Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, önceki gün teması çevre duyarlılığı olan yemekte iş, sanat, siyaset, yargı ve medya dünyasından kadınları bir araya getirdi.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, dünyanın hiçbir yerinde kadınların lütuf beklemediğini vurgularken, “Kadınlar en temel insani haklarını, eğitim ve çalışma haklarını istiyorlar. Şiddetten, istismardan uzak bir yaşam talep ediyorlar. Kadına kötü yaklaşımdan tabiata hor muameleye kadar her biri ahlaki zafiyetin neticesidir. Bu nedenle önce insana bakışımızı değiştirmek durumundayız” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Kadına yönelik şiddet ve her türlü istismar gündemin ilk sıralarında.

Son dönemde, güya din adına, fetva kılıfı altında, kimi isimler tarafından yapılan akla ziyan açıklamaların objesi de maalesef kadınlar.

Kadın literatürü bu kadar geniş ve bir o kadar da kadın aleyhine oluşmuş bir sosyolojik altyapımız olduğunu da tekrar tekrar anlıyoruz.

Bu nedenle, Emine Erdoğan’ın, konuya her şeyden temel insan hakları bakımından yaklaşan bakış açısının altını çizmek gerekiyor.

Önceki günkü davette de masalardaki sohbet konularının başında kadın hakları, kadın mücadelesi ve sözde fetvalar vardı.

Külliye’deki yemeğe Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Diyanet İşleri Başkanlığı’ndaki toplantısından geçmiştim.

Bozdağ’ın, bu tür tehlikeli ve abuk sabuk değerlendirmeleri yapanlara dönük cezai yaklaşımlar konusundaki şu sözleri hafızamdaydı:

“Nurettin Yıldız’la ilgili olarak medyaya yansıdı. Bazı vatandaşlarımızın şikayeti üzerine başlatılan soruşturmalar var. Kişiler dini konularda farklı düşündü diye bizim kanunlarımızda bir suç yok. İnsanlar bu konularda farklı düşünebilir, farklı değerlendirmeler de yapılabilir. Savcılıklar bizim usul hukukumuza göre mecburen yapılan şikâyeti esasa kaydediyor, böylece soruşturma otomatik başlamış oluyor. Ama resen değil, şikâyet üzerine başlamış bir soruşturma.”

‘İslam’la alakası yok’

Odak noktası dini yaklaşımlar olan tartışmalı söylemlerin ne kadar ifade özgürlüğü, ne kadar suç olduğu meselesi oldukça çetrefil bir konu.

Haberin Devamı

Bu noktada, son dönemde Nurettin Yıldız ismi üzerinden tartışılan söz konusu söylemlere ilişkin olarak Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün söyledikleri net.

Güngör’le Emine Erdoğan’ın verdiği yemekte sohbet etme imkânı bulduk.

Güngör, sözde ilahiyatçıların, soruşturmaya konu olan sözlerine ilişkin soru üzerine şu ifadeleri kullandı:

“Söylenenlerin İslam’la alakası yok. Bunlar cahilliktir, yobazlıktır, gericiliktir. Bunlar doğrudan topluma zararlıdır.”

Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu tür sözlerin mutlaka hukuki müeyyidesi olmalı. Toplumun birlik ve beraberliğini bölmeye yönelik, kadınları aşağılayan, halkı kin ve düşmanlığa teşvik eden bu yaklaşımların müeyyidesi olması lazım.”

‘O sözü unutmadım’

“Kadınlar rol model olmalı, bu kadınlarımızın sayısını artırmalıyız” diyen Güngör, bir Kenan Evren anısını şöyle anlattı:

“1980 sonrası, sene 1983’tü. Kenan Evren Danıştay’a gelmişti. Kadın hâkimlerin yoğunluğunu görünce, ‘kadınlar duygusal olur’ diyerek kadın hâkimler konusundaki şüpheli bakışını ortaya koymuştu. Bu sözlerini hiç unutmadım. Danıştay’da her dairede kadın üye var. Başkan olduktan sonra buna özellikle dikkat ettim. Kadın olmayan dairemiz yok şu anda.”

Haberin Devamı

‘Kadın muhtar artmalı’

Güngör, kadınların her yerde varlık göstermesinin önemine işaret ederken de, “Sayın Cumhurbaşkanımızın muhtarlarla buluşmaları oluyor. Bakıyorum kadın muhtar yok. Kadın muhtar sayısı artmalı. Ben bu konuyu çok önemsiyorum. Bu noktalarda bulunan kadınlarımızın halkla temasının artması açısından bu çok önemli” dedi.

‘Ertaş’a kulak verelim’

Güngör, şunları söyledi:

“Bir yandan da kadınlarımızın özgüvensiz olması sorununu aşmamız gerekiyor. Hadi vardır ya, ‘eksik etek’ derler kadınlar için. Buna karşı önce kadınların mücadele etmesi gerekiyor. Maalesef kadınlarımızda bu yaklaşımı kabul etme gibi bir özgüvensizlik var. Bunun üstesinden gelmeliyiz. Kadın-erkek eşitliği konusunu gündemde tutmak, bunu işlemek ve kadını eğitmek çok önemli. Atatürk, kadının aşağıda, erkeğin yukarıda olduğu, eşitliğin olmadığı bir toplum birlikte batar yaklaşımını ortaya koymuş. Toplum eşit kadını-erkeğiyle birlikte yükselir. Ben Kırşehirliyim. Neşet Ertaş gibi. Neşet Ertaş gibi hayat okulunda okumuş bir insan ne diyor; ‘kadın insandır, erkek insanoğlu’. Bu sese kulak verelim.”

Eğitim ve sevgi şart’

“Türkiye’de genel olarak şiddet eğiliminin arttığını vurgulayan Güngör, “Sosyal hayatta, trafikte insanımızın birbirine yönelttiği şiddet arttı. Eğitim, sevgi, hoşgörü şart. Erkeklerin bu konuda eğitilmesi şart. Kadınlarımızın erkek evlatlarını doğru yetiştirmesi de şart” diye konuştu.