Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün konuğuyduk.
Özlü, gazete ve televizyonların Ankara temsilcilerine, bakanlığının çalışmalarını anlattı, müjdeli haberler verdi.
Kısa vadede atılacak en önemli adım, KOBİ’lere verilecek destek.
Özlü’nün aktarımına göre, 10,3 milyar liralık sıcak para bir ay içinde piyasaya girecek.
Başvuran ve şartları karşılayan herkes, krediden yararlanabilecek.
Özlü’nün TÜBİTAK reformundan, 4. Sanayi Devrimi’ne, yerli otomobilden, AR-GE Fonu kurulmasına kadar uzanan açıklamalarını şöyle özetleyebilirim:
TÜBİTAK işveren olacak
“TÜBİTAK reformu, aslında Türkiye’nin dönüşümü. ARGE’ye 20 milyar 600 milyon lira harcama yapıldı, Gayrı Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) yüzde 1’ini geçtik. Ama yüksek teknoloji ürünlerin GSMH içindeki payı artmadı. Sistemin değişmesi lazım. 6 ay çalıştık, yabancı danışmanlık şirketinden hizmet aldık. Onlar da aynı sonuçları paylaştılar. Bakanlar Kurulumuz kabul etti. Kore gibi ülkelerin yüksek teknolojili ürünlerin ihracatlarındaki payı yüzde 25’ler 30’lar seviyesinde. Bizim 3.7. Yüzde 3.5’tan yüzde 20’lere ulaşma hedefimiz var. Özel sektör yüklenici, TÜBİTAK da işveren konumunda olacak. Her alanda destek vermeyeceğiz. Türkiye’nin stratejik gördüğü, potansiyel olan sektörlere vereceğiz. Diyelim Tarım Bakanlığı’nın tohum ihtiyacı var. Niye tohum ihracatı yapmayalım? Bakanlık isteyecek, TÜBİTAK çalışma grubu oluşturacak. Yüklenici bir şirket olacak. Tohum ortaya çıktıktan sonra bunun müşterisi belli olacak, bakanlık çiftçiye önerecek.
Cari açık kalmayacak
Yeni sistemde Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu’nu kaldırıp, Bilim Teknoloji ve Sanayi İcra Kurulu getiriyoruz. Sanayimize teknoloji enjekte etmek istiyoruz. Biz 10 dolara bir ara mamül alıp işleyip 11 dolara satıyoruz. Biz ne zamanki 20 dolara satarsak o zaman sorun kalmayacak, cari açığımız falan kalmayacak. Akıl satacağız, bizim başka şeyimiz yok, petrolümüz doğalgazımız yok. Teknoloji üretemeyen bir ülkenin geleceği yok.

Piyasaya 10.3 milyar liralık can suyu

AR-GE Fonu kuruluyor
Türkiye AR-GE için GSMH’nin ne kadarını harcamayı düşünüyor, 2 trilyon 500 milyarın yüzde 1’i, 25 milyar yapar. Bunun yarısını devlet, yarısını özel sektör veriyor. Bunu bütçe yaparken hükümet araştırma geliştirme payı olarak koyacak. 12.5 milyar bütçeye konulacak. Araştırma Geliştirme ve Teknoloji Fonu kuruyor. Bütçe içi bir fon. Yönetimi Başbakan başkanlığındaki Savunma Sanayi Fonu’nda olacak. Amacımız çok dağınık bütçeyi bir yerde toplamak, sahipli ARGE yapmak. Projelerle kaynağı eşleştirmek. TÜBİTAK kendi enstitülerini fonluyor gibi eleştiriler olurdu. Tek tek ele alıp özel sektörde karşılığı varsa kapatacağız, çok kritikse koruyacağız. Onlar sadece yüksek teknolojili ürünlere odaklanacak. Yüksek Teknolojileri Araştırma Merkezi çatısı altında toplayacağız.
Endüstri bölgeleri
Bir çalışmamız var. Anadolu’ya gidin her şehirde şehir içinde kalmış sanayi siteleri vardır. Bunların dönüşümünü arzu ediyoruz. Şehrin dışında tertemiz, içinde camisi, çarşısı, birer modern sanayi çarşılarına dönüştürmek istiyoruz. 17 milyar liralık kaynak gerekiyor. Bunlar şehir merkezlerinde değerli yerlerde. Kendi kendilerini dönüştürebilecek bir kaynağa sahipler. Özel şahısların endüstri bölgeleri kurmalarının yolunu açıyoruz. Singapur’da Juronk adasında var, 50 milyar dolar ciro oluşturuyor... Türkiye’nin organize sanayi bölgesinden farklı büyük endüstri bölgelerine ihtiyacı var. Ege, Balıkesir... Adana’daki Ceyhan endüstri bölgesi var. Karadeniz’de, Ege’de, Akdeniz’de liman olan büyük endüstri bölgeleri konsepti kurmamız gerekiyor. Biz de daha küçük olsa, her birinden 20-25 milyar dolarlık bir ciro oluşturabilirsek kalkınmada ciddi bir etki oluşturur. Organize sanayi bölgelerindeki emlak verginin sıfırlanması ya da azaltılması gibi tedbirler de var paketin içinde.
