ABD Senatosu bu hafta 3 ayrı Suudi Arabistan tasarısını ele alacak.
Tasarılardan biri İstanbul’da işlenen Kaşıkçı cinayetiyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi arasında direkt ilişki kuruyor ve Prensi kınıyor.
Tasarının yaptırım gücü yok ama Senato’nun Beyaz Saray’dan ne kadar farklı düşündüğünü gösteren bir karar olması açısından önemli.
Diğer iki tasarıdan birisi Yemen’deki Suudi Arabistan öncülüğünde süren savaşa desteğin kesilmesi ki bu tasarı ilk oylamada geçti bu hafta nihai oylaması yapılacak.
Diğeri, aynı zamanda en sert olanı, Suudi Arabistan’a silah satışının tamamen durdurulması.
ABD Anayasası gereği, Senato ya da Temsilciler Meclisi birbirlerinden üstün kurumlar değiller yani yaptırımların hayata geçmesi için her iki kurumun da aynı fikirde olması gerekiyor.
Senato’dan çıkacak kararlar nihai kararlar olmasa bile Başkan Trump ile yasama arasındaki görüş ayrılığı daha belirgin hale gelecek.
Trump, bu durumun önüne geçmek için, dışişleri ve savunma bakanlarına verdirdiği brifinge CIA başkanının katılmasını engelledi ama gelen tepkiler üzerine daha sonra 8 senatöre brifing verilmesini kabul etti.
MİT Başkanı Hakan Fidan Washington’da ne yaptı, kimlerle görüştü, kim davet etti?
Perşembe gecesinden beri herkes bu sorulara cevap arıyor Türkiye’de.
Ortaya çıkan takvimden sonra bu soruların çok bir önemi kalmıyor.
Türkiye, Başkan Trump’ın İsrail’e dost, İran’a düşman, ilk ülke haline getirilen Suudi Arabistan ve Suriye merkezli bir Kürt devleti kurma projesinin peşini bırakmıyor.
Fırsat doğduğu zaman da elindeki doğru bilgileri ABD’nin karar vericileriyle paylaşıyor.
MİT Başkanı Hakan Fidan’ın Senato’da yaptığı görüşmelerin içeriği bu değilse de amacı kesinlikle bu.
BAK ŞU GÖREVE GELECEKLERE...
Bu hafta Washington ile sık sık konuştum, en fazla konuştuğum kişi de, ABD’de Türkiye’yi doğru anlatmak için oldukça fazla çaba sarf eden Turkish Heritage Organization Başkanı Ali Çınar oldu.
Aldığım notlar aramızda sorun olan konularda tek bir yumuşama işareti taşımıyor.
Aksine Cumhuriyetçi Yönetim ile olan sorunlara Demokrat kaynaklı yeni sorunların ekleneceğini gösteriyor.
Demokratların çoğunlukta olduğu ABD Temsilciler Meclisi’nin başına, Türkiye aleyhtarlığı herkes tarafından bilinen Nancy Pelosi gelecek gibi duruyor.
78 yaşındaki Pelosi siyasi hayatı boyunca hep Türkiye karşıtı oldu, Ermeni Soykırımı iddialarından tutun da, Kıbrıs’a kadar her konuda Türkiye’nin aleyhine çalıştı.
Dış İlişkiler Komitesi’nin başına gelmesi beklenen Engel Elliott da tam bir şahin.
Sadece Türkiye karşıtlığı değil İran’ı bombalamak gibi uç fikirleriyle de tanınan birisi.
Sonuç olarak Washington ile Ankara arasında beklenen bahar, bu bahar gelmeyecek gibi duruyor...
BOYNUZSUZ İNEK YAPTILAR...
En çok sütü veren ama boynuzları hem insanlar hem de diğer inekler için tehlike yaratan, Holstein ineklerine el attı gen mühendisleri.
Yaptıkları şey, Holstein ineklerinden DNA’sından sadece boynuzların büyümesine neden olan DNA’yı çıkarıp yerine boynuzsuz Angus sığırlarının genetik parçasını koymak.
Bu sayede de boynuzları elle çıkarma gerekliliği ortadan kalkıyor.
Çok korkutucu geliyor ilk başta ama soya fasulyesindeki trans yağı da bu şekilde üretim dışına çıkarmışlar.
Bir başka denemede de bazı yerlerdeki turunçgillerde görülen yeşerme hastalığına karşı çalışmalar yapılıyormuş.
Sonuç mu, genetiği değiştirilmiş gıda ürünlerinden belki daha sağlıklı ama yine de oynanmış gıdalar devrine doğru gidiyoruz.