Kenan Evren, devrimciler çok fazla kullandığı için TRT’de evren denmesini yasaklamıştı bir zamanlar.
O dönemde Aziz Nesin ne zaman Kenan Evren’den söz edecek olsa “Kenan Kainat” adını kullanmıştı.
Askeri darbe dönemlerinden aklımızda kalan tek mizah vakası bu maalesef.
Onun dışında Milattan Önce 730’dan bugüne kadar yaşanmış tüm darbe ve darbe girişimlerinde acılar var.
Halk ozanı Victor Jara’nın hikâyesini bilir misiniz?
Pinochet darbesinin Şili Ulusal Stadyumu’na topladığı binlerce isimden biriydi
Victor Jara.
Tutuklanarak getirildiği stadyumda şarkılarını söylemeye devam etti, binlerce tutuklu da onu eşlik etmeye başladı.
Önce bir daha gitar çalamasın diye iki elini kırdılar sonra makineli tüfek atışıyla öldürdüler...
Dünyada en çok darbe Güney Amerika ve Afrika ülkelerinde oldu ama Avrupa ve ABD’de de bir sürü darbe girişimi yaşandı.
ABD’de 1933’te, Fransa 1961’de İtalya 1964’te darbeden kıl payı kurtulan ülkeler oldular.
Yunanistan’da Albaylar Cuntası 1967’de yaptı darbeyi, Türkiye 1974’te Kıbrıs’a çıkınca, darbeciler görevi sivillere bırakıp kaçtılar.
Yunan halkı darbeden ABD’yi sorumlu tutar hâlâ ve ne zaman bir ABD üst düzey isim ziyarete gitse Atina savaş alanına döner.
1950’den bugüne 494 darbe ve darbe girişimi yaşanmış dünyada, darbe girişimlerinin yüzde 50.32’si başarısızlığa uğramış.
15 Temmuz’da, FETÖ cuntasının geri püskürterek, darbe istatistiklerini değiştirdi Türkiye ama bunun pek önemi yok.
Darbeler arasında tercih yapılmaz ama 15 Temmuz başarılı olsaydı sonuçları en beter ve tahminen en kanlı darbe olarak geçecekti tarihe.
Sahi atlattığımız tehlikenin farkında olan var mı?
KOYUN FİYATINA BARBUN...
Cuma günü, Alaçatı balık mezatında, bir kilo barbun balığı, 300 liradan alıcı buldu.
Satılan o barbunlar çok iriydi ancak normalde de barbun balığının kilo fiyatı 150- 200 liralar seviyelerinde dolaşıyormuş. Türkiye’de tatil bölgelerindeki restoranların fiyatlarını Yunan adalarıyla mukayese ediyoruz ama görünen o ki tek suçlu restoranlar değil bu kazık zincirinde.
Bir koyun fiyatına iki kilo balık alırsanız, bunu müşteriye kaçak satacak, hem balığın parasını hem mekanın kirasını, hem genel giderini hem de personel maaşını çıkaracak, üzerine de kar edeceksiniz?
Bu fiyatlar, bu şekilde şişmeye devam ederse, bugün turist dolu olan yerlerde, yarın kilosu 50 liraya bile balık satılamayacağının farkına varmak lazım artık...
SOYADI BAYKAL AMA...
Deniz Baykal’ın oğluna kafa atan özel güvenlikçinin birinde hapis cezası ertelenmiş diğeri de devam eden iki darp davası var. Böyle bir adam hem de ODTÜ gibi bir üniversiteye nasıl özel güvenlik elemanı yapılmış acaba?
Sadece bu değil ki geçmişte de uyuşturucu sabıkası olanların okul kantinlerinde, taciz ve benzeri suçlardan sabıkası olanların okul servislerinde çalışabildiğini görmüştük. Okullara sıradan iş yeri muamelesi yapmaktan ne zaman vazgeçeceğiz diye merak eden yok mu?
Uzun zamandan sonra Baykal soyadlı birinin yaptığı hoşuma gitti. Deniz Baykal’ın oğlu kendisine durduk yerde kafa atan güvenlikçiden tırsmadı hatta bir de yumruk salladı. Şiddet elbette kötüdür ama “Deniz Baykal’ın oğluyum” ya da “Ben profesörüm” demekten daha gerçek ve etkili bir tepki oldu bu.
Bikini ve vücut detaylı karelerden sonra “En güzel Beren Saat fotoğrafı nasıl bu olur?” diyenler çıkacaktır mutlaka. En güzel olanı bu, zira Beren Saat, tekneden denize uçan pet şişeyi almak için suya girdi.İçindeki suyu denize boşalttı sonra da pet şişeyi teknedeki çöpe attı. Fatmagül’ün Suçu Ne dizisinde oynarken kadına şiddete karşı çıkan eylemlere destek vermişti Beren Saat, dizi bitti ama onun kadın mücadelesi bitmedi, halen devam ediyor. O yüzden de en güzel Beren, “mış” gibi yapmayan ve bir pet şişe için üşenmeden tekrar suya giren Beren...
CAHİT ARF’IN OKULUNDA BİR TÜRK VE BÜROKRASİ....
Mezunları çeşitli dallarda toplam 13 Nobel ödülü kazanmış, Jean-Paul Sartre ve Albert Camus gibi ünleri tüm dünyaya yayılmış yazar ve filozoflar yetiştirmiş bir okul düşünün.
Sözünü ettiğim okul, 10 liraların üzerinde resmi basılı olan, matematik bilimine adıyla teorem kazandıran Prof. Dr. Cahit Arf ‘ın da mezun olduğu okul olan Ecole Normale Superieure.
Fransa’nın bu en prestijli okulu, bu sene, lisans ve master eğitimini Sorbonne’da tamamlamış bir Türk genci doktora öğrencisi olarak kabul etti.
Barış Dirican o gencin adı, babası arkadaşım, meslektaşım, FETÖ yüzünden bedel ödemiş gazetecilerden biri olan,
Ahmet Dirican.
Ahmet’e “Barış gelince, beraber kutlayalım bu başarıyı” dedim, “ Türkiye’ye gelemiyor ki çocuk” dedi.
Şaka değil, YÖK sahte diplomalardan çok canı yandığı için, denklik başvuruları sırasında yeminli tercüman tarafından çevrilen, noter onaylı diplomanın yanı sıra, diplomanın aslını da görmek istiyormuş.
Barış diplomasının aslını verse, bu en prestijli okulda doktora kaydını kaçıracağı için denkliği alamamış, askerlik şubesi de tecil işlemi için mutlaka YÖK’ün onay verdiği diplomayı istiyormuş.
Sonuç mu, pırıl pırıl parlayan, ileride çok gurur duyacağımız genç bir beyin, askerlik tecili derdinden dolayı, şu an ülkesine ve ailesinin yanına gelemiyor.