Ekonominin makroekono-mik dengelerine ait üç önemli gösterge olan enflasyon, döviz kuru ve tahvil faizlerinin aynı anda yükselip azalması son derece normal. Çünkü bu üç gösterge birbiriyle oldukça ilintili. Şekilde sol eksen enflasyon oranı ve gösterge tahvil faizini, sağ eksen ise dolar/TL döviz kurunu gösteriyor.
Enflasyonun yükselişi para politikasının yeterince sıkı olmadığına işaret ediyor. Her sene talepten ya da maliyetten kaynaklanan gerekçelerle enflasyonun neden yüksek kaldığını açıklamak mümkün. Ancak sebebi ne olursa olsun enflasyonu düşürebilmek de mümkün. Eğer enflasyonu düşürmenin bedeli olan yüksek politika faizine katlanırsanız bir süre sonra enflasyonun düştüğünü görüyorsunuz. Bu ilişki seneler boyu değişik ülkelerde uygulanıp ispatlanmış bir prensibe dayanıyor.
Enflasyon paranın değer kaybı anlamına geldiği için enflasyondaki artış TL’ye olan talebi azaltıyor. Talebin TL cinsi varlıklardan dövize yönelmesine sebep oluyor. İşte kur ve tahvil faizlerindeki artışın bir sebebi bu. Ekonomideki temel prensiplerden bir tanesi, bir mala olan talep artarsa o malın fiyatının artacağı, talep azalırsa da malın fiyatının azalacağıdır. Mesela, elmanın kanseri önlediğine dair bir haber çıkar, elma talebi artarsa pazardaki elma fiyatının arttığına şahit oluruz. Aynı şekilde elmalar hormonlu diye bir haber çıkarsa bu sefer elma talebi ve dolayısıyla elma fiyatı düşer.
İşte yüksek enflasyon ile TL’ye olan talebin azalması ve dolar talebinin artması aynı bu şekilde TL’nin değer kaybetmesine ve doların değer kazanmasına sebep olur. Yani kur yükselir. Tahvil faizlerinde de benzer bir mekanizma işler. TL cinsi tahvillere olan talebin azalması tahvil fiyatını düşürür. Ancak tahvil fiyatı ile faizi arasında negatif bir ilişki olduğundan tahvil fiyatının azalması tahvil faizini yükseltir. Bu durumda enflasyon, kur ve faizin aynı anda yükseldiğine şahit oluruz.
Nasıl düşer?
Az önce anlatmış olduğum mekanizma kur ve faizin yükselişinin altında yatan sebep olarak enflasyonu ileri sürüyordu. Bu nedenle kur ve faizi kalıcı olarak düşürebilmenin yolu da enflasyonu düşürmekten geçiyor. Yani acı ilacın içilmesi, politika faizinin yükseltilmesi ve bir süre sabredilmesi gerekiyor. Ne zaman ki enflasyonun düşeceğine ait bir inanç oluşur o zaman kur ve tahvil faizlerinin düşmeye başladığına şahit oluruz.
Ancak şunu da belirtmek gerek: Enflasyon TL talebini etkileyen ve para politikasıyla kontrol edilebilen tek faktör. Bunun yanında TL talebi ülke ekonomisine ait inançtan, iç ve dış risklerden de bire bir etkileniyor.
Bu tür riskler her zaman doğrudan kontrolümüzde olmamakla birlikte komşu ülkelerle barış, AB ilişkilerimizde ilerleme ve yapısal reformlar konusunda atılacak somut adımlar ülke riskimizi bertaraf edecek ve TL talebini artıracak gelişmelerdir. Kurdaki iyileşme ise bir sonraki aşamada enflasyonu olumlu etkileyecektir.