CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılması, bir süredir fırtına gibi esen belediye başkanları operasyonunun şimdilik son halkası.
Sözün başında; 3 cenahta 3 ayrı gerekçeyle yapılan operasyonların bir kakofoni yarattığını söylersek herhalde kimse itiraz etmez.
HDP’li belediyelere dönük kayyum operasyonlarının gerekçesi teröre destek.
CHP’li belediyelere yönelik operasyonların gerekçesi daha çok yolsuzluk.
Ak Parti’deki operasyonun gerekçesi ise, “metal yorgunluğu.”
Muhalefet ne diyor; Ak Partili belediye başkanları istifa ettirilir ve haklarında hiçbir yasal takibat söz konusu olmazken, diğer iki cenahta işler görevden alma, uzaklaştırma ve yargı süreciyle devam ediyor.
Elbette gerekçelerdeki farklılık, süreçlerin yöntemlerinde değişikliğe neden olabilir.
Ama bu durum soru işaretlerini ortadan kaldırmıyor.
CHP’de Ataşehir ile başlayan, Hazinedar ile devam eden operasyonun, bu iki isimle sınırlı kalmayacağı aşikâr.
Bu noktada Beşiktaş Belediye Başkanı vakasının ardından Hazinedar ile ilgili iddiaların parti içinde de daha önce gündeme geldiği, ancak herhangi bir tasarrufta bulunulmadığı konuşulduğunu unutmamak lazım.
CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Bülent Kuşoğlu ve Kamil Okyay Sındır tarafından Hazinedar ile ilgili iddiaların yer aldığı bir rapor hazırlanarak Kılıçdaroğlu’na sunulmuştu.
Dün CHP Genel Merkezi ile konuştum.
Kılıçdaroğlu’nun, “bilgi notu” olarak ifade edilen dokümandaki iddiaları tek tek sorduğu, büyük kısmının yargılamaya konu olarak beraat ve takipsizlikle sonuçlandığı bilgisini aldığını belirttiler.
Nitekim Kılıçdaroğlu da dün Beşiktaş Belediye Başkanlığı önündeki konuşmasında bu iddiaları kısmen doğruladı.
CHP liderinin önceki akşam görevden uzaklaştırma kararını öğrendiğinde, “Bunun arkası gelecek” diyerek, hazırlıklı olunması gerektiğini belirttiği ve yargı süreçlerinin en kısa sürede sonra ermesi yönünde mücadele etme talimatı verdiğini de öğrendim.
Bu süreçte, eleştirilerin dozunu daha da yükselten, hatta iktidara dönük yeni dosyaları ortaya koymak için hazırlanan bir Kılıçdaroğlu ve CHP göreceğiz.
Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerin CHP için de kritik önemde olduğunu biliyoruz.
Kılıçdaroğlu, özellikle özgül ağırlığı yüksek belediyelerden hata yapmamalarını istemişti.
“Belediyecilik CHP’nin işi” kavramını kullanan Kılıçdaroğlu, örnek olarak da CHP’li Eskişehir ve Çankaya belediyelerini işaret ediyor.
Örneğin, Ankara Çankaya’da çok değerli arazilerin ranta çevrilmek yerine yeni nesil belediyecilik anlayışına uygun biçimde, kültür merkezleri, halkevleri, spor alanları, yaşlı bakımevleri yapımı için kullanılması, halkkart, sağlıkkart gibi uygulamalar yapılmasını sıkça örnek gösteriyor.
Kılıçdaroğlu, bu desteğini Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in neredeyse tüm önemli açılış ve etkinliklerine bizzat giderek gösteriyor.
Uzun yıllardır iktidar olamayan CHP’nin icracı olarak kendini gösterebildiği tek alan belediyeler.
İçişleri Bakanlığı’nın belediye operasyonları bu nedenle de CHP’nin bam teline basıyor.