Libya’da General Halife Hafter’e bağlı güçlerin 6 Türk denizcisini alıkoyması ve onu izleyen olaylar, gözleri bu Kuzey Afrika ülkesine çevirdi.
Görülen manzara kaygı verici: İkiye bölünmüş, birbirine düşman iki ayrı yönetime ve orduya sahip, yıllardan beri iç savaşa sahne olan bir ülke.... Ve buradaki “vekâlet savaşı”nı yönlendiren dış güçler.
40 yıllık Kaddafi yönetiminin 2011’de devrilmesinden sonra, özgür, demokratik ve müreffeh bir Libya kurulması umudu, işte yerini böyle bir perişanlığa bırakmış durumda.
Zengin petrol kaynaklarına sahip 7 milyon nüfuslu Libya’nın şansızlığı, Kaddafi’den sonra tam bir kaosa sürüklenmesi ve birliğini kaybedip kendi içinde kamplaşmasıdır.
2014’ten itibaren Libya fiilen ikiye bölünmüş, doğuda Bingazi ve Tobruk kentlerini kapsayan bölgede General Hafter’in emrindeki Ulusal Kurtuluş Ordusu, ayrı bir yönetim ve ayrı bir parlamento ile hâkimiyet kurmuş, batı bölgesinde ise başkent Trablus’ta Başbakan Serrac’ın başında bulunduğu Ulusal Mutabakat Hükümeti “meşru” sayılan yönetimini sürdürmüştür.
Ne var ki General Hafter, bütün ülkeye hâkim olmak amacıyla harekete geçmiş, emrindeki silahlı güçler bu yılın başlarından itibaren başkent Trablus’u hedef alan saldırılara girişmiştir. BM’nin çabalarına rağmen bu kanlı çatışmaları durdurmak mümkün olmamış, savaş durumu günümüze dek devam etmiştir.
Dış güçlerin rolü
Libya’daki iç savaşın büyümesinde ve uzamasında dış güçlerin önemli rolü var.
Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti uluslararası camia tarafından “meşru” yönetim sayılmakla beraber, birçok ülke bu yönetime karşı savaşan General Hafter’in güçlerine destek vermektedir.
Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Ulusal Kurtuluş Ordusu’na silah sağlayanlar başlıca ülkelerdir. Mısır General Hafter’e desteğiyle, Libya’da ve böylece Doğu Akdeniz’de etkinliğini pekiştirmeye çalışmaktadır.
ABD’nin de Tobruk’taki yönetimi desteklediğine dair birçok işaret var. Hatta Rusya’nın da dolaylı şekilde General’e yakınlık gösterdiği biliniyor. Öte yandan, Fransa’da General’den yana bir tutum alıyor.
Türkiye’nin duruşu
Türkiye Libya’daki iç mücadelede merkezi hükümeti destekliyor. Ankara bu destek çerçevesinde Trablus’a insansız uçaklar ve diğer modern silahlar da veriyor. Hükümet güçlerinin General Hafter’in güçlerine karşı son çarpışmalarında, Türkiye’nin sağladığı desteğin önemli bir rol oynadığı anlaşılıyor. General Hafter’in Türkiye’ye karşı tepki göstermesinin ve bu arada 6 Türk denizcisinin alıkonmasının nedeni de bu. Ankara’nın buna karşı aldığı sert tavır, bu denizcilerin süratle serbest bırakılmasını sağladı. Ama Türkiye’nin Libya’nın o cenahıyla gerginliği devam ediyor.
Bu durum son zamanlarda Ortadoğu’da oluşan kamplaşmayı Kuzey Afrika’ya kadar taşıyor. Suriye, Filistin, İran meselelerinde olduğu gibi, Sudan krizinde ve Doğu Akdeniz’deki uyuşmazlıkta da bir Mısır-Suudi Arabistan Arap Emirlikleri ekseni kendisini gösteriyor. Libya’da da şimdi Türkiye bu eksenle karşı karşıya geliyor.