Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Suriye’de iç savaş yedinci yılına girerken, sorunun Esad’la mı yoksa Esad’sız mı halledilmesi gerektiği hâlâ tartışılıyor.

Tartışmayı yeniden güncelleştiren gelişme, ABD’nin bu konudaki tutumunda önemli bir değişikliğin sinyalini vermesidir. Trump yönetiminin sözcüsü yaptığı açıklamada, Suriye’de “siyasi gerçeğin kabul edilmesi gerektiğini” söyledi ve şimdi önceliğin IŞİD’i buradan söküp atmak olduğunu belirtti.

Aslında ABD’nin son zamanlarda Esad rejiminin devrilmesi hedefini geri plana ittiği, sözcünün deyişiyle “bu fırsatın kaybolduğuna” inandığı gözleniyor.

Haberin Devamı

Bu tutumun ABD’yi Rusya’nın pozisyonuna yaklaştırdığı ve onunla işbirliği olanağını verdiği açık.

Suriye krizinin başlangıcında, ABD’nin diğer müttefikleriyle birlikte, Esad rejiminin saf dışı edilmesi hedefini paylaştığı, hatta bunun bayraktarlığını da yaptığı dikkate alındığında, şimdi varılan noktanın önemi daha iyi anlaşılır...

ABD yan çizdi...

Suriye’deki muhaliflerin ve Batı ağırlıklı koalisyonun bütün çabalarına rağmen, Esad koltuğunu hâlâ koruyor. Gerçi bu, Suriye’nin parçalanmasına, yarım milyon insanın ölmesine, nüfusun yarısının evlerini terk etmesine, dörtte birinin de yurt dışına kaçmasına, yıkılan ülkede büyük bir insanlık dramının yaşanmasına yol açtı. Ama ne yazık ki bunun yakında sona ereceğine dair bir işaret ve umut yok...

Bu duruma gelinmesinde Suriye üzerinde dış güçlerin kurduğu oyunun payı büyük.

Açıkçası, Esad da kendi kozlarını ustalıkla kullanmasını bilmiştir. Onun ayakta kalabilmesi, Rusya ve İran’ın sağladığı destekle mümkün olmuştur.

Ve bu oyundan en çok kazançlı çıkan da Rusya ve İran olmuştur. ABD’nin “Suriye’deki siyasi gerçeği kabul etmesi” de onların başarı hanesine kaydedilecek bir gelişmedir.

Ankara ısrarlı

ABD baştan Esad’ı devirmek için devreye aktif olarak girseydi bu durum önlenebilir miydi? Suriyeli muhalifler gerçek bir birlik ve güç oluştursaydı,rejimi saf dışı edip ülkeyi istikrara kavuşturabilir miydi? Esad devrilseydi, terörist gruplar yok olur, ülkenin bölünmesi engellenebilir miydi?

Haberin Devamı

Artık bu tartışmaların bir yararı yok. Şu bir gerçek ki bu işe bulaşanların hepsinin hataları olmuştur. Maalesef krizin başında yanlış hesaplar yapan ve Esad gerçeğini tam öngöremeyen Ankara da bunlar arasındadır.

Türkiye Esad’la ilgili esas pozisyonunu koruyor ve o gitmeden çözüm bulunamayacağını savunuyor. Nitekim Cumhurbaşkanlığı sözcüsü önceki gün bu tutumu tekrarladı.

Ankara’nın Esad’la ilgili bu pozisyonu, şimdiye kadar kendisini Rusya ve İran ile karşı karşıya getirdi. Beyaz Saray sözcüsünün açıklamasından sonra, şimdi ABD’nin yeni tutumundan ayrılıyor. Suriye ile ilgili diğer bazı konularda olduğu gibi...