27 Mayıs askeri darbesinde İsmet İnönü’nün rolü var mı yok mu diye çok tartışıldı.
Darbeden hemen sonra biraz tartışılan ama sonra unutulan konuysa, Demokrat Parti’nin Cumhurbaşkanı seçtiği Celal Bayar’ın darbedeki rolü.
Bayar askeri darbeyi desteklemedi ama darbeye giden yolun taşlarını döşeyen isimlerden biri oldu mu diye çok konuşuldu sonra unutuldu.
Mesela Başbakan Menderes’i Kıbrıs müzakerelerine götürürken Londra yakınlarında düşen Sev uçağının hikâyesini herkes bilir.
Çok bilinmeyense, kazadan sonra Adnan Menderes’in Ankara’ya dönüşünde onu karşılayanlar arasında İsmet İnönü’nün de olduğudur.
Ankara Garı’ndaki sohbet ülkenin gergin havasına iyi gelir diye düşünen, Demokrat Parti’nin ileri gelen isimlerinden Mükerrem Sarol ve Samet Ağaoğlu, Başbakan Menderes’e, “Bugünkü ortamdan faydalanarak yumuşama için bir adım atmak ister misiniz?” diye sorarlar.
Menderes bu öneriye dair olumlu yaklaşırken, Demokrat Parti Grup Başkanvekili Atıf Benderlioğlu gelir şu cümleleri kurar:
“Cumhurbaşkanı Hazretleri tarafından geliyorum. Bugün Ankara Garı’nda İsmet Paşa ile olan münasebetten son derece müteessirler. Onun ve grubun temayülünü size aksettirmek isterim. Halk Partisi ile bir yumuşamaya ve ilişkiye, kendileri ve biz, kesinlikle karşıyız.”
Yumuşama gerçekleşeydi darbe olmazdı diye bir cümle kurmak da mümkün değil zira darbeyi yapanlar da anılarında örgütlenmeye 1955’te başladıklarını anlatmışlar bir sürü yerde...
ÇAPKIN DEĞİL ÂŞIK BİR BAKAN...
Fatin Rüştü Zorlu tarihe idam edilen bakan olarak geçmeseydi, Kıbrıs mücadelesinde oldukça önemli işler başaran biri olarak geçecekti.
Sert mizacı ve Yassıada duruşmalarında hiç geri adım atmayan bir profil çizdi Zorlu.
Belki de bu yüzden Vesamet Hanım ile yaşadığı gönül ilişkisinin, bazı dış gezilere birlikte gittiklerinin, Ankara’da lokallerde birlikte dans ettiklerinin kulaktan kulağa yayılması arzu edildi.
Yani evli ama çapkın bir adam olarak anlatılmaya çalışıldı Fatin Rüştü Zorlu.
Oysa kızı Sevin Özen şöyle anlattı o ilişkiyi: “Babam Vesamet’i sevdi. Annemle mutsuz bir evlilikleri vardı. Ben anneme adamın yakasını bırak da sevdiğiyle evlensin dedim olmadı. Vesamet de babamı sevmişti. Babamın ölümünden sonra uzun süre babaannemle birlikte oturdu”
YASSIADA BEBEĞİ...
Necla Tekinel, 27 Mayıs 1960 darbesi olduğunda Demokrat Parti milletvekili sıfatını taşıyordu.
Tutuklandı, Yassıada’ya götürüldü, 40 yaşındaydı, hamileydi ama uzunca süre kimseye söylemedi.
“Kürtaj ister misiniz?” diye sordular, “bebeğimi doğuracağım” dedi.
Sancıları tutunca Yassıada’dan Kasımpaşa Deniz Hastanesi’ne helikopterle götürüldü, bir oğlu oldu, Mehmet adını verdi.
İki hafta sonra sütü kesildi, kendisi Yassıada’ya, bebeği de babaanneye gönderildi.
Aynı zamanda avukatı olan eşi temsil etmişti Necla Tekinel’i.
Savunmasında, “Necla da Demokrat Parti’de muhalif isimlerden birisiydi, bakın bu da imza attığı mektup” dedi eşi.
Bunu duyan Necla Tekinel’in ilk işi eşini avukatlıktan azletmek oldu.
Sonra ceza aldı, Kayseri’ye yollandı, afla çıktığında oğlu 5 yaşındaydı...
27 Mayıs askeri darbesinin ardından çok şey yazıldı çizildi ama bana en acı gelen kısımlardan birisi Aydın Menderes’in bir anısı.
Adnan Menderes asıldığında üzerinde olan idam gömleğini, tereke diye ailesine yollamışlar.
Aynı acıyı iki kere yaşatmak ne kötü diyebilirsiniz daha beteri de var maalesef:
Adnan Menderes’in asıldığı yağlı ilmiğin parası, bir makbuz karşılığında ailesinden tahsil edilmiş.