İktidardaki bir liderin, kendisini alaşağı etmek isteyen rakibi için “O haklı, ben hatalıyım” gibi bir itirafta bulunduğu, aynı amaçla sokaklara dökülen on binlerce göstericiye de “Talebinizi yerine getiriyorum” diyerek istifa ettiği az görülmüştür.
Ermenistan’da bu hafta böyle bir olay yaşandı. Başbakanlık koltuğuna oturduktan 6 gün sonra, Serj Sarkisyan, kendi aleyhinde başlatılan kampanyanın ardından yukarıda naklettiğimiz sözlerle görevini bıraktı.
Bu kararda muhalefet lideri Nikol Paşinyan’ın çağırması üzerine sokakların protestocularla dolup taşmasının başlıca rolü oynadığı kuşkusuz. Bu olay, demokrasiyi korumak isteyen ülkelerde “sokağın gücü” denilen gerçeği bir kez daha gözlerin önüne sermiş oldu...
Halkı sokaklara dökmesine yol açan başlıca iki nedeni var: Birincisi ekonomik sıkıntılar, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk gibi faktörlerdir. İkincisi ise, halkın yıllardır süren Sarkisyan yönetiminden bıkmış usanmış olmasıdır.
Sarkisyan iki kez beşer yıl Başkan olarak ülkeyi yönettikten sonra, onu gene iktidarda tutacak bir anayasa değişikliği ile Başbakanlık (veya parlamenter) sistemine dönüldü. Ve bu sayede Başbakan oluverdi. İşte iktidardaki bu “uzatma”, halkın sabrını tüketti, muhalefeti başkaldırmaya, halkı da sokaklara dökülmeye itti... Böylece Paşinyan’ın deyimiyle Ermenistan’da da bir “kadife devrimi” gerçekleşti...
Şimdi mesele bu “devrim”in henüz tamamlanmış görünmemesidir. Muhalefet ve sokaklar “geçici” Başbakan Karen Karapetyan’ı aynı iktidarın ve zihniyetin devamı olarak görüyor ve Paşinyan’ın iş başına gelmesini istiyor.
Bu krizin nasıl çözüleceği belli değil. “Sokağın gücü” bakalım bu mücadelenin ikinci raundunu nasıl sonuçlandıracak...
Macron’un hevesi...
Dünya siyasetinde nadir görülen olaylardan biri de Batılı liderlerin resmi etkinlikler sırasından birbirlerine sarılıp öpüşmeleridir.
Washington’u 3 günlük ziyaretinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile ABD Başkanı Trump arasında bol bol bu tür “samimi” -Fransızların deyimiyle “romantik”- jestler görüldü. Yabancı liderlere genelde soğuk, hatta ters davranan Trump bu jestlerde Fransız mevkidaşının önüne geçti!
Birçok müttefikiyle dahi kavgalı durumda olan Trump Amerika’sı ile Fransa arasındaki ilişkiler gerçekten dostane. Gerçi Macron ile Trump önemli dünya meselelerinde aynı görüşü paylaşmıyorlar. Ama diyalogları iyi. Bu da Macron’un “yükselen bir Avrupa lideri” olarak küresel bir aktör olmak hevesini artırıyor...
Washington görüşmelerinde Macron ile Trump’ın anlaşamadığı başlıca meselelerin İran nükleer anlaşması, Suriye stratejisi, ticaret savaşı, iklim değişikliği gibi konularda olduğu açıkça ortaya çıktı.
Bunların arasında en kritik konu, İran sorunu. Konu çok tartışıldı, hatta bir ara Macron’un Trump’ı ikna ettiği sanıldı. Ama öyle olmadığını Fransız lider ABD’den ayrılırken açıkladı: Trump İran’la anlaşmadan tek yanlı çekilmeye ve Tahran’a yaptırım uygulamaya kararlı...
Trump’ın inadı inat! Ziyaret sırasındaki “enseye tokat” görüntüleri bu gerçeği değiştirmiyor...