İlginç bir çelişki: Nükleer kriz Uzakdoğu’da yatışırken, Yakındoğu’da kızışıyor...
Kuzey ve Güney Kore liderlerinin tarihi buluşmasından sonra, bölgede bütün dünyayı da içine çekebilecek bir çatışma tehlikesi azaldı ve ABD’nin de katıldığı bir yumuşama havası esmeye başladı...
Buna karşılık, şu sırada Ortadoğu’da yeni bir nükleer kriz patlamak üzere. İran’la 2015’te imzalanan nükleer anlaşmanın yürürlükten kalkması ve nereye varacağı belli olmayan bir çatışma dönemine girilmesi söz konusu...
Önümüzde 12 Mayıs gibi kritik bir tarih var. ABD Başkanı Trump o tarihe kadar İran’la nükleer anlaşmadan çekilip çekilmeyeceğine karar verecek. Kendisinin Obama döneminde imzalanan bu anlaşmaya şiddetle karşı çıktığı biliniyor. Oysa anlaşmanın diğer tarafları olan Fransa, Almanya, İngiltere, Rusya ve Çin, Trump’ın çekilme kararı vermesine karşı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Şansölyesi Merkel son Washington ziyaretlerinde Trump’ı ikna etmeye çok çalıştı; ama bu çabalar boşa çıktı...
Dolayısıyla, 12 Mayıs’ta ABD Başkanı’nın “Anlaşmadan çekiliyoruz” mesajını vermesi, sürpriz olmayacak...
Sil baştan...
Tam bu sırada İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, İran’ın nükleer çalışmalarıyla ilgili on binlerce sayfalık gizli belgelere dayanarak yaptığı çıkış, durumu daha da kritik bir noktaya getirdi. Bunun zamanlaması kuşkusuz bir rastlantı değil. Herkes bunun amacının Trump’a anlaşmadan çekilmek için bir gerekçe ve fırsat yaratmak olduğu konusunda hemfikir.
Bu belgelerle verilmek istenen mesaj İran’ın nükleer silah yapımına yönelik faaliyetini gizlice sürdürdüğü, dolayısıyla, bir aldatmaca olan 2015 anlaşmasının yok sayılması ve Tahran’a karşı yaptırımların uygulanması gerektiğidir.
Ne var ki uluslararası camia bu görüşü paylaşmıyor ve anlaşmaya bağlı kalmanın herkesin yararına olduğunu düşünüyor. Açıklanan gizli belgelerin anlaşmadan önceki durumu yansıttığı, 2015’ten itibaren İran’ın anlaşma yükümlülüklerini yerine getirdiği Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından da teyit edildi. Batı’da hâkim olan bu kanaati İsrail’de de paylaşan geniş bir kesim var...
Yeni cephe
Bu şartlarda Trump’ın anlaşmadan çekilmeye karar vermesi, ciddi bir uluslararası kriz yaratacaktır. İran, bu takdirde anlaşmayı yok sayacağını şimdiden açıkladı.
Bu, İran’ın nükleer silah sahibi olmak konusunda kendisini serbest hissedeceği anlamına gelir. O zaman ABD İran’a ekonomik yaptırımlar uygulamanın dışında bazı askeri tedbirlerin de alınmasını düşünebilir. Esasen İsrail böyle bir hareket için fırsat kolluyor.
Tam bu sırada Netanyahu’nun İsrail Parlamentosu’ndan “savaş yetkisi” alması anlamlıdır. Kaldı ki son günlerde İsrail uçakları Suriye’ye dalarak İranlılara ait askeri tesisleri sık sık bombalıyor, Tahran bu saldırılara karşı misillemede bulunacağını söylüyor. Suriye böylece giderek İran’la İsrail arasındaki çatışmanın yeni cephesi oluyor.
Böyle giderse, cephenin genişlemesi ve bölge içindeki ve dışındaki diğer aktörleri de bu krizin içine çekmesi tehlikesi daha da artacaktır.