İstanbul’da trafiği rahatlatmak adına toplu taşımayı cazip kılacak bir sürü yatırım yapılıyor.
Aynı anda Çubuklu-İstinye arasına arabalı vapur seferleri konuluyor.
İstanbul’da trafiği toplu taşıma kurtaracaksa, neden iki yaka arasında araba taşımakta ısrar ediyoruz?
Daha garibi, bu arabalı vapur seferlerinden önce İstinye-Çubuklu arasında direkt vapur seferi yoktu, sadece sabah bir, akşam bir vapur, her iki iskeleye de uğruyordu.
Ayrıca bu arabalı vapurlar başarılı olursa belki köprü trafiği biraz daha rahatlayacak, her iki yakada da tek şerit olan sahil yollarında ise trafik daha da karmaşık hale gelecek.
Acaba bu yolların kapasitesine dair bir projeksiyon çalışması yapıldı mı?
Yoksa iskeleler için yer var, buraya yapalım anlamsızlığıyla mı gidiyor mesele?..
ÇİRKİN...
“Ayrıca Yılmaz, ben kadını beğendim yahu”
“Ada’yı veresin mi geldi abi?”
“Ada’yı değil ama neyse sonra konuşuruz...”
Yılmaz Özdil ile Müjdat Gezen arasında, Halk TV’de geçti bu konuşma.
“Beğendim” denilen kadın, son dönemin popüler isimlerinden Sultan unvanı kullanan Nilhan Osmanoğlu.
İster sağcı olsun, ister solcu,
İster sultan olsun ister fabrika işçisi,
Söylediği ne kadar saçma sapan,
Ya da ideolojisi ne kadar ters olursa olsun fark etmez.
Hiçbir kadına, cinsiyeti ve bedeni üzerinden saldırılamaz...
Hele ki bu ilkellik, çağdaşlığı savunmak adına yapılıyorsa, yazık bu ülkenin haline...
GARİP...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin gazetecilerle buluştuğu akşam yemeğinde konu, Kanun Hükmünde Kararname ile üniversiteden uzaklaştırılan öğretim görevlileri ve kamuoyundan yükselen tepkilere de gelmiş.
Bahçeli de “Hepsi masum değil” demiş.
Bu cümleyi tersten okuyunca görülüyor ki haksız yere ihraç edilen, ‘masum’ öğretim elemanları var.
AK Parti, “Bu nasıl iş?” diye soruyor,
YÖK, karara dair topu üniversitelere atıyor,
Üniversiteler “Biz değil YÖK yaptı” havasında...
Böyle garip bir durum nasıl ortaya çıktı acaba?
KÖTÜ
Bir şehit babası, oğlunun cenaze töreninde böyle bir fotoğraf karesinde olmamalı.
Protokol kim olursa olsun, şehit her ne kadar ülkenin şehidi olursa olsun, cenaze sahibi babadır.
Kimse oğlunu toprağa veren bir baba kadar üzülemez, o cenaze töreninde kimsenin unvanı şehit babası unvanı kadar önemli değildir.
El Bab’da şehit olan Uzman Çavuş Gökhan Kılıç için Adana’da kılınan cenaze namazı öncesi çekilmiş bu fotoğraf.
Neyse ki, namaz başladığında baba en önde saf tutmuş ama cenaze töreninin videosunu bir izleyin internet ortamında.
İlk sırada olmak için öyle bir uğraş verilmiş ki, insanlar cenaze namazını zar zor kılmışlar...
Görüntülerde, uzun boylu, kamuflaj elbiseli askere özellikle dikkat edin, namazı neredeyse iki büklüm halde kılmış adamcağız.
Artık bu işe bir çekidüzen vermek ve cenaze sahibi aileye gereken özeni göstermek gerekiyor.
ALMANLAR DÖNERDE BİZİ GEÇTİ...
Döner bir Türk buluşu ama ilk bulan Kastamonulu Hamdi Usta mı, yoksa Kırım Türkleri mi, ya da Bursa’da yaşayan İskender Bey mi, her yerde farklı şeyler yazıyor. Almanlara döneri ilk olarak 1972’de Numan Usta satmış.
Türkiye’de günde 500 ton, Almanya’da 400 ton döner tüketiliyor. Almanya’da 40 bin kebapçı var, Türkiye’de yaklaşık 30 bin döner büfesi.
Almanya’da 1985’ten beri döner yasası var, 2012’de Türk Gıda Kodeksi ‘döner nasıl olmalı’yı tanımladı.
Almanya’da 470, Fransa, Hollanda ve Belçika’da toplam 70, İsviçre’de 15 diye uzayıp giden bir döner fabrikası listesi var. Türkiye’de sektörün hazır döner kullanım oranı halen yüzde 60’ı bulmadı.
Almanya’da döner pazarının hacmi 4 milyar euro, Türkiye’de 1.5 milyar dolar.
Yunanlılar ve Lübnanlılar, Türklerden sonra en fazla döner satışı yapanlar listesinde yer alıyor. İngiltere pazarında döner işi daha çok Kıbrıslı Türklerin elinde.
