Zaman tutarsızlığı nedir? Diyelim ki kilo probleminiz var ve bir diyetisyenle görüştünüz. Diyetisyen size sağlıklı bir kilo kaybı için unlu, şekerli ve yağlı ürünlerden uzak durmanızı söyledi. Ancak iki günlük sıkı diyetten sonra önce bir parça simit, sonra bir dilim baklava derken izlemeniz gereken diyetten giderek uzaklaştınız ve tekrar kilo almaya başladınız. Bu örnekte görülen, kısa vadede karşı koyamadığımız kaçamakların uzun vadede bizi izlemek istediğimiz plandan uzaklaştırmasıdır. Yani kısa vadedeki davranışınız ve uzun vadeli niyetiniz arasında “zaman tutarsızlığı” göstermiş olursunuz.
Karardan sapmak
İktisatta zaman tutarsızlığı (“time inconsistency”) kavramı benzer bir soruna işaret eder. Uzun vadede ekonominin dengeli büyümesi için alınan kararlardan kısa vadede sapılması anlamına gelir. Ekonomide uzun vadeli sağlıklı büyüme hızı “potansiyel büyüme” hızıdır. Bunu diyetisyenle belirlenen ideal kilo olarak düşünün. Potansiyel büyüme, ülkenin mevcut kapasitesini zorlamaz ve enflasyon yaratmaz. Ancak yukarıdaki örnekte olduğu gibi ekonomi için de kısa vadede karşı konulamayan tercihler vardır. Bunlar, genişlemeci politika uygulanarak ekonominin potansiyeli üzerinde büyümesi ve bunun sonucunda yaşanan istihdam artışıdır.
“Peki, istihdam artışından kime zarar gelir, bu tercihteki zaman tutarsızlığı nerede?” diye sorabilirsiniz. Cevap şudur: Nasıl ki ideal diyetten uzaklaşmak kilo aldırırsa, potansiyel büyümenin üzerine çıkmak da ekonomide şişkinlik yaratır. Bu tür istihdam artışları sürdürülebilir olmaz. Ekonomi eninde sonunda potansiyel büyüme hızına geri döner ancak fiyatlarda yaratılan şişkinlik, yani enflasyon kalıcı olur.
Merkez Bankası bağımsızlığı, iktisattaki zaman tutarsızlığı kavramıyla başa çıkmak için geliştirilmiş bir olgudur. Kısa vadede yüksek büyümeyi destekleyen politikalara karşı koyabilmek dünyanın her yerinde zordur. Gelgelelim, yukarıda bahsettiğim gibi, bu tür politikalar uzun vadede ekonominin sağlığını olumsuz etkiler. İşte bu nedenle, seçmene karşı sorumlu olmayan bir kurum olarak merkez bankasına ekonominin büyüme hızını ayarlama yetkisi verilir. Burada Merkez Bankası’nı kilo kaybetme sürecinde sizi yakından takip eden ve yasak gıdalara eliniz giderse bunu elinizden alan bir yaşam koçu gibi düşünebilirsiniz. Elinizden baklavayı aldığında şüphesiz koçunuzu çok sevimsiz bulursunuz ancak uzun vadede ideal kilonuza ulaştığınızda minnettar kalırsınız.
İşte bu nedenledir ki merkez bankalarının “araç bağımsızlığı”nın olması kritik önem taşır. Amaçlar ortak belirlenmelidir: Büyüme hızı ve enflasyon gibi hedefler hükümet ve Merkez Bankası tarafından beraber belirlenir. Nitekim, son yayımlanan OVP’de 2018 yılı için belirlenen ortak enflasyon hedefi yüzde 7’dir. Yani Merkez Bankası’na verilen komut, “Ne uygun görüyorsan yap ama sene sonunda enflasyonu yüzde 7’ye düşürmüş ol” komutudur. Bu noktada Merkez de hükümete ve kamuoyuna karşı OVP’de konulan hedefi tutturmakla yükümlüdür.