İlk fotoğrafta, ABD Başkanı Trump ile el ele gördüğünüz kişi İngiltere Başbakanı Theresa May. Alışılmışın dışında samimi olan bu poz, o zaman çok konuşulmadı ama şimdi gündemde. Konuşuluyor çünkü Trump, Almanya Başbakanı Merkel’in elini sıkmadı. Hal böyle olunca da Alman medyası ayağa kalktı, “Theresa’ya böyle, Merkel’e neden böyle değil” diye...
Yıllar önce, Tansu Çiller’in Başbakan olarak, ABD Başkanı Bill Clinton ile samimiyetini çok sevmişti Türk medyası. Meğer bu işe kafayı tek takan biz değilmişiz...
KADINLARIN EN SEVDİĞİ DEFİLE
BAM TELİ KOPTU...
Tayfun Talipoğlu’nun hayatını kaybettiği haberiyle başladı salı günü. Öğrencilik yıllarında siyasi görüşleri belli olduğu için kaymakam olamamış, kargo şirketlerinde çalışmış, düğün salonlarında şarkı söyleyerek geçimini sağlamış bir adamdı Talipoğlu.
ATV Ankara bürosunda muhabir olduğu dönemde parladı, sonra ‘Bam Teli’ni yapmaya başladı...
Anadolu’yu gezip, insanları ve hikayelerini anlatırdı bizlere, televizyonun görselliğini şiirsel metinlerle güçlendirirdi. Düşünün o zamanlar, kanallarda gece saat 23.00 dediniz mi diziler biter, yerine haber programları ya da bu tür programlar başlardı. Asırlar önce değil, sadece 18 sene önce. ‘Bam Teli’ koptu, Tayfun Talipoğlu izler bırakarak gitti bu dünyadan...
EVLİLİK PROGRAMLARI NEDEN SEYREDİLİYOR?
Televizyonculukta kuraldır, seyredilmeyen program bir süre sonra yok olur. Evlilik programlarına dair çok şey konuştuk da neden alternatifsiz kaldıklarını hiç konuşmadık.
Bu programlar reytingde geçilemez, rakipsiz işler değil. Hatırlayın, ‘Bu Tarz Benim’ adlı yarışma, Show TV’de olduğu dönemde, reytinglerde izdivaç programlarının önüne geçmişti. Uğraşılsa benzer sonuçlar yine alınabilir ama televizyon yöneticileri için asıl uğraş prime-time yayınları. Haksız değiller, bir dizi tutunca en az iki sezon reytingini ve reklam gelirini topluyor. Sert rekabette birincilik için mücadele edilecek gün sayısını 7’den 6’ya düşürmüş oluyorlar.
Yapım şirketleri için de tutmuş bir dizi, reyting alan bir izdivaç programından daha kıymetli. Diziler ihraç ediliyor, izdivaç programları satılamıyor. Dizi bir kez tutunca büyük bir hata yapmadıkça yürüyor, izdivaç programlarında başarı, dışarıdan gelen karakterlerin performansına bağlı.
Evlilik programlarında seyredilen şeyler gerçek mi değil mi, yapımcıların kurgusu mu iddialarına gelince... Reytingi olan karakterlere para ödenmeye başladığı an, iş gerçekliğini kaybediyor aslında. Niye diyeceksiniz, ekranda daha fazla kalıp daha çok para kazanmak isteyen kendi gibi davranmıyor da ondan... Peki, ‘İlişkiler kurgu olabilir mi?’ derseniz, mutlaka kurgulanmış olanlar da vardır ama her şey kurgu demek de haksızlık olur.