi Koç, konuyu babasına açıyor. Ancak ödeme sistemlerinin henüz gelişmediği, araçların da kolay ulaşılamadığı ve çok pahalı olduğu yıllar.

Ya çalınırsa!

Öyle ya giden araba geri gelmeyebilir, kiralayan ödemezse ne yapılacak sonra! Oğluna işleyişi nasıl yöneteceğini soran, fikrini uçuk kaçık bulan Vehbi Bey’in cevabı: “Arabayı anahtarı ile birlikte teslim edeceğiz! Hırsız ister bir göz siz verdiniz iki göz!” olur.

Rahmi Koç, Türkiye’ye turistlerin gelmeye başladığı ve sektörün döviz girişi yaratacağına dikkat çekerek konuyu ısrarla gündemde tutar. İş modeli detaylı olarak önüne konunca Vehbi Bey ikna olur. Böylece 90 yıl önce otomotiv sektörüne öncülük eden Otokoç’un, araç kiralama sektörü yolculuğu da başlar.

Israrla kiraladı 9 ülkeye yayıldı



9 araçla başladı

Otokoç Otomotiv, 46 yıl boyunca sadece motorlu taşıt satışı alanında faaliyet göstermiş. Türkiye’de araç kiralama sektörünü 1974 yılında Avis’le başlatmışlar. 90. yıl kutlamaları için buluştuğumuz Otokoç Otomotiv Genel Müdürü İnan Ekici, o günlerde 9 araçla yola çıkan şirketin, bugün 45. yılında, 9 ülkede, toplamda 85 bin adetlik araç filosu ile küresel olarak araç kiralama hizmeti veren bir yapı haline ulaştığını söylüyor. Avis, Avis Filo, Budget, Zipcar ve Payless markalarıyla faaliyet gösteren şirket, Avis Budget Group’un en büyük partneri konumunda.

Ödül üstüne ödül

İnan Ekici, Türkiye yanı sıra Yunanistan, Macaristan, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, K. Kıbrıs ve K. Irak’ta faaliyet gösterdiklerini hatırlatıyor. Toplamda 307 noktada araç kiralama faaliyetlerini sürdürdüklerini anlatan Ekici, “Çok yakın zamanda Avis Türkiye, Avis Budget Group tarafından ‘Avis Yılın Lisansiyesi’ seçildi, Echo Awards ödüllerinde de ‘Araç Kiralama alanında En İyi E-Ticaret Deneyimi Yaşatan Şirket’ unvanına layık görüldü” diyor.

Otomatik tercihi artıyor

En çok tercih edilen gövde tipi ise yine sedan oldu. İkinci sırayı SUV alırken, hatchback araçlar üçüncü tercihe gerilemiş. En çok araç satın alınan gün perşembe... En çok tercih edilen yakıt tipi yüzde 68 oranla yine “dizel” olmuş. İnan Ekici, dizel araçların tercih edilme oranının yıllar içerisinde azaldığını söylüyor.

En çok tercih edilen şanzıman tipi yüzde 54 oranla yine manuel olmuş. Otomatik aracın tercih edilirliği her yıl artarken, manuel ve otomatik satışı geçen geçen yıl birbirine çok yaklaşmış.

Israrla kiraladı 9 ülkeye yayıldı



Yaş ortalaması yükseliyor

Otokoç Genel Müdürü İnan Ekici ile buluşmamızda araç kiralamadaki son trendlerle ilgili tüyolar da aldım:

Kadın müşteri oranı yüzde 17.l Müşterilerin yaş ortalaması 46.1.

Bu ortalama 2017’de 45.5, 2012’de ise 42.7 olmuş.

Binek araçlarda en çok tercih edilen renk geçen yıl yine beyazdı.

Ancak oranı 5 puan düşerek yüzde 70’e gerilemiş.

Diğer renk tercihleri sırasıyla gri, kırmızı, siyah, mavi, bej.

Geçen yıl ilk defa kırmızı renk tercihi siyahı geçerek üçüncü sıraya yükselmiş.

Buzullar İstanbul'da eriyor!