4. Sanayi Devrimi
Sanayinin dönüşümü, dünyada yeni bir konsept. TOBB-MÜSİAD-TÜSİAD, TİM, YASED ve TTGB gibi 6 STK ile bakanlığımız arasında bir protokol çalışması yaptık. Üretim maliyetlerimizin düşmesi lazım. Düşük üretim maliyetleri için batılı ülkeler endüstri 4.0 gibi bir konsept getirdiler. Robotlarla çalışıp üretim maliyetlerini düşürmek, karanlık fabrikalar. Mesela sıfır stokla çalışma. Satın alıcının taleplerine göre esnek yönetim gibi hususlar içeriyor. 1. sanayi devrimini 100 yıl geriden takip ettik belki ama bunu da 3.5-4 yıl gibi geriden takip ediyoruz. 4. Sanayi devrimi gerçekleşecek, şu anda bildiğimiz bir çok meslek kolu ortadan kalkacak. ABD’de yapılan çalışmaya göre 10-20 yıl arasında iş kollarının yüzde 47’si risk altında, toplu imalat gibi dallarda iş kolları sıfırlanacak. Yüksek teknolojili iş kollarının ayakta kalacağı, el işçiliği, sıradan iş kollarının sınırlı ölçüde hayatta kalacağı belirtiliyor. Yazılım konusunda çok önemli mesafe kat ettik. Bilişim, biyo teknoloji ve nano teknoloji destekleyeceğimiz üç alan olacak. Gebze’de 3.5 milyon metrekarelik bir alanda etaplar şeklinde planlanmış proje var. TÜBİTAK büyük ortak, KOSGEB var. Biz, bir bilişim vadisini Kocaeli’nin lokal bir projesi değil, Türkiye’nin projesi olarak görmek istiyoruz.
Piyasaya can suyu
TÜBİTAK ve KOSGEB’in yürüttüğü projeler var. Mikro kredilerin artırılmasına büyük önem atfettik. İhtiyacı olan, şartları sağlayan herkese destek vereceğiz. Dün akşam 242 bindi başvuru. Yeni rakam 264 bin oldu. Önceden kalan 206 bin var. Toplarsanız 500 bine yaklaşıyor. 20’sine kadar başvuru alacağız. 1 ile 9 kişi çalıştıran KOBİ’lere öncelik vereceğiz. Bankalarla çok ciddi sorunlar yaşamış hariç olmak üzere ihtiyacı olan KOBİ’lere verilecek. 27 Şubat gibi krediden istifade etmeye başlayacaklar. İmalat sanayi öncelikli olacak. Değerlendirmeyi bilgisayar ortamında yapıyoruz. Önümüzdeki 1 ay içinde piyasaya 10.3 milyar liralık sıcak paranın girmesine sebep olacak bir çalışma. Kredi olarak verilen ana para 3 yıl içinde ödenebilir mi ona da bakılıyor. Şartları sağlayan herkese vereceğimizi söyledim. Sayın Başbakanımızla da konuştum ve şartları sağlayacak herkese vereceğiz.
Elektrikli taksi
Türkiye’de otomobil yan sanayi çok iyi durumda. Türkiye rahatlıkla bir otomobil çıkarıp rahatlıkla üretebilir. Problem ticari. Dünyada oturmuş önemli oyuncular var. Bunlarla nasıl rekabet edebileceğiz, fiyat avantajı sağlayabileceğiz. Konunun TÜBİTAK’ta değil, sanayicilerimizin oluşturacağı bir konsorsiyum tarafından takip edilmesini benimsedik. Başbakanımıza, Cumhurbaşkanına arz ettik, olurlarını aldık. Yeni model bu şekilde yürüyecek. Bizim amacımız yerli, küresel bir otomobil markası oluşturmak. Küresel bir marka oluşturmak. Astana’ya gittiniz, sizi karşılayan bir Türk tipi taksi olması lazım. Elimizdeki tüm verileri, bilgileri sanayicilerimize aktaracağız. Biz destekleyeceğiz, onlar önde olacak. Elektrikle başlayacağız. Dünya elektrikli otomobile doğru gidiyor. 2030’larda Avrupa’nın merkezine sadece elektrikli arabalar girecek. Dolayısıyla biz bu yarışın dışında kalmak istemeyiz. Öncelikli arzumuz taksi modeli olsun, onlar beklerken şarj edebilecekler. Yaklaşık 300 kilometreye kadar şarjla gidebiliyoruz. 2019’a yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Birbiri ile anlaşabilen, uyumlu çalışabilen, bu işi yapmaya istekli, takım olabilen bir konsorsiyum. Onlar kendi aralarında anlaşacaklar, bize gelecekler.
Yapıyı kırıyoruz
FETÖ konusunda bakanlık ve bağlı kuruluşlarda iğneyle kuyu kazar gibi çalıştık. Binin üzerinde personel çıkardık. Az önce gelen haber TÜBİTAK BİLGEM’de 24 personel gözaltına alındı. Mevcut yapı, FETÖ örgütlenmesinin kontrol edebildiği bir yapı. Bu yapıyı kırıyoruz. Fon kısmını alıyoruz, TÜBİTAK uygulamacı olacak, sadece işveren konumunda olacak. Gebze’deki teknoloji merkezini TÜBİTAK’tan koparacağız.
Havadaki veri de kıymetli
Güvenlik konusu, özellikle bilişim olunca daha büyük önem arz ediyor. Havadan binlerce veri gidiyor. Bir sürü ses, resim, bunların kıymetlendirilmesi mümkün. Tedbir aldık, bilgisayarlarımızın fişini çektik, havadan giden veriler var, onları da toplamak mümkün.”