Servet Yıldırım

Servet Yıldırım

servet.yildirim@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bundan 15 ay önce Merkez Bankası bankaları fonlamak için geç likidite penceresini kullanmaya başladığında “Para politikasında daha önce başvurulmamış bir yöntem deneniyor. TCMB’nin son adımlarından sonra sadelik gitti, geride karmaşık bir uygulama kaldı” demiştik. GLP o güne kadar karar süreçlerinde dikkate alınmazdı. Günün sonunda, para bulamayan ya da elindeki parayı plase edemeyen bankaların başvurdukları teknik bir imkândı. Prof. Fatih Özatay’ın dediği gibi, “Yandım anam yetiş faizi”ydi. Daha önce hiç para politikası aracı olarak kullanılmamıştı.

Haberin Devamı

O zaman bu hareket “politika faizine dokunamayan” Merkez’in parasal sıkılaştırmayı geçici kılmak için başvurduğu bir yol olarak görüldü. Oysa kullandığı faiz koridoru ile de aynı geçiciliği sağlayabilirdi. TCMB koridorun üst bandının daha da üzerinde bir oranı etkin hale getirerek farklı bir yola girdi. Politika faizine dokunmadan faiz etkisi yaratmak istedi. Olmadı, çalışmadı. Yaklaşık 1.5 yılın sonunda politika faizini tam 8.5 puan artırmak zorunda kaldı.

Bu nedenle:

1) Atılan son adım son derece olumlu. Para politikasında öncekine göre basitliği ve netliği daha fazla sağlayabilir. Basitlik ve netlik para politikası uygulamasının etkinliğini azaltmaz, aksine, daha da artırabilir.

2) Atılan adım Merkez Bankası’nın 2015 Ağustos ayında açıkladığı sadeleşme planına uygundur.

3) Bu adım sadeleşme ve normalleşme yolunda bir aksiyon olduğu gibi 1.5 puana varan bir ek sıkılaştırma imkanını da yaratmıştır. TCMB haziran toplantısında faizi artırmadan fonlamanın kompozisyonunda gecelik borç verme imkânının payını artırarak ortalama fonlama maliyetini yüzde 16.50’nin de üzerine, hatta yüzde 18’e kadar çıkarabilir.

4) Bu adım mevduat gibi faizlerin de yükselmesine yol açacak. Zaten hedeflerinden biri zımnen de olsa bu. Çünkü mevduat gibi TL cinsi enstrümanların cazibesinin artması paranın dövizden çözülüp TL’ye girmesine ve liranın değerlenmesine neden olabilir. Böylece enflasyondaki kur etkisi hafifleyebilir.

Turizmde önemli ortaklık

Haberin Devamı

15 yıl önce Turgutreis ile faaliyetine başlayan D-Marin Ege, İyon ve Adriyatik denizlerindeki 11 marinası ile Doğu Akdeniz havzasının en büyük zincirlerinden biri oldu. Türkiye, Hırvatistan ve Yunanistan’daki toplam 8.500 yat bağlama kapasiteli marinalarında kapsamlı hizmetler sunuyor. Doğuş Grubu bünyesindeki şirket sektörde önemli uluslararası oyunculardan biri konumuna ulaştı. Bu nedenle, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) D-Marin’e ortak olması her yönüyle önemli bir gelişmedir.

- EBRD soğuk savaş döneminin sona ermesiyle 1991’de Doğu ve Orta Avrupa’daki ülkelerin piyasa ekonomisine geçişlerine, özel sektör yatırımlarına ve girişimciliğe destek olmak için kuruldu. Beş kıtadan 66 ülkenin ortağı olduğu, Dünya Bankası benzeri bir banka. Uzun vadeli krediler veriyor, ortaklıklar kuruyor ve garanti sağlıyor. EBRD, D-Marin ortaklığı ile turizm alanında bugüne kadarki en büyük yatırımını yapıyor.

- Türk turizminde önemli bir oyuncu olmanın ötesine geçip Akdeniz’de bölgesel bir marka haline gelen D-Marin ile bölgesel kalkınmada anahtar bir kuruluş olan EBRD’nin bir araya gelmiş olması D-Marin’in büyüme hızının ve dolayısıyla değerinin daha da artmasına yol açacaktır. Sağlanan fonların şirketin büyüme planlarının finansmanında kullanılacağı açıklandı.

Haberin Devamı

- Toplam turizm gelirlerimiz içinde deniz turizmi önemli bir paya ulaştı. Marina ve yatçılık ise deniz turizm gelirlerinin büyük bölümünü sağlıyor. Marinalar sadece fiziksel yat bağlama mekânları olarak görülmemeli. Sundukları kapsamlı hizmetler bulundukları bölgelerin ekonomilerini de canlandırıyorlar. Yaşanabilir kıyı kentlerinin yaratılmasında rol oynuyorlar. Bu açıdan EBRD-Doğuş ortaklığı Türkiye turizm potansiyelinin artmasına, yeni istihdam yaratılmasına katkı yapacaktır.