Türkiye, Suriye’deki iç savaşla ilgili kırmızı çizgisini dünyaya uzun süre önce ilan etti.
Sınırında PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG tarafından kurulacak bir devlete izin vermeyeceğini, oldubittilere müsaade etmeyeceğini açıkça vurguladı.
Rakka operasyonuna başlamadan önce ABD’ye defalarca bu operasyonun birlikte yürütülebileceğini, Özgür Suriye Ordusu’nun da operasyona hazır olduğunu bildirdi.
Ancak ABD, sahada DAEŞ’e karşı uzun süredir kullandığı YPG’den vazgeçmedi.
Türkiye’nin tepkilerine karşı YPG’yi Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altında yapılandırıp, meşruiyet sağlama yolunu seçti. Rakka operasyonu öncesinde de SDG’ye silah yardımı yapılacağını duyurdu.
Bu silah yardımlarına ilişkin son haber dün ajanslara düştü.
Haberlerde, YPG’ye 100 TIR dolusu silahın daha taşındığı, böylece 5 Haziran’dan bu yana örgüte toplam 809 TIR silah gönderildiği bilgisi yer alıyor.
ABD’den gelen haberlere göre, silahlar listesinde 12 bin Kalaşnikof marka tüfek, 6 bin makineli, 3 bin 500 ağır makineli tüfeğin yanı sıra 3 bin Amerikan yapımı tanksavar da bulunuyor.
Listede, değişik kalibreye sahip 235 havan topu, 100 keskin nişancı tüfeği, 450 PV-7 tipi gece görüş dürbünü ve 150 kızılötesi lazer aydınlatıcı dürbün de var.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Brett McGurk’un açıklamaları taze.
McGurk, YPG’nin ABD için önemini anlatırken, “Yerel güçlerle birlikte çalışarak 2014’ten bu yana toplam 70 bin kilometrekarelik bir alanı DAEŞ’ten temizledik” diyor.
Rakka operasyonu için de, “Suriye’de de Suriye Demokratik Güçleri’ne Sünni Arapların katılımı giderek artıyor. Şu anda 25 bin civarında Sünni Arap, 25 bin civarında da Kürt savaşçıdan oluşuyorlar. Rakka operasyonunun yüzde 40 civarı tamamlandı. Operasyon uzun sürecek. Evlerinden olanların neredeyse yüzde 100’ü şimdi Suriye Demokratik Güçleri’nin hakimiyetindeki bölgelere akıyor” diyor.
McGurk’un, İdlib’deki El Kaide varlığı konusunda Türkiye’yi örtülü biçimde eleştiren, “Şu anda orası Türkiye sınırının yanı başında bir El Kaide barınma alanı. Dolayısıyla, bu konuyu elbette Türklerle çok yakından görüşeceğiz. Bazı IŞİD bölgelerinde sınırı nasıl kapattıysak ve kimsenin geçmemesini sağladıysak, bunu İdlib’de de yapmayı düşünebiliriz” sözleri de dikkate alındığında manzara daha da netleşiyor.
En az 50 bin
McGurk, her ne kadar Türkiye’nin endişelerini gidermek için SDG içindeki YPG’lilerle Sünni Arapların oranını yarı yarıya olarak açıklasa da gerçek, asıl muharip gücün YPG olduğu.
Ankara’nın elindeki rapora göre, ana operasyon bölgesi dışında, Kobani, Afrin ve Cizire’yi kontrol eden, Münbiç’teki varlığını sürdüren, sıcak bölgede bulunmayan, geride ve kazanılmış alanlarda güvenliği sağlayan PYD-YPG’lilerin sayısı da 25 bini buluyor.
McGurk’un operasyonda yer alan YPG’lilere ilişkin 25 bin sayısını doğru kabul etsek bile, PKK’nın Kuzey Suriye odaklı toplam varlığı en az 50 bin kişi.
Bu güç, ciddi ve son teknoloji silahlarla ABD tarafından donatılmış ve daha da donatılacak durumda.
ABD’den operasyon başlamadan önce gelen açıklamalarla, sonrasında yapılan, “Rakka’dan sonra da silahlandırma sürecek” yönündeki ikircikli beyanlar gösteriyor ki YPG sofistike silahlara sahip bir güç olarak ciddi tehdit oluşturmayı sürdürecek.
ABD’nin ilk Irak operasyonuyla güçlenen PKK’nın Türkiye’nin başına açtığı sorunlar ve 40 yıldır devam eden terör tablosu bize YPG’nin de uzun yıllara yayılan bir sorunla kapımızın eşiğinde olduğunu gösteriyor.
Kaldı ki tanksavar gibi kolay taşınabilir silahlar, daha şimdiden Türkiye içindeki operasyonlarda PKK’lılarda ele geçiriliyor.
ABD’nin Irak’ta dağıttığı silahların Türkiye’nin güneydoğusunda tetiklediği terörü düşününce Suriye’de olanlar ve olacaklar dejavü gibi.
Sahadan sonra masada
Elbette ABD’nin silahıyla, lojistiğiyle, tedarikiyle beslediği, düzenli ordu vasfını kazandırdığı 50 bin kişilik silahlı YPG gücü Suriye’nin politik geleceği açısından da bir problematik.
Kuşkusuz sahadaki bu güç masaya da taşınacak.
Dün yansıyan haberlere göre, ABD, Rakka sonrası için de kolları sıvamış durumda.
Suriye’de savaş sonrası gerçekleştirilecek seçimlere yönelik şimdiden bir hazırlık yapılıyor.
O seçimlerde kazanılacak başarı, Suriye’nin kuzeyindeki YPG varlığının statü kazanması için de yol oluşturacak.
ABD’li danışmanlar gözetiminde ele geçirdiği bölgelerde idari yapılanma kuran YPG’nin hedefi de o statüyü kazanmak.
Sahadaki güncel gelişmeler gösteriyor ki ABD ve Türkiye arasındaki PKK odaklı sorun asıl Rakka operasyonundan sonra yaşanmaya başlanacak.
Ankara’nın önünde, tıpkı ABD’nin Irak’a müdahalesiyle başlayan 30 yıllık sorun gibi Suriye kaynaklı 30 yıllık bir sorunu en az zararla yönetmekten başka seçenek bulunmuyor.