Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki birkaç hafta için açıklanan dış ziyaretler programı, Türk dış politikasının çeşitli boyutlarını ortaya koyuyor.
Bu ajandada yer alan ülkelere topluca bakıldığında, Türk diplomasisinin
dış ilişkilerini çeşitlendirmek ve çok yönlü geniş bir platforma taşımak amacı ve çabası göze çarpıyor.
Seyahat programındaki ülkelerin her birinin, dış politika açısından ayrı bir önemi var.
İlk uğrak yeri Hindistan... Dünyanın bu ikinci en kalabalık ülkesi, “üçüncü dünya”nın liderlerinden biri sayılıyor. Uluslararası arenada ağırlığı var.
Türkiye’nin Hindistan’la sorunu yok ve ilişkileri de dostane. Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinin bu ilişkilere yeni bir ivme kazandıracağı umuluyor.
Yeni fırsatlar
Programdaki diğer ziyaret Rusya’ya... Erdoğan Rus mevkidaşı Putin ile sayfiye kenti Soçi’de buluşacak. Bu, iki liderin özellikle uçak krizinden sonra sıkça gerçekleştirdikleri görüşmelerden biri daha olacak.
İkili ilişkiler uçak krizinden sonra kısa sürede epey ilerleme kaydetti. Ama gene bazı pürüzler var: Ticarette işler tam yoluna girmedi. Siyasette Suriye meselesinde ve YPG konusunda görüş ayrılıkları devam ediyor.
Soçi’de bunlar ele alınacak. Önemli olan, iki tarafın da giderek yakınlaşması ve işbirliğini önemsemesidir...
Ziyaretlerin önemli bir adresi de Washington... Erdoğan’ın Trump ile buluşması, Türk-Amerikan ilişkilerinde son zamanlarda yaşanan sıkıntıları gidermeyi amaçlıyor. FETÖ, YPG ve Suriye ile ilgili uyuşmazlıklar ilişkileri epey sarstı. Ankara Trump ile bu meselelere çözüm bulunabileceği umudunu taşıyor. ABD ziyareti bu ülke ile önemsenen ilişkilerin rayına oturması için bir fırsat...
Kritik nokta
Cumhurbaşkanı’nın ziyaret edeceği Çin de Türkiye’nin sorunsuz, dostane ilişkiler içinde bulunduğu önemli bir ülke. İlişkiler daha çok ekonomik alanda gelişmiş durumda. Küresel denge politikasında Türkiye’nin yanında görmek istediği büyük bir güç...
Nihayet Erdoğan açıklanan programında en kritik ziyaretin adresi Brüksel... Bu, Avrupa ile üst üste yaşanan krizler ortamında AB ile ilişkilerin geleceği açısından belirleyici bir ziyaret olacak. Dün Avrupa Konseyi Parlamentosu’nun aldığı kararın ardından önümüzdeki birkaç gün içinde, AB ile üyelik müzakerelerinin devam edip etmeyeceği anlaşılacak. Son haberler AB’de (Komisyon’da) bu sürece son verilmesi, yerine Türkiye ile farklı düzeyde bir ortaklığın kurulması eğiliminin güçlenmekte olduğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanı son olarak üyelik konusunu referanduma sunmaktan söz etmişti. İş böyle bir kopma noktasına gelir mi? Gelirse, Avrupa ile mevcut çıkarlara zarar vermeyecek şekilde yeni bir ilişki düzeni kurulabilecek mi?
Avrupa’nın Türk dış politikasının vazgeçilmemesi gereken temel boyutlarından biri olduğu unutulmamalı...