Israrla kiraladı 9 ülkeye yayıldı


Dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Michel Comte İstanbul'da... Fotoğrafları kadar ilgi çeken enstelasyonlarıyla dünyanın önemli şehirlerinde sergiler açıyor. Roma başta olmak üzere çevre temalı sergilerindeki eserleri yok satıyor. Dirimart’ta açılan, Türkiye’deki ilk kişisel sergisinde sanatçı, dünyamızın buzulları ve okyanuslarında gerçekleşen çevresel çöküşün etkilerini keşfetmeye giriştiği, kollektif olarak harekete geçme ihtiyacına işaret eden yeni bir büyük boyutlu yerleştirmeler grubunu sunuyor. Michel Comte, “İsviçre’nin tam da Pizol Buzulu’na veda ettiği ve Avrupa Alpleri’nin tamamındaki buzulların yüzde 90’ının 2100 yılına kadar eriyip gideceği tahmininde bulunduğumuz bir dönemde, burada sergilediğim iş bize küresel ısınmanın etkilerini ve hepimizin buna bir tepki vermek zorunda olduğumuzu gösteriyor” diyor.

Israrla kiraladı 9 ülkeye yayıldı



Çözülme metaforu

Sergide yer alan eserler, özellikle altmışı aşkın siyah mürekkep ve tuz tozu karışımı katmanla boyalı, yirmi metre uzunluğunda, yaklaşık üç metre yüksekliğindeki anıtsal, paslı çelik duvar çok etkileyici. ‘Glacier Terminus’ başlıklı iş, buzulun herhangi bir anda sahip olduğu uç noktaya gönderme yaparken buzulların sonsuz bir hareket süreci içerisinde sürekli ya genişlediği ya geri çekildiğini hatırlatıyor bize.


Comte saf siyah pigment kullanımı ile güçlü rüzgarlar gelip dünyada erimekte olan pek çok buzula çökelen ve buzun erime sürecini hızlandıran toz (kriyokonit) arasında bir ilişki kuruyor; bu renk aynı zamanda dünyanın buzlu bölgelerinde hali hazırda gerçekleşmekte olan çözülmenin bir metaforu olarak da okunabilir.

‘Kara Çatlak IV’ isimli sergide Comte’un buzul uçurumlarını konu alan 13 resimlik bir serisi de ilk defa izleyiciyle buluşuyor.

Ahşap bedenler

Dirimart Dolapdere’de 22 Aralık’a kadar açık olan sergiyi mutlaka ziyaret edin. Sanatçının, özellikle mürekkep ve karbon karışımıyla boyalı ahşap bir heykel olan, on bir ahşap totem levhasının yığılmasından oluşan, yaklaşık dört metre uzunluğundaki ‘Black Erosion’ gibi işlerini görün, inceleyin. Bu eserin temeli, buzul erozyonları sonucu devrilen ve yığıldıkları yerde çürüyerek kaynaşan ağaç karkasları fenomenine dayanıyor. Sergiyi birlikte gezdiğim Comte, “Bunlar buzul manzaralarındaki göl ve vadilerin kıyılarına vurmuş vaziyette sık sık karşılaştığımız ahşap bedenler” dedi!
İstanbul’da ilk sergisini açan sanatçıya İstanbullu sanatseverlerin ilgisi büyüktü.

Prof. Dr. Esra Ekmekci’nin onuruna verdiği yalı davettinde tanıştığı tüm sanatseverlerin sıcak ilgisinden çok etkilendiğini söyleyen sanatçı, İstanbul Boğazı’na ve Türk yemeklerine hayran kaldığını vurguladı.

Roma, Tokyo

Dünyada çağdaş sanat fotoğrafçılığını derinden etkileyen bir isim olan Michel Comte, dostları Arhan Kayar ve Burhan Öcal sayesinde Türkiye’yi çok iyi tanıyan ve seven bir isim. Urfa Göbeklitepe’yi bizden önce görmüşlüğü var! Ünlü isimlerin portrelerini çeken, çevreci filmlerin yapımcısı Comte, dünyada çevre savunucularının önde gelen isimlerinden. Son 10 yıldır kendisini çevreci sanata adayan sanatçı İstanbul’dan önce Roma, Paris, Los Angeles, Tokyo’da sergi açtı.