Yukarıdaki başlık, ilk bakışta, yıllar önce sinema ekranlarına yansıyan “Batı Cephesinde Yeni Bir şey Yok” adlı ünlü filmi çağrıştırabilir. Ama bizim konumuz farklı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü harekâtla ilgili. Mehmetçik bu geniş cephenin doğusunda ilerleyişini sürdürürken, batı kesiminde beklenmedik yeni bir şey oldu; bölgedeki güç dengelerini ve siyasi gidişatı tamamen değiştirebilecek önemli bir şey...
***
“Batı cephesi”nin can damarı sayılan Menbiç kenti üç yıldan beri ABD’nin kontrolünde. Burası aynı zamanda terörist YPG güçlerinin de kümelendiği kilit bir yer.
Türkiye öteden beri ABD’nin Menbiç’ten YPG’yi çıkarmasını istiyordu. Bu konuda geçen bir anlaşmaya varılmış, Washington bu talebi yerine getirmeye söz vermişti. Ne var ki bu söz, bütün ısrarlara rağmen hayata geçirilmedi.
Türkiye’nin giriştiği “Barış Pınarı” harekâtının hedefleri arasında Menbiç de yer alıyordu. TSK doğu cephesinde operasyonunu başarıyla yürütürken, “Batı Cephesi”ne doğru yönelmeye hazırlanıyordu.
İşte tam bu noktada iki beklenmedik gelişme oldu: ABD Menbiç’ten kendi askerlerini çekeceğini açıklarken, YPG de Rusya’nın aracılığıyla, Esad rejimiyle bir anlaşma yaptı. Buna göre, rejimin ordusu Amerikan askerlerinin çekildiği yerlere ve bu arada Menbiç’e girecekti.
Nitekim öyle oldu: Amerikalılar Menbiç’i terk ederken, Esad’ın askerleri bölgeye girdi. Rus askerleri de aynı zamanda kentte varlığını gösterdi. Moskova, burada TSK ile Esad’ın ordusu arasında bir çatışmaya izin vermeyeceği uyarısında bulundu.
***
Bu olayın Suriye’nin ve bölgenin jeostratejisindeki anlam ve önemini şöyle özetleyebiliriz:
1) Başkan Trump’ın Suriye’nin kuzeyinden çekilme kararı, ABD’nin bölgedeki askeri varlığıyla birlikte siyasi nüfuzunu zayıflatıyor. Beyanlarından da anlaşıldığı gibi, Trump sahada “çekil-kurtul” telaşı içinde. Kendi askerlerinin Suriye’deki çatışmalara bulaşmasını istemiyor. Ama içeride, özellikle Kongre’den çok sert eleştirilere maruz kalıyor.
Amerikan askerlerini geri çekme kararı bölgede de (bu arada özellikle Suudi Arabistan’da ve İsrail’de) endişe yaratıyor, ABD’ye güvensizlik duyuluyor.
2) Yeni durumdan en kârlı çıkan, Rusya’dır. Putin, Trump’ın Suriye’de bıraktığı boşluğu doldurma fırsatını hemen değerlendirmesini bildi. Hem de hiç kimseyle bozuşmadan...
3) Son durumdan kazançlı çıkan diğer ülke de Suriye. Esad yönetimi, ABD’nin çekilme kararı sayesinde, kuzeydeki topraklarını tek kurşun sıkmadan tekrar kontrolü altına alabilmiştir. Bu ayrıca siyasi bakımdan Esad’ın elini de güçlendiriyor.
4) Son gelişmeler, YPG’nin bağımsızlık veya özerklik hayalini de suya düşürmüştür. Esad’ın ve Putin’in YPG’ye ne kadar destek vereceği belli değil. Örneğin, YPG Menbiç’te kalabilecek mi, yoksa Türkiye’nin istediği gibi oradan atılacak mı?
Artık ortaya çıkan yeni durumda, bu gibi nedenlerle Ankara’nın muhatabı daha çok Moskova ve dolaylı şekilde de olsa Şam olacağa benziyor.