Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum yanlışından dönmesi halinde Kuzey Irak yönetiminin yanında olacağını belirtti. Çavuşoğlu hesap hatası yapan Barzani’den referandumun iptalini beklediklerini, aksi takdirde atacakları adımlar olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, yeni yasama yılının açılış töreninde yaptığı konuşmada Kuzey Irak referandumuna ilişkin ifadeleri gündemde.

Erdoğan, referandumun kimseye yarar sağlamayacağını, Türkiye’nin Kerkük üzerinden tehdit edilmesine izin verilmeyeceğini söyledikten sonra iki kritik cümle kurmuştu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı, “Kuzey Irak yönetimi, yaptığı yanlıştan dönme erdemini gösterdiğinde, Türkiye, devleti ve milletiyle bu kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir” dedi.

Türkiye’nin güvenliği

Erdoğan’ın, yönetim ile halkı birbirinden ayıran bir yaklaşımı ifade eden bu cümlesinden önceki sözleri ise şöyleydi:

“Konunun daha tatsız noktalara varmadan, bir an önce suhuletle ve sağduyuyla çözümü en büyük arzumuzdur.”

Referandumu önlemek için hem bölgesel hem de küresel bazda yapabileceği bütün diplomatik girişimleri yapan ancak Barzani’yi projesinden vazgeçiremeyen Ankara’nın izlediği yol; üç yaptırım seçeneğinin içinde askeri seçeneğin hemen zikredilmesi ve Türkiye’nin şahin yönünün öne çıkması nedeniyle özellikle içeride eleştirisi konusu.

Bu eleştirilere, Suriye ve Irak sahasında askeri müdahalenin hiçbir zaman kazananının olmadığı gerçeğinden hareketle hak verebiliriz.

Bununla birlikte, referandumun açtığı bağımsızlık kapısının Türkiye’nin özellikle iç huzur ve güvenliği açısından yaratabileceği radikal tehditler düşünüldüğünde, yaptırımların sertliği konusundaki seri açıklamaların hangi hassasiyetle dile getirildiğini de anlamak gerekiyor.

Erdoğan’ın Meclis konuşmasından yukarıda aktardığım iki cümleye de bu açıdan bakmak doğru olur.

Dikkat edilirse, Erdoğan’ın 26 sayfalık konuşmasında 3 sayfa ayırdığı Kuzey Irak referandumu bölümü, bu gelişmenin herhangi bir karşılığı olmadığı ve asıl sıkıntının referandumun olumsuz sonuçlarının kimin işine yarayacağı üzerine inşa edilmiş.

Haberin Devamı

Ne diyor Erdoğan; “Kadim devletlerin dahi varlıklarını korumakta zorlandıkları bir kaotik dönemde, bölgesel bir yapının bağımsızlık iddiası, başka güçlerin oyuncağı olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır.”

‘Adım atarız’

Bu genel perspektifin ardından hâlâ geri dönüş yolunun açık olduğunu vurguluyor ve Türkiye’nin yardıma hazır olduğunu söylüyor.

Bir yandan Kuzey Irak yönetimine devreye sokulan ön yaptırımlarla “İşin şakası yok” mesajını veren, diğer yandan da yumuşak güce hâlâ fırsat tanıyan bir yaklaşımdan söz ediyoruz.

Bu noktada, önceki gece yeni yasama yılı vesilesiyle verilen resepsiyonda sohbet ettiğimiz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun sözlerini aktarmak yararlı olur.

Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin uygulamaya başladığı yaptırımlar konusunda, “Eğer durdurmazlarsa daha atacağımız adımlar olur. Biz hala bekliyoruz ki iptal etsinler” dedikten sonra, IKYB Başkanı Mesut Barzani’ye referandum gerçekleştirse olabilecek her şeyi söylediklerini anlattı. Çavuşoğlu şu ifadeleri kullandı:

Haberin Devamı

“Esasen başından herkes söylediği zaman ‘erteliyorum’ dese masada çok güçlü olacaktı. Herkes destekçisi olacaktı. Referandum yaparak masada güçlü olacağını sandı. Çok ciddi bir hesap hatası yaptı. Şu anda masada referandum öncesi kadar güçlü değil. Ama yine de anayasada yazılı hakların hepsinin verilmesi lazım.”

Dışişleri Bakanı, Barzani’ye, işin başında, “Aracı, garantör olalım”, “Siz ülkelerin isimlerini söyleyin, bunlarla beraber olalım” dediklerini belirterek şöyle devam etti:

‘En az zarar bizden’

“Referandum olduğu zaman başına gelebilecek şeyleri söyledik. Gene, ‘en az zarar bizden gelir’ dedik. ‘İçeride ve dışarıda sizi mahvedecekler’ dedik. ‘PKK’yı üzerinize salacaklar’ dedik. Siyasi partilerin çoğunluğu karşı. Son güne kadar Talabani’nin partisi, Goran karşı. İslami cephe partileri bir tanesi hariç karşı. Sandığa giderken artık dönse siyaseten zor durumda kalacak. Vatandaşın çoğu karşı.”

Dışişleri Bakanı’nın bu hafta Fransa Dışişleri Bakanı ile kritik bir görüşmesi var.

Fransa, Bağdat’la Erbil arasında uzlaşma yollarının zorlayan ülkelerin başında geliyor. Irak Başkanı Haydar İbadi ile Barzani Fransa’da buluşacak.

‘Dondurma ihtimali’

Kulislere yansıyan bilgiler, Ankara’nın sahada, referandum kararının dondurulması için alt düzeyde mekik diplomasisini sürdürdüğünü gösteriyor.

Dün gece Çavuşoğlu’na, “Barzani’nin referandumu dondurma ihtimali var mı?” diye sorduk. “Dondurma ihtimali var, olmalı da” diye yanıt verdi.

Bakanın sözleri, askeri seçeneği son sıraya koymak zorunda da olan Ankara’nın yaklaşımını özetliyor.

Cumhurbaşkanı’nın yarın gerçekleştireceği İran seyahati de bu bağlamda kritik önem taşıyor.

Burada bütün mesele, Türkiye’nin “önce ateş edip sonra nişan alma” tuzağına düşmemesiydi.

Hele konu, “Kürtlerin bağımsızlığı” diye özetlenebilecek kadar çetrefilliyse.

Erdoğan’ın sözleri, Çavuşoğlu’nun açıklamaları, gerekli uyarıların, zamanında yapıldığını gösteriyor.

Evet; Ankara yaptırımlar konusunda kararlı ancak 10 yıl öncesine kadar Kuzey Irak aleyhine asimetrik olan ilişkinin, bugün ortak maliyetler üreten bir düzleme taşındığının da farkında.