Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

11 Şubat üç yıldır “Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü”... ‘Günün mimarı’ Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite, BM’nin bu yıl düzenlediği konferansta, kadının bilimde güçlenmesinin dünyanın onurlu değişimini sağlayacağını söyledi...

Konferansın katılımcılarından yapımcı ve sunucu Aslıgül Atasagun Çebi de mülteci sorununa vurgu yaparak “Bilim adına çalışan kadınlar bilim ve mültecileri birleştirmeyi destekleyerek onlara yol gösterici olabilirler” önerisinde bulundu...

Medeniyetin temeli olan Ortadoğu’nun bugün içinde bulunduğu durum yüreklerimizi dağlıyor. Ama öyle şeyler oluyor ki umut, yıkıntıların arasından kendini gösteren bir taze filiz gibi yeşeriyor yüreğimizde, insana, küllerinden doğan anka kuşunu hatırlatıyor. Türkiye’nin en büyük hızlı servis restoran şirketi TAB Gıda’nın halka arzı için gittiğimiz New York’ta Birleşmiş Milletler’deki (BM) kadın oturumlarına da katıldım. BM 2015’te, 11 Şubat’ı, “Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü” ilan etti.

Haberin Devamı

Kadınların ve genç kızların, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanında eğitim görüp, araştırma faaliyetlerine katılımlarını teşvik etmek amacıyla ilan edilen gün, üç yıldır kutlanıyor. Bu günün ilan edilmesine liderlik eden ise Hz. Muhammed’in soyundan gelen ve modern Irak’ın kurucu lideri olan Kral Faysal (I) Bin El-Şerif Hüseyin’in torunu olan Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite.
Bilim mastırı sahibi, hem medikal doktor hem de dört kitabı ve birçok makalesi olan insan genetiği doktoru unvanlarına sahip dünyadaki ilk kraliyet ailesi mensubu bilim insanı ve doktor olan prenses unvanını taşıyor.

Brigham ve Harvard tıp okullarının ‘kadınlar hastanesi’nde kansere bağlı tüberoskleroz araştırmalarına, yeni tedavi stratejilerine ve doğru kan testleri ile ana kanser tiplerinin tespitine öncülük eden bir isim. Amerika seyahatimde kendisini de ziyaret ettim.

Bilim Prensesi mülteci kızların elinden tutuyor

‘Onurlu değişim’

“Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü’nün üçüncüsü kapsamında, geçen hafta BM Genel Kurulu’nda ‘barış ve kalkınma için bilimde eşitlik’ temalı iki günlük bir konferans düzenlendi. Bilimsel alanlarda kadınların önünü açmayı hedefleyen konferans, sürdürülebilir kalkınma için bilimde eşitlik ve denkliği ana gündeme taşımak için karar vericileri, sivil toplum ve özel sektörü bir araya getirdi.

Haberin Devamı

Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite konferansın açılış konuşmasında “11 Şubat’ın, Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü kabul edilmesi kadınlar için şimdiye kadarki en iyi hediyedir. Bilimde eşitliğe öncelik vermeliyiz, kadınları bilimde güçlendirerek dünyayı onur ve haysiyet içinde değiştirmek ve cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için kadınlara desteklerimizi artırmalıyız” dedi.
Bu önemli gün vesilesiyle BM’ye davet edilen isimlerden birisi de TGRT’de yayınlanan, “Dün, Bugün, Yarın’ programının yapımcısı ve sunucusu Aslıgül Atasagun Çebi idi. Mülteci kadınlar ve bilim oturumunda söz alan Aslıgül Atasagun Çebi eşi benzeri görülmeyen bir insan devinimini gözlemlediğimiz bu çağda önyargılarla da mücadele edilmek zorunda kalındığını söyledi. Mülteci kadınların en büyük sıkıntısının iş bulup çalışmak olduğunu hatırlatan Aslıgül Atasagun Çebi, dünyanın en fazla oranda mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olan Türkiye’de 3.8 milyon mültecinin yaşadığını hatırlattı.

Haberin Devamı

‘Kadınlar cesaretlendirilsin’

Bunun 1.6 milyonunun çocuk olduğuna dikkati çeken Atasagun Çebi, mülteci çocukların yüzde 40’nın okula gitmediği gerçeğine vurgu yaparak, “Bilim ve teknoloji bu çocukların eğitimi adına birleşebilir” dedi. Çebi, bu konudaki önerilerini ise şöyle dile getirdi: “Bilim adına çalışan kadınlar bilim ve mültecileri birleştirmeyi destekleyerek onlara yol gösterici olabilirler. Bilim alanındaki mülteciler için bir topluluk kurularak, onların kendi tecrübelerini paylaştığı ve problemlerini ifade ettiği bir platform oluşturulmuş olur. Doğru ve gerekli veri analizi yapılıp bilim alanında çalışabilecek mülteciler belirlenir. Onları bilim alanındaki işlere yönlendirip geçici eğitim programlarıyla çalıştıkları alanda daha başarılı olmaları desteklenir. Yapılan birtakım testlerle de aldıkları eğitimin ikamet ettikleri ülkede gerekli kriterleri karşılayıp karşılamadığı kanıtlanır. Böylelikle mülteci çocukların bilim alanında eğitim almaları konusunda cesaretlendirilmiş ve desteklenmiş olur.”

Savaştan kaçmak için ülkelerini, hayatlarını ve hayallerini terk eden insanların arasında dünyayı değiştirebilecek doktorlar, mühendisler, bilim adamları olduğunu hatırlatan Aslıgül Atssagun Çebi sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekselansları, AB Genel Sekreteri Mr. Guterres, ‘Göçü herkesin yararına dönüştürme” adlı raporunda bilgilendirme yaparken, “Göç evrensel olarak pozitif bir olgudur” konusunun altını çizdi. Konuyu bu açıdan değerlendirmeliyiz, çünkü göç farklı toplumları bir araya getiriyor, ekonomiyi güçlendiriyor ve dünya üzerindeki eşitsizliği azaltıyor.”

Suudi robot Sophia

Günümüzde kadınların bilimle bağlantısı göz önünde bulundurulduğunda, cinsiyet eşitsizliğinin öne çıkan unsurlardan olduğuna vurgu yapan Atasagun Çebi, “Fakat çok şükür ki dünyada ilk üretilen robotun cinsiyeti kadın, adı da “Sophia”. Ve bu kadın robot Suudi Arabistan vatandaşı oldu. Tarihte ilk olarak yapay zekâ böyle bir statüyle ödül aldı. Umarım, bu ülkenin bu kadına kapılarını açtığı gibi diğer ülkeler de mültecilere kapılarını açarlar” dedi.