Anayasa değişiklik paketinin kabul edilmesinden sonra çalışmalarına ara veren Meclis, dün kapılarını yeniden açtı.
Uzun bir süreden sonra yapılan grup toplantılarının odağında anayasa değişikliği paketi vardı.
TOBB’un düzenlediği Ekonomi Şûrası’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuşmasının siyasi ayağını anayasa paketine ayırdı.
Başkanlık sisteminin Cumhurbaşkanlığı adı altında formüle edildiği paket, halen Erdoğan’ın önünde.
Cumhurbaşkanı’nın paketi onaylamasıyla kampanyalar başlayacak.
Karşıtlık üzerinden propaganda
Ak Parti, anayasa değişiklik paketini anlatmanın en kestirme yolu olarak, “karşıtlık” söylemini görüyor.
CHP ve HDP ile birlikte, “hayır” cephesinde FETÖ’nün, PKK’nın ve diğer örgütlerin saf tuttuğunu belirterek, bunun bile, “evet” için yeterli olduğu üzerine bir söylem oturtuyor.
Kolay gibi gözükse de sonuçları etkili, ancak uygulanması zor bir yöntem.
Ak Parti içinde de bu söylemin, “hayır” diyen herkesin aynı kefeye konulduğu gibi bir algıya yol açacağı düşünceleri var.
Bu nedenle Ak Parti, bu söylemin yanına, “yapıcı, pozitif propaganda” kavramını da koyuyor.
“Hayır” diyenlerin değil, “hayır” için yanyana gelenlerin anlatılmasına odaklanılması, seçmenlerin tamamı için kapsayıcı bir dil kullanılması düşüncesiyle hazırlık yapılıyor.
Başbakan Yıldırım’ın dünkü konuşmasında da bu düşüncelerin etkisi vardı.
Yıldırım, bir yandan, “Milletim ‘hayır’ diyenlere göz ucuyla baksa olayı net görür. Kim hayır diyor; PKK’nın sözde üst düzey yöneticileri, FETÖ’nun kaçak terörist sürüsü... Bunların ‘hayır’ dediği yerde biz dünden, ‘evet’ diyoruz...” ifadelerini kullandı, diğer yandan da, “Bizim işimiz kavga değil. Kararsız olan vatandaşlar da var. Bizim görevimiz herkese ulaşmak... Şartlar ne olursa olsun Ak Parti duruşuna yakışmayacak hareketin içinde biz olmayacağız” dedi.
Terör ve ekonomi
CHP’nin, “hayır” propagandası ise, “ekonomi” ve “terör” başlıklarına oturtulacak.
Kampanya sürecinde anayasa değişikliğinin, “tek adam rejimine” yol açacağının altı çizilecek.
Sorunun Cumhurbaşkanı Erdoğan değil, getirilen sistem olduğu vurgulanacak.
Ak Parti ve MHP seçmenini rahatsız edici bir dil kullanılmamasına özen gösterilecek.
“FETÖ ve PKK da ‘hayır’ diyor” söylemine karşı ise CHP’nin FETÖ’ye yönelik başta Meclis olmak üzere her platformdaki uyarıları, terörle mücadele konusunda iktidara verdiği destek ile açıkladığı eylem planları halka anlatılacak.
Yenikapı Mitingi’ne verilen destek anımsatılacak.
Bu başlıklarla ilgili bastırılan kitapçıklar teşkilatlara dağıtılmaya başlandı.
Terör ve ekonomi başlıklarıyla ilgili olarak da iki reklam filmi çekilmesi tasarlanıyor.
Kampanya sürecinde parti ismini öne çıkartmayacak olan CHP’nin isminin sadece bu iki reklamda kullanılması düşünülüyor.
Kapsayıcı bir kampanyayı hedefleyen CHP’nin oluşturduğu çerçevenin yansımasını da Kılıçdaroğlu’nun dünkü grup konuşmasında görmek mümkündü.
Kılıçdaroğlu, “Bu anayasa değişikliği milletin hangi sorununu çözecek? Terör sorununu çözüyor mu, işsizlik sorununu çözüyor mu? Hayır. O zaman hayırlarımızı çoğaltmalıyız” sözleriyle başlayıp, “Referanduma gidip demokrasiyi oylayacağız. Ya demokrasi, ya tek adam rejimi” diyerek devam ettiği konuşmasında, “Binali Yıldırım, ‘PKK, FETÖ ‘hayır’ diyor’ diyor. FETÖ sana Binali Yıldırım dediği zaman adını değiştirecek misin? Bir ülkenin başbakanı, referandumda hayır oyu verecek kişilerin tamamını terörist ilan ediyor” sözleriyle Ak Parti ve MHP’ye yanıt verdi.
‘Tercihimiz Erdoğan’
Referandum sürecindeki tutumu en çok merak edilen parti kuşkusuz MHP.
Tabanının bir bölümünün, “hayır” diyeceği, bir bölümünün kararsız olduğu iddia edilen MHP de propaganda sürecini, “devletin bekası” söylemine oturtacak.
MHP’nin, “önce devletim” tercihini yaparak fedakârlıkta bulunduğu, ülkeyi kaotik bir süreçten kurtardığı tezi işlenecek.
Dünkü grup toplantısında, “Açık açık duyuruyorum; eğer Doğu Perinçek ve hayırcı yoldaşlarıyla Recep Tayyip Erdoğan arasında bir tercih hakkımız olursa, kesinlikle ve istinasız Sayın Erdoğan’ı tercih edeceğimizi herkes bilmeli ve kafasına sokmalıdır. Bunlar çılgına dönüp kudursalar da; millet için evet, devlet için evet, cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyeceğiz... Niye evet diyormuşuz. Biz de diyoruz ki size ne, size mi soracaktık?” ifadeleriyle sert çıkan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin söylemi, kampanya sürecinde de işlenecek.
Erdoğan faktörü
Ak Parti’nin ve “evet” taraftarlarının en büyük güvencesi ise kuşkusuz meydanların dilini en iyi bilen isim olan Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Türkiye’nin içeride ve dışarıda yaşadığı gelişmeleri, “istiklal mücadelesi” olarak yorumlayan, referandum süreci için, “kutlu yolculuk” diyen Erdoğan’ın sahaya çıkmasının faktörleri değiştireceği görüşü hakim.
Cumhurbaşkanı’nın, “tarihin en kritik mücadelesi” diye nitelediği 60 günlük maratonun sonunda Türkiye sandığa gidecek.
En önemlisi ise bu yolculuktan sonuç ne olursa olsun Türkiye’nin kenetlenerek ve güçlenerek çıkması.