Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye yeni kabineyi yavaş yavaş tanıyor. Özellikle siyasetçi olmayan bakanlar merak konusu. Kültür ve Turizm Bakanı’nın ailesini ‘Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın’ etkinliğinde tanıdım ve çocuklarını koşulsuz sevgi ortamında “anneanne-babaanne” ekolüyle büyüttüklerini öğrendim.

Bir toplumda kültür ve sanata ilgi, çocukluktan bu unsurlar tanıtılıp bir ihtiyaç olduğu fark ettirilerek artar. Bugünün önde gelen koleksiyonerlerinin, çocukluğunda ebeveynleri tarafından “gözleri alışsın” diye sergilere, müzelere götürüldüğünü biliyoruz. Bu anlamda önemli projelerden biri de devlet tarafından çocuklara sinemayı sevdirmeyi amaçlıyor.

Haberin Devamı

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın geçen yıl hayata geçirdiği ‘Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın’ projesinin ikincisi, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ile yüzlerce öğrencinin katılımıyla düzenlenen törenle hafta sonu başladı. Daha çocuklar Beyoğlu Grand Pera Emek Sineması’na gelmeden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, eşi Pervin Ersoy ve çocukları 11 yaşındaki Mehmet Reşat ve 4 yaşındaki Aslan Can ile sinemaya geldi.

Bakan makam aracından indikten sonra, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Prof. Dr Esra Ekmekçi, Bakan Yardımcısı Ömer Arısoy ve Sedefhan Oğuz’un elini sıktıktan sonra hızla sinemanın bulunduğu binaya yöneldi. Görünen o ki teknokrat bakanlar hizmet odaklı olacak.

Bakan çocukları anneanne-babaanne ekolüyle büyüyor

Bakan Mehmet Ersoy, ‘Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın’ kampanyasının ikinci yılını eşi Pervin Ersoy ile çocukları Aslan Can ve Mehmet Reşat’ın katıldığı bir etkinlikle başlattı.

Bakan çocukları anneanne-babaanne ekolüyle büyüyor

Baskı değil sevgi

Bakanın eşi Pervin Ersoy, çocuklarını okuldan alıp gelmişti. Ufak oğlu Aslan Can’ı hiç kucağından indirmeyince çocuklarını hangi ekole göre yetiştirdiğini sordum. Anneanne, babaanne ekolü diye cevap veren Pervin Ersoy, “Çocuklar disiplinli olsun istiyorum tabii. Yapılan araştırmalar çok başarılı, garajlarda icatlar yapan gençlerin kendilerine bakmayı beceremediğini, pratik hayatta zorlandıklarını gösteriyor.

Kendi kendilerine yetebilsinler istiyorum yetişkin hayatlarında. Şefkat ve sevgiyi de alabildiğine tatsınlar. Eşim ile birlikte kendilerini gerçekleştirmeleri için her zaman alan tanıyoruz. Baskıcı ebeveynler olmadık hiç ama disiplini de eksik etmiyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Film başlayacak!

Daha sonra sinema salonuna geçtik. Filmde de oynayan çocuk oyunculardan Berat Efe Parlar ve Dıra Dalgıç, Bakanı sahneye davet etti. Pervin Ersoy, öğrencilerin başrolde olduğu töreni Instagram’da hikayelerle takipçilerine aktardı. Bakan Ersoy, konuşma yapmak için yerinden kalkınca hemen arkalarında oturduğum çiftin ufak çocukları Aslan Can’ın sesini duydum. “Anne film başlayacak, babam nereye gidiyor!” Pervin Ersoy'un, “Sahneye gidiyor oğlum, konuşma yapacak” sözleri, 80 milyon için ülkenin kültür ve turizmini emanet ettiği bir bakan olan Mehmet Ersoy’un, küçük oğlunun gözünde önce babası olduğunu gösteriyordu.

1 milyon çocuk

Bakan kürsüde çok kısa bir konuşma yaptı. Proje kapsamında geçen yıl 750 bin öğrenciyi sinema ile buluşturduklarını bu sene ise hedeflerinin 1 milyon öğrenciyi sinemayla tanıştırmak olduğunu açıkladı.

Haberin Devamı

Ersoy, "Sinemaya Gitmeyen Çocuk Kalmasın kampanyamız hep devam edecek” dedi.

Yoğun programı nedeniyle bakan gösterime kalmadı. Görevliler çıkması için koridor açarken Bakan aniden sahneye yöneldi. Çocuklarla vedalaşmadan salondan ayrılmak istemedi. “Bu proje sizler için yapıldı, koltukları size bırakıyoruz, mısırlarınız da geliyor, keyfini çıkarın” sözleriyle çocuklarla vedalaştı.

Turizm canlanacak

Bu arada Güneydoğu gezisinden memnun döndüğünü gördüğümüz Bakan’ın ajandasında içerden başlayarak turizmi canlandırmak var. Ağrı’dan başlayarak Karadeniz’e uzayan benzeri gezilerle memleketin güzelliklerini tanıtmak, iç turizmi canlandırmak istiyor. Dışa yönelik kampanyalar da yolda. Tam bu noktada Pervin Ersoy’a, “Eşinizin bakan olmasını bekliyor muydunuz?” diye sordum. “Kendisi beklemiyordu ki ailesi olarak biz bekleyelim. Bakan listesi açıklandığında öğrendik. Neredeyse sizinle aynı saatlerde! Hiç siyasetle ilgisi olmadı, hep işine odaklı çalıştı” diye yanıt verdi.

500 öğrenci BKM’nin “Bizim Köyün Şarkısı” filmini izlemek için koltuklarına yayılırken, Bakanın Danışmanı Tayfun Topal ile biz de sessizce çıktık salondan. Film, önümüzdeki günlerde Türkiye’nin birçok kentinde sinemaya gitme olacağı bulamayan çocuklarla buluşacak...

Troya İstanbul'da

Bu hafta sanatla dolu dolu geçti. Önemli etkinliklerden biri de yine Darphane-i Amire’deydi. Kale Grubu’nun katkıları, EPOS 7 ve BASE işbirliği, Burgan Bank’ın da desteğiyle düzenlenen ‘Düşler Ülkesi: Troya’ sergisi; İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nün de desteği ile Darphane-i Amire’de kapılarını açtı. Dünyanın en bilinen ve üzerinde en çok konuşulan antik kentlerinden Troya’nın UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne kabulünün 20. yıldönümü nedeniyle bu yıl, Kültür ve Turizm Bakanlığınca ‘2018 Troya Yılı’ ilan edildi.

Ekim ayı boyunca

‘Düşler Ülkesi: Troya’ sergisi, Derya Yücel’in küratörlüğünde, 29 genç sanatçının katılımıyla hayata geçti. Türkiye’nin farklı illerinden kadim efsaneleri yeniden yorumlayan sanatçılar; baskı, cam, enstalasyon, fotoğraf, grafik tasarım, resim, seramik, video gibi farklı mecralarda yapıtları buluşturdu. Sergi, 26 Eylül-26 Ekim 2018 tarihleri arasında ziyarete açık olacak.

Köklere saygı

Çanakkale’de doğup büyüyen bir sanayi kuruluşu olarak, ‘2018 Troya Yılı’nı sahiplendiklerini belirten Kale Grubu Kurumsal Gelişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Esra Yazıcı Tözge, şöyle konuştu: “Kale Grubu olarak, köklerimize ve doğduğumuz topraklara hizmet ettiğine yürekten inandığımız tüm projelerde yer alıyor, hem zengin kültürel mirasımıza sahip çıkarak geleneğimizi sürdürmeyi hem de geleceğimize sahip çıkmayı amaçlıyoruz.”

Arkas İstanbul ve İzmir’de bizi sanata doyuruyor

Arkas, bu ay biri İstanbul Tophane-i Amire’de diğeri ise İzmir Arkas Sanat Merkezi’nde olmak üzere iki ayrı sergiyi birden sanatseverlerin beğenisine sundu. Arkas Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın hep dile getirdiği “Paylaşılmayan güzelliğin izi kalmaz” felsefesiyle sanatı Ege’nin dışına taşırıyor, İstanbul’a da uzanıyorlar… Önce İstanbul’a bir göz atalım. Tophane-i Amire’nin o tarihi ambiyansını gözünüzün önüne getirin… Şimdi biraz da hayal gücü katın çünkü bu kez çok daha derin bir atmosferin içindesiniz.

Efsaneler geçidi

Yenilikçi yaklaşımlarıyla klasik resim anlayışından 20. yüzyıl modern resim anlayışına geçişin kilit figürlerinden olan Post-Empresyonistler, Arkas’ın Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile yaptığı işbirliği sayesinde Arkas Koleksiyonu’ndan bir seçki olarak bu olağanüstü mekanda bizi karşılıyor. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden 48 sanatçı ve 102 eserin bir araya geldiği Arkas Koleksiyonu’nda Post Empresyonizm sergisi 6 Kasım’a kadar ziyaret edilebilecek. Pierre-Auguste Renoir, Louis Anquetin, Maxime Maufra, Theo van Rysselberghe, Paul Serusier, Suzanne Valadon, Edouard Vuillard, Leo Putz, Louis Valtat, Maurice de Vlaminck, Kees Van Dongen, André Derain, George Braque ve André Lhote gibi efsaneleşmiş bazı isimlerin eserleri de sergide. Yolunuzu Karaköy tarafına düşürün, Post-Empresyonistlerin eserlerini görme fırsatını kaçırmayın.

Bakan çocukları anneanne-babaanne ekolüyle büyüyor

Gelelim İzmir’e…

Arkas Sanat Merkezi bu sefer biraz farklı, alışılmadık türden… Çünkü bu kez masallardan yola çıkılmış. Masalların olağanüstü dünyasını görsel ve sahne sanatları üzerindeki etkisine tanık olmak isteyen sanatseverler için “1001 Gece” sergisi, 30 Aralık’a kadar gezilebilecek. Yaşamının 15 yılını Ortadoğu’da geçiren ve İzmir’i pek çok kez ziyaret eden ünlü Oryantalist yazar, akademisyen ve seyyah Antoine Galland’un derleme ve çevirisiyle Avrupa’da ve dünyada çok ses getiren kült bir kitap haline gelen 1001 Gece Masalları sergisi ile ziyaretçiler, masalların görsel, dekoratif ve sahne sanatları üzerindeki etkisine tanıklık ediyor. Arkas Holding Koleksiyonu’ndan sergilenecek eserlerin yanı sıra dünyaca ünlü Fransız modacı Christian Lacroix’nın Şehrazat balesi ve İtalyan kostüm tasarımcısı Franca Squarciapino’nun La Bayadère balesi için hazırladığı tasarımlar Türkiye’de ilk kez İzmir’de, Arkas Sanat Merkezi’nde sergileniyor. Sahne sanatlarının yanı sıra tablo, porselen, halı gibi görsel ve dekoratif sanatlara dair eserlerin de yer aldığı sergide, cam sanatçısı Felekşan Onar ve lif sanatçısı Suhandan Özay Demirkan’ın enstalasyonları da sergileniyor. Kısacası Arkas bize sanat dolu bir sonbahar sunuyor…

Bakan çocukları anneanne-babaanne ekolüyle büyüyor