Türkiye dünden itibaren beklenen yeni döneme resmen girdi.
Bundan sonra ülke “Cumhur- başkanlığı Hükümet Sistemi”yle yönetilecek. Sistemdeki bu köklü değişimin dış politikada etkileri ne olacak? Yeni dönemde dış ilişkilerde bazı değişiklikler beklenebilir mi?
Aslında yeni sistem Cumhurbaşkanı’na dış politikada daha geniş karar ve hareket yetkisini veriyor.
Ancak şu da bir gerçek ki Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemde Türk dış politikasını yönlendirmede ve yönetmede başrolü oynamıştır. Kadir Has Üniversitesi’nin son düzenlediği ankete göre, Türkiye’de dış politikayı kimin yürüttüğü sorusuna halkın yüzde 68.8’i Cumhurbaşkanı yanıtını vermiş, Dışişleri Bakanlığı, Meclis, Genelkurmay ve diğer kurumlar onun altında yer almıştır.
Gerçekten Erdoğan son dönemde dış politikaya her vesileyle damgasını vurmuştur. Bunda kendi güçlü kişiliğinin, otoritesini kullanma yeteneğinin ve vizyonunun büyük payı vardır.
Son dönemde Erdoğan Türkiye’yi bölgesel, hatta küresel bir güç haline getirmek amacını güderek, geleneksel dış politika konsepti dışında değişik bir yaklaşım ve üslup benimsemiş, zaman zaman sert çıkışlar yapmaktan çekinmemişti.
Eski dertler
Türkiye yeni döneme, yakın tarihinin en fazla dış meselelerle karşılaştığı bir zamanda giriyor.
Bu sorunları alt alta kaydettiğimizde uzun bir liste ortaya çıkıyor. Özetin özeti şöyle:
Komşularla sıfır sorun beklentisi maalesef gerçekleşmedi, tam tersine, çoğu komşularla halen bozuşma hali mevcut.
Türkiye askeri müdahalesiyle Suriye’de inisiyatif ve rol sahibi oldu. Ancak çözüm yakın görünmüyor. Irak’ta da durum öyle. Mısır’la, İsrail ile ilişkiler kesik, Suudi Arabistan’la soğuk. Yunanistan ile gerginlikler yaşanıyor... Kıbrıs sorunu ölü noktada, ama Doğu Akdeniz’de doğal gaz sondajları yeni çatışma tehlikesi yaratıyor...
ABD ile ilişkiler kötü. FETÖ’den YPG’ye desteğe, S-300’lerden F-35’lere kadar çeşitli konularda anlaşmazlıklar çözüm bekliyor...
AB ile ilişkiler de kötü. Üyelik müzakereleri kesik. Gümrük Birliği’nden vizeye kadar birçok konuda da ilerleme yok. Üstelik birçok Avrupa ülkesiyle de uyuşmazlıklar soğukluk yaratıyor...
Buna karşılık son zamanlarda Türkiye’nin Rusya ile iş birliği gelişti, Asya ve Afrika’daki birçok ülkeyle daha sıkı ilişkiler kuruldu. Dış politikada bir “Üçüncü Dünya’ya yönelme” eğilimi kendini belli etmeye başladı...
Yeni sayfa
Kuşkusuz yeni Erdoğan yönetiminin gündeminde dış politika meseleleri ön planda yer alacak.
Yeni dönemde şimdiye kadar izlenen dış politikada önemli bir değişiklik beklenmiyor doğrusu.
Bununla beraber, yeni dönemin başlamasıyla Erdoğan yönetiminin dış politikada da yeni bir sayfa açması ve mevcut sıkıntıların giderilmesini sağlayacak hamleler yapması mümkün değil mi?
Sistemdeki değişim, dış politikada daha rasyonel ve gerçekçi yeni bir bakış ve değerlendirme fırsatını veriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yönde atabileceği adımlar herhalde dünyada olumlu bir yankı bulacaktır.