İran’a karşı ABD’nin dünden itibaren uygulamaya koyduğu yeni ambargonun özelliği, sadece Tahran’ı değil, onunla iş yapan ülkeleri de hedef almasıdır.
Her ne kadar Türkiye dâhil birkaç ülke bu ambargodan kısmen ve geçici olarak muaf tutuluyorsa da Trump yönetimi bu şekilde İran’ı şimdiye kadar görülmemiş sertlikte bir ekonomik baskı altına almış oluyor.
Bu uygulama İran’ı dize getirecek mi? Bununla mı uluslararası siyasal ve ekonomik cendere içine almış olacak?
Önce, ABD’nin neden ve hangi amaçla böyle bir yol seçtiğini hatırlayalım.
Trump başkan adayı olarak seçim kampanyasında İran’la 2015 yılında imzalan nükleer anlaşmaya karşı çıkmış, seçildiği takdirde bir aldatmaca olarak gördüğü bu anlaşmadan çekileceğini söylemişti. Nitekim Trump geçen mayıs ayında bu vaadini yerine getirdi ve anlaşmadan tek taraflı olarak ABD’nin imzasını geri çekti.
Trump yönetiminin gerekçesi bu anlaşmanın İran’ı nükleer silah geliştirmekten alıkoyamayacağı gibi bir argümana dayanıyorsa da, esas neden Tahran’daki rejimin yayılmacı bir politika izlemesi, Suriye’ye müdahale etmesi, Hizbullah ve diğer “terörist” grupları desteklemesi gibi faaliyetlerdir.
ABD’nin umudu
Trump, İran’ı rejiminin ambargo yoluyla bu politikalardan vazgeçirmeyi amaçlıyor. Umudu da şudur: Ambargonun sebep olacağı ekonomik sıkıntılar halkı bezdirecek, rejime karşı bir baskı oluşturacak ve sonuçta iktidar ya devrilecek ya da politikalarını değiştirmek zorunda kalacak...
Bu beklenti gerçek- leşebilir mi? Gerçi İran’a karşı şimdiye kadar uygulanan baskılar sokak gösterileriyle de açığa çıkmıştır. Ama İran gibi otoriter rejimlerin bu gibi halk hareketlerini nasıl bastırdıkları malum. Son aylarda İran’da enflasyonun rekor düzeye yükselmesi, kendi parasının büyük değer kaybına uğraması ve geçim sıkıntısının artması gibi gelişmelerin rejimin davranışlarını değiştirmediği açıkça görüldü. Bu tutumun bundan sonra değişmesi de pek beklenmiyor doğrusu.
Aksine, Hamaney önderliğindeki rejimin son beyanları daha da sertleşme ve meydan okuma yolunun seçileceği işaretini veriyor.
İran’ın cevabı
Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi, ambargonun otokratik rejimlerde değişikliğe yol açtığı pek görülmemiştir. Yaptırımlar ne yazık ki halkı etkiliyor, fatura vatandaşa çıkıyor.
Yaptırımların özellikle diktatörlüklerde yarattığı sonuçlardan biri de milliyetçi söylemi daha da tetiklemesi ve radikalleşmeyi körüklemesidir.
İran için de yeni yaptırımların benzer şekilde geri tepmesi mümkün.
Bunun Tahran rejiminin Ortadoğu’daki politikalarına daha sert ataklarla yansıması ihtimali de var.
Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, ambargonun uluslararası platformda yeni sürtüşme ve gerginliklere yol açacağını tahmin etmek zor değil. Ekonomik alanda ise, petrol fiyatlarındaki olası hareketlenme birçok ülkede enflasyona ve durgunluğa yol açması tehlikesini de taşıyor…