ABD’nin dünden itibaren İran’a karşı uygulamaya koyduğu “ağırlaştırılmış yaptırım” kampanyası, dünyayı yeni bir krizin eşiğine getiriyor.
Bu kez Kasım ayına kadar uzanacak olan iki aşamalı yaptırımlar, önemli sanayi mallarından petrole kadar çeşitli ürünleri kapsadığı gibi, Tahran ile alışveriş yapan yabancı ülkeleri ve şirketleri de hedef alıyor. Buna Türkiye de dahil...
İran yıllardır Batı’nın yaptırım baskıları altında yaşıyor. Ancak 2016’da uzun müzakerelerden sonra hayata geçirilen nükleer anlaşma, yaptırımlara son verilmesi olanağını yarattı. Ne var ki bu rahatlama pek uzun sürmedi. Başkan Trump, selefi Barack Obama’nın imzasını taşıyan bu anlaşmadan geçen Nisan ayında tek taraflı bir kararla çekildi.
Anlaşmayı imzalayan ve yürürlükte sayan Batılı müttefikler dahil diğer ülkelerin muhalefetine rağmen, Trump Yönetimi, kendi politikasını Tahran’a empoze etmek için yeni ağır yaptırımlar uygulamaya başladı. Trump bu stratejinin İran rejimini boyun eğmeye zorlayacağına inanıyor.
Yeni yaptırımlar bu politikanın sonuç verip vermeyeceğinin bir testi olacak.
Durum kritik
Yeni yaptırımlar, İran’ın zaten geçmişteki baskıların yarattığı sıkıntıların tırmandığı bir zamanda uygulamaya giriyor.
- Ekonomik alanda, durum vahim: Milli para Riyal’in değeri yarı yarıya düştü, pahalılık müthiş arttı, işsizlik ise had safhada. Su ve elektrik kesintileri, yolsuzluklar halkı bezdiriyor.
- Siyasi alanda sistem sarsılıyor: Günlerden beri halk birçok kentte sokaklara dökülüyor, yönetimi ve izlediği politikaları protesto ediyor. Zaman zaman bu gösteriler rejim karşıtı bir hava da alıyor. Mollalarla reform yanlısı aydınlar ve politikacılar karşı karşıya geliyor. Bazı ünlü isimler yönetimde değişiklik talep ediyor. Dini lider Hamaney’in hâkimiyetindeki rejim gücünü korurken, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin ekibinde bazı değişiklikler kaçınılmaz görünüyor...
Şimdi mesele, yeni yaptırımlar karşısında Yönetimin içte ve dışta daha sert mi, yoksa daha esnek mi davranacağıdır. Bu tercih, İran’ın geleceği konusunda olduğu kadar, yeni krizin dünya politikasını ve ekonomisini nasıl etkileyeceği konusunda da belirleyici bir rol oynayacak...
Tehlike çanları
Trump’ın geçen hafta İran’la görüşme için yaptığı öneri havada kaldı. Şimdi karşılıklı restleşme ile havanın daha da sertleşmesinden korkuluyor. İran, misilleme olarak Hürmüz Boğazı’nı yabancı gemilere kapatma tehdidinde bulundu, askeri güç gösterileri yapmaya başladı. Buradaki bir çatışma dünya ekonomisini de sarsabilir.
Aslında Batılı devletler de yeni ABD yaptırımlarının kendileri için yaratacağı zarardan endişeli.
Tabii bu durumdan en çok kaygılanan ülke, İran’la yoğun alışverişi olan ve bizzat ABD’nin yaptırım tehdidiyle karşılaşan Türkiye’dir...