Yakın tarihin en önemli seçimleri öncesi taşlar yerine oturmaya başladı.
Cumhur İttifakı, devletin bekasını ön plana çıkardığı ittifak protokolünü hazırladı, Cumhurbaşkanı adayının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu YSK’ya bildirdi.
Başbakan Binali Yıldırım ve MHP lideri Devlet Bahçeli, Erdoğan’ın adaylık başvurusunu bizzat yaparak, ittifakın sağlam zemine oturtulduğu ve Erdoğan’ın arkasında tek vücut oldukları mesajını en üst düzeyden verdiler.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 100 bin imzayla aday olma kararlılığını sürdürdü ve iddiaya göre ilk günden 100 bin imzayı aştı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da 100 bin imzayla adaylık başvurusunda bulundu.
Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 100 bin imzayı toplamaya çalışan diğer isimler.
YSK’nın imza toplamasına onay verdiği bu 4 isimden kaçı seçime katılabilecek, göreceğiz.
HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı, tutuklu eski genel başkanı Selahattin Demirtaş.
CHP de dün adayının Muharrem İnce olduğunu açıkladı.
Buna göre en az 3, en fazla 7 ismin yarışacağı bir Cumhurbaşkanlığı seçimi izleyeceğiz.
İnce tercihinin nedeni
Adaylığı hafta içinde netleşen, ancak saklanan İnce’nin kamuoyuna duyurulduğu dünkü tanıtım toplantısı coşkuluydu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün çatı aday olması formülüyle başladığı aday arayışında, bütün ihtimalleri değerlendirdi.
Gül formülünün çökmesinden sonra, tabanın, merkez sağ kökenli CHP Milletvekili İlhan Kesici ya da Ak Parti kurucularından olan Abdüllatif Şener gibi bir isimden çok, parti genlerini taşıyan bir ismi istediği de netleşmişti.
Anketler de destekleyince, Kılıçdaroğlu, iki kurultayda kendisine rakip olan İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdi.
İnce’nin, CHP’lileri coşturan konuşmasından sonra Ankara’da farklı değerlendirmeler yapıldı.
İktidardan gelen tepki, Kılıçdaroğlu’nun seçimi değil, partiyi kaybetmemeyi hesapladığı, İnce’nin seçimi kaybettikten sonra artık genel başkan olma şansını da yitireceği yönündeydi.
Sadece CHP’de değil, muhalefetin tamamında ise Kılıçdaroğlu’nun en güçlü rakibini aday göstererek, demokrasi adına önemli bir adım attığı görüşü hakimdi.
25 Haziran dengesi
İnce, gençlik kollarından başlayarak CHP’nin emek gerektiren her basamağında bulunmuş bir isim.
Sevilen, enerjik, güçlü hitabetiyle dikkati çeken dinamik bir siyasetçi.
Dünkü konuşması da bu nitelikteydi.
Parti rozetini bırakıp, Türk bayrağı takması, terörle ve yolsuzlukla mücadele sözü, Kürt seçmene göz kırpması konuşmasının öne çıkan yönleriydi.
Kılıçdaroğlu’nun daha önce yaptığı, “polemikçi olmayan, ekonomi bilen, başarı hikâyesine sahip” tanımının İnce’ye uymadığına kuşku yok.
Bu da İnce’nin koşullar çerçevesinde aday gösterildiğini ortaya koyuyor.
İnce’nin öncelikli iki hedefi olacak; seçimi ikinci tura taşımak ve Akşener’i geçerek ikinci tura kalmak.
Seçimi kazanması halinde zaten bir başarı öyküsüne imza atacak.
Bu iki hedefin dışında, bir de örtülü hedef söz konusu.
CHP’nin üzerinde oy alırsa
Kazanamaması durumunda göstereceği performans, hem kendisinin hem Kılıçdaroğlu’nun hem CHP’nin geleceğini şekillendirecek.
İnce, 25 Haziran sabahına, İYİ Parti’ye de oy kaptırdığı söylenen CHP’nin üzerinde oy almış şekilde uyanırsa, genel başkanlık için çok güçlü hale gelecek.
Yüzde 25 ve üzerinde bir oy, İnce’yi farklı bir noktaya taşır.
Aksi bir durumda ise Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı sürdürmek için eli güçlenecek.
24 Haziran seçimi, kazanan kim olursa olsun, önemli sonuçlar doğuracak.