Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kalbimizin ne hızla çalışacağı bir ölçüde önceden belirlenmiş olsa da, şişman kişilerde, yüksek tansiyonu olanlarda, anksiyete içinde yaşayanlarda, kronik uykusuzluk çekenlerde kalp daha hızlı çarpıyor. Bu sorunlar çözülünce kalp yavaşlıyor ve beraberinde ölüm ve kalp krizi riski de azalıyor...

Tarhan Bey kalp krizi tanısıyla yoğun bakımda tedavi edilmekteydi. Sorumlu kardiyoloji asistanı sık sık yatağının başına geliyor ve baş ucundaki monitörden hiç durmadan geçen EKG çizgilerine, kalp hızını ve tansiyonu gösteren rakamlara bakıyor, endişeli bir ifadeyle kendisini nasıl hissettiğini soruyordu. Tarhan Bey “Durumum nasıl?” diye sorunca, genç doktor “Her şey iyi görünüyor, bir tek nabzınızın 100 civarında olması canımı sıkıyor” dedi.

Haberin Devamı

Kalp neden hızlı atar?

Kalbimizin hızı sağlığın aynasıdır

Temel kalp hızı kişiden kişiye değişse de düzenli egzersiz yapan, fizik kondisyonu yüksek olanların kalp hızları genellikle yavaştır. Kişi düzenli spor yapmayı bırakıp haraketsiz bir yaşama geçerse, bir süre sonra nabızının eskiye göre hızlandığını fark eder.

Kalp atım hızı veya nabız sayısı kalbimizin 1 dakikada kaç kere çarptığını gösterir. Bunu ölçmek için özel aletlere gerek yoktur. Saatinizi ve parmaklarınızı kullanmanız yeter. Dinlenirken kalp hızı çoğu kişide dakikada 70 civarındadır. Yürüdüğümüzde, hızımıza ve yürünen yerin eğimine göre nabzımız hızlanır.
Yürümemizi sağlayan bacak kaslarımızın artan kan ve oksijen ihtiyacını karşılamak için kalbin daha çok çarpması, olması gerekendir, tıbbi deyimle efora verilen fizyolojik cevaptır. Kalp birçok hastalık durumunda da hızını artırır. Böyle durumlarda nabzın artması değil artmaması anormaldir. Bu da bir çeşit fizyolojik cevaptır.
* Kansızlık: Kansızlığın ilk belirtilerinden biri nabzın hızlanmasıdır. Kan hücrelere götüreceği oksijeni alyuvarlarının içine alarak taşır. Kanama olduğunda alyuvar sayısı azalır. 100 vagonluk bir yük treninin 30 vagonu yok olursa, taşınabilecek yük miktarı azalır. Bunu telafi etmek için tren seferlerinin artırılması gerekir. Bu benzetmede olduğu gibi, kalp de azalan alyuvar sayısını telafi etmek için daha hızlı çarpmaya başlar.
* Ateşli hastalık: Mikrobik bir hastalıkta ateş yükseldikçe nabız da yükselir. Bunun birçok nedeni vardır. Hücrelerin oksijen ihtiyacının artması, hastalıkla mücadele için sinir sistemi ve hormonların harekete geçmesi, vücut ısısının düşürülmesi için dolaşımın hızlandırılması, hastalığın ortaya çıkardığı maddelerin kalbe yaptığı doğrudan etki, kalp atım sayısının artmasına katkıda bulunur.
Korku, endişe gibi durumlarda vücudu mücadeleye hazır hale getiren sinir sistemi ve hormonlar, nabzı hızlandırır. Ağrı, özellikle ani ve şiddetli ağrı kalbin hızlanmasına yol açar. Susuz kalma, kalp hızını kansızlığa verilen cevaba benzer biçimde yükseltir. Bu saydığım durumların hepsinde görülen, tıbbi adı ‘sinus taşikardisi ‘olan çarpıntı, kalbin normal yollardan uyarılıp kasılmasını sağlayan sürecin hızlanmasıyla ortaya çıkar. Kalbin atım ahenginde bir bozukluk yoktur. Tıbbi deyimle bu bir aritmi veya ritim bozukluğu değildir. Bu nedenle birçok başka taşikardi çeşidinden ayrılır.

Haberin Devamı

Kalp hızlandıkça tehlike artıyor

Haberin Devamı

Kalbimizin hızı sağlığın aynasıdır

Dinlenme sırasında dakikadaki kalp hızı

Danimarkalı araştırmacılar 1985-86 yıllarında yaklaşık 3 bin kişiyi muayene edip ne kadar formda olduklarını özel bir efor testiyle saptadıktan sonra
16 yıl boyunca izlediler. Kalbi hızlı atanlarda ölümlerin daha çok olduğu sonucuna vardılar. Dinlenme halinde kalp hızı 50 olanlara göre, nabzı 80in üstünde olanların ölüm riskinin 2ye, 90 olanların 3 katlandığını saptadılar.

Geçen hafta Heart adlı dergideki makalelerinde, Danimarka’lı bilim insanları altta yatan bir sağlık sorunu olmasa da, kalp hızının yüksek olabileceğini gösterdiler. 3 bin erkeği sıkı bir muayeneden geçirdiler ve bisikletle bindirip fizik kondisyonlarını ölçtüler. 16 yıllık bir takipten sonra topladıkları verileri incelediler. Altta yatan başka hiçbir sağlık sorunu olmasa da bazı insanların kalp hızının yüksek olabileceğini ve bu durumun sağlığı olumsuz etkilediği sonucuna vardılar.

Hızlı nabız tehlikeli mi?

Kalbimizin hızı sağlığın aynasıdır

Nabzı hissetmek için atar damarların yüzeye yakın olduğu yerlere parmakla dokunmak yeterlidir. Kalp atımları boynun yanına, dirseğin ve el bileğinin iç yüzüne, kasığa, ayak üstüne ve ayak bileğinin iç yüzünde kolayca sayılabilir.

Genç doktor Tarhan Bey’in kalbinin hızlı atmasından endişelenmesinde haklıydı. Kalp hastalıklarında hızlı nabız hayra alamet değildir. Kalp hastasında ‘sinüs taşikardisi’si, yaklaşmakta olan tehlikenin habercisidir. Tarhan Bey’in örneğinde olduğu gibi kalp vücudun ihtiyacına yetecek kadar kanı pompalayabilmek için çırpınır. Ama kalp kriziyle yara alıp zayıfladığı için bu çabayı uzun süre devam ettirmesi güçtür.
Hastanın durumunun bozulma İhtimali yüksektir. Ağır kalp yetersizliği, şok, solunum güçlüğü gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabilir, ölüm riski artmıştır. Artan kalp hızının tehlike habercisi olması yalnız kalp krizine veya kalp hastalıklarına özgü bir durum değildir. KOAH denilen akciğer hastalığında, zehirlenmelerde ve daha birçok hastalıkta nabzın yükselmesi işlerin iyiye gitmeyeceğinin göstergesidir. Tarhan Bey, doktora merak etmemesini söyledi. “Benim kalbim, sağlıklı olduğum zamanlarda da hep hızlı atardı, dakikada 80’den aşağı pek düşmezdi” diye ekledi. Bu bilgi genç doktoru rahatlatacağına daha da endişelendirdi.

Sağlıklı insanda da önemli
Sağlıklı insanlarda kalp hızının yüksek olmasının pek hayra alamet olmadığı uzun zamandır bilinen bir gerçek . 1980’lerden beri geniş topluluklarda yapılan araştırmalar, kalp hızı yükseldikçe ömrün kısaldığını düşündürten sonuçlar ortaya koydu. Örneğin 3 yıl önce Kanada’da yapılan 31 bin kişinin 5 yıl süreyle izlendiği bir çalışmada, nabzı 70’in altında olanlarla üstünde olanlar arasında ölüm riski açısından belirgin bir fark olduğu ortaya çıkarıldı.
Kalp hızı nasıl oluyor da yaşam süresi üstüne böylesine etkili oluyor diye soran bilim insanları kesin bir cevap veremiyorlar. Bazı uzmanlar kalp hızının kendisinin olumsuz bir faktör olmadığı, altta yatan problemlerin bir belirtisi olduğunu öne sürüyorlar. İstemsiz hareketlerimizi kontrol eden iki sinir sisteminden biri olan sempatik sinir sisteminin, damarları büzen, stres hormonlarını salgılatan, tansiyonu yükselten uyarılarının kalp hızını da yükselttiğini düşünüyorlar.
Bazı bilim insanları da, vücutlarında kalp yangı düzeyi az da olsa artmış olanlarda da kalp hızının yükseldiğini, sorunun bundan kaynaklandığını iddia ediyor. Kısacası çoğunluk sorunun kalp hızına değil, kalbin hızlı atmasına yol açan nedenlere bağlı olduğunu kabul ediyor.

Kalbimizin hızı sağlığın aynasıdır

Yaşamı hareketli olan bir kişi günde 1 saat koşarsa, bu sırada nabzı dakikada 120’ye çıkar. Formda olduğu için diğer zamanlarda kalbi yavaş atar. Günlük toplam atım sayısı 80 bin civarındadır.

Kalbimizin hızı sağlığın aynasıdır

İş yerinde ve iş dışında hareketsiz bir yaşam süren kişinin ortalama nabzının 80-85 olduğunu düşünelim. 24 saat içinde 120 bin kere atan kalbi hareketli olan kişinin kalbinden yüzde 50 fazla çalışmış olur.

Ne yapmalı?

Danimarka’da yapılan araştırmada ve diğer birçok çalışmada hareketsiz bir yaşam sürenlerde, şişman kişilerde, yüksek tansiyonu olanlarda, anksiyete içinde yaşayanlarda, kronik uykusuzluk çekenlerde kalp hızının yüksek olduğunu gösteriyor. Bu sorunlar çözülünce kalp hızının yavaşladığını ve beraberinde ölüm ve hastalık riskini de azalttığını biliyoruz.
Haraketli bir yaşam, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenmeyle ideal kiloya inip onu korumanız, hayatınızda stresi azaltacak, var olanla baş edecek yollar bulmanız kalp hızınızı yavaşlatarak ömrünüzü uzatacaktır.
Tarhan Bey’e gelince, doktoru önce kalbinin hızlı atmasına neden olan özel bir sorun olmadığını saptadı. Ondan sonra, kalp krizi geçirenlerde komplikasyonları azalttığı, ölümleri önlediği kanıtlanmış olan, beta bloker ailesinden bir ilaç vererek kalp hızını yavaşlattı.

Son söz: Kalbimizin ne hızla çalışacağı bir ölçüde önceden belirlenmiş olsa da bizim de bu konuda söz sahibi olduğumuzu unutmamalıyız. Hareketli bir yaşam tarzı, düzenli egzersiz, yeterli uyku, ideal kiloyu koruma, stresle baş etme kalbi rahatlatmanın başta gelen yollarıdır.