İstanbul’da her gün 16 bin ton çöp toplanıyor. Rakam oldukça büyük ama İstanbul’un çöpünü toplamak Avrupa ülkelerine göre daha kolay. Şaka yapmıyorum, Avrupa’da geri dönüşüm kültürü oturduğu için her evin önünde üç çöp bidonu var ama İstanbul’da öyle bir durum yok. Neyse gelelim ana konuya...
Çöp toplama eskiden gecenin çok geç ya da sabahın erken saatlerinde yapılırdı.
Sonra bu alışkanlık değişti şimdi trafiğin en yoğun olduğu sabah ve akşam saatlerinde bile yollarda çöp kamyonları var.
Trafikte yapılmış hesaplamalar vardır; mesela bir otomobilin sadece bir an frene basması, 15 kilometre geriden gelen bir aracın trafik nedeniyle durmasına yol açabilir diye. Bunu hesaplayanlar sabah ve akşam trafiğin en yoğun olduğu saatlerde çöp toplamanın tıkanıklık maliyetini hesaplıyorlar mı?
Belediyeler çöp toplama işini mesai saatleri içerisinde yaptırarak mümkün olduğunca ucuza halletmeye çalışıyorlar. Peki İstanbul’da trafiği yönettiğini söyleyenler, mesela Ulaşım Koordinasyon Merkezi adıyla görev yapan UKOME herkesin gördüğünü görmüyor mu?
Düzce ve Malatya’da da oldukça başarılı işler yapan İstanbul Valisi Vasip Şahin, bari siz bir el atın bu garip düzene...
Kraliçe olmak da zor
Erkeklerin kadınlara en büyük vaatlerinden biridir kraliçeler gibi yaşatmak. Oysa People Dergisi’ne konuşan bir kraliyet tarihçisinin anlattıklarına bakınca, en azından İngiltere Kraliçesi olmak o kadar da keyifli bir iş değil. Meğer nikah yüzüğüyle oynamasından tutun da çantasını bir elinden diğer eline almasına kadar her hareketi, çalışanlarına gizli bir işaret anlamına geliyormuş. Mesela çantasını masaya koyması “Gitmeye hazırım” anlamına geliyormuş, nikah yüzüğüyle oynaması “Sıkıldım bu sohbetten” mesajı veriyormuş. Her hareketinizin yanınızdakiler tarafından bir mesaj olarak algılandığını düşünsenize, hayat hakikaten çok zor olurdu. O yüzden şu kraliçeler gibi yaşama meselesini tekrar düşünün derim...
YUNANİSTAN’IN TÜRKÇE SAYFASI
Turizm öyle bir rekabet alanı ki ne siyasi gerginlik dinliyor ne de tarihi takıntılara bakıyor. Yunanistan’da turizm şirketleri, tahminen Turizm Bakanlığı’nın da desteğiyle toplanıp harika bir internet sitesi kurmuş. Discovergreece.com adresli bu sitede İngilizce, Almanca ve Rusça dışında Türkçe de yayın yapılıyor.
KREDİ KARTI DOLANDIRICILIĞI VE YİĞİT ÖZŞENER
Türkiye’de kıymeti bilinmemiş, vaktinden önce veda etmiş işlerden birisidir ‘Estağfurullah Yokuşu’. Yiğit Özşener’in oyun gücünü ilk orada fark etmiştim. Sanırım 2000’li yılların başlarıydı. Ardından ‘Ezel’de Cengiz, ‘Son’da Selim karakterleriyle yürüdü gitti Özşener. Bir süredir sesi soluğu çıkmıyordu. Geçenlerde, ‘Cesur ve Güzel’ ile setlere döndüğü haberini okudum.
Bu çapta bir oyuncunun setlere dönmesi zaten haberdir ama aslan medyamız bunu başka bir haberle birlikte verdi. Özşener’in kredi kartı kopyalanmış ve birileri ABD’de
9 bin TL civarında bir harcama yapmış. Olayın meydana geldiği tarih Mart 2015, Türk medyasının haber yaptığı tarih Mart 2017. Dava şimdi bitti diyeceğim ama savcılık takipsizlik kararı vermiş, yani üzerinden uzun zaman geçmiş olmalı. Çok geç kalmış bir haberle olsa bile Özşener’in setlere döndüğünü görmek güzel şey...