Kadın bedeninin haberlere sos malzemesi yapılmasına alıştık maalesef. Mesela yurt dışında oyunculuk eğitimi almaya giden bir kadının konuyla hiç alakası olmayan şuh fotoğraflarına yer verilmesi; ya da sosyal medyada bir fikir paylaşan kadının, fikrinin değil çıplaklığının ön plana çıkarılması çok sık karşılaştığımız durumlar.
Ama Haberturk.com, geçtiğimiz pazartesi günü öyle bir rekor kırdı ki, anlatamam. Beşiktaş-Fenerbahçe mücadelesinde, Robin van Persie ile karşı karşıya gelen Tosic kırmızı kart görmüştü ya... Tosic’in eşi Jelena Karleusa, sosyal medya hesabından bir küfür ve ardından “Onun bacağını kırın” mesajı paylaşmış. Haberturk.com da bu ayrıntıyı yakalamış ve iyi bir haber yapmış.
Ancak haber üç fotoğraf altı yazıda bitmesine rağmen Karleusa’nın tam 140 kare fotoğrafı kullanılmış. Tahmin edebileceğiniz gibi bunlar maç esnasında çekilmiş değil; ülkesi Sırbistan’da ünlü bir şarkıcı olan yengenin dekoltesi en bol halleri... Bakalım bu rekoru kıran bir başka medya kuruluşu çıkacak mı?
Elektronik sigara ölüm mü, çare mi?
Ne gerçek ne de elektronik olanı, insan sağlığı için en doğrusu ikisini de içmemek. Ama cevabına ihtiyaç duyulan bir soru var: Sigara bağımlısı olup da bırakamayanlar için elektronik sigara bir alternatif mi, değil mi?
İngiltere’de yapılan araştırmada ortaya çarpıcı bir sonuç çıktı. Normal sigara içenlerin vücudunda, akciğer kanserine neden olduğu düşünülen
NNAL adlı zehirli kimyasal, son 6 ayda sigaradan elektronik sigaraya geçen ya da nikotin bandı veya burun spreyi kullananlara göre yüzde 97 daha fazla çıkmış.
Araştırmada aynı anda hem normal sigara tüketen, hem de saydığım ürünleri kullananların durumuna da bakılmış, onlarda da NNAL adlı zehirli kimyasal oranı normal tiryakiler seviyesinde tespit edilmiş.
Gördüğü her araştırma sonucu üzerine atlayanlardan değilim. Bilirim ki, bazı araştırmalar, finanse edenlerin istediği sonuç çıksın diye yapılır. Sözünü ettiğim araştırmayı finