Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Artık an meselesi: Cumhur-başkanı Erdoğan’ın son konuşmalarında verdiği mesaja göre, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin kuzeyindeki Afrin kentinde bulunan YPG güçlerine karşı askeri operasyonu “bir haftaya kalmaz” her an gerçekleşebilir...

Bu harekâtla ilgili hazırlıklar tamam. TSK İdlib’deki mevzilerinden Afrin’deki bazı YPG hedeflerini top ateşine tabi tutmaya başladı bile...

Cumhurbaşkanı’nın sözleri çok sert ve net: TSK Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridorunun kurulmasına asla izin vermeyecek, Afrin’den Münbiç’e kadar YPG’yi işgal ettiği yerlerden temizleyecek ve mücadelesini “tek bir terörist kalmayıncaya kadar” sürdürecek...

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı’nın bu konuda sergilediği kararlılık, Türkiye’nin bunu ulusal güvenliği açısından bir beka meselesi saymasından kaynaklanıyor. PKK’nın uzantısı olarak YPG’nin oluşturduğu tehdide karşı Türkiye öz savunma tedbirlerini alma hakkına sahiptir. Aynı hakkını benzer gerekçelerle kullanan diğer birçok ülke gibi...

Risk hesabı

Kuşkusuz bu tür operasyonlar -bütün zorunluluklara rağmen- birtakım riskler göz önünde tutulmadan yapılmaz.

Afrin’e karşı girişilecek operasyonla ilgili riskler, özellikle siyasi alandadır:
Böyle bir harekât karşısında (1) Rusya’nın, (2) ABD’nin tutumu ne olur?

Afrin bölgesi Rusya’nın askeri denetimi altındadır. Açıkçası, TSK’nın burada başarılı bir operasyon yapması kendi hava kuvvetlerini rahatça kullanmasına bağlıdır. Buna da Rusya’nın razı olması gerekir. Moskova şimdiye kadar bu konuda açık bir tavır göstermedi. Ancak Putin’in böyle bir operasyona karşı çıkacağına dair bir işaret de yok. Hele ABD’nin YPG’nin dahil olduğu bir “Sınır Güvenlik Gücü” kurma kararından sonra...

Bu karar bölgedeki güç dengelerini değiştirme olasılığını taşıyor. TSK’nın Afrin’e karşı askeri harekâtı başlatması halinde, ABD ne yapacak? Artık resmen ortağı ilan ettiği YPG’nin yardımına gelmek için Türkiye’nin karşısına çıkmayı mı göze alacak? Ya da müttefiki Türkiye ile karşı karşıya gelmemek için, TSK’nın Afrin’e girmesine göz mü yumacak?

Haberin Devamı

Durum kritik

Durum gerçekten çok kritik. Hatta Türk-Amerikan ilişkileri yakın tarihin en tehlikeli noktasına geliyor da denebilir.

Konu Türkiye açısından da çok sancılı: Ankara Afrin’e ve hele ABD kontrolündeki Münbiç’e karşı operasyon planlarını, Washington’un şimdi daha açık sergilediği tavra rağmen, gerçekleştirecek mi? Bu sahada bir Türk-Amerikan çatışmasına yol açabilir mi?

ABD’nin daha önce Türkiye ile istişare etmeden kendi başına YPG ağırlıklı bir sınır ordusu kurma kararı, Ankara ile Washington’un arasını daha da açmıştır. Bunun tehlikeli tarafı, uyuşmazlığın sadece siyasi-diplomatik alanda değil, ilk kez bir çatışmaya kadar gidebilecek askeri alanda da kendisini göstermesidir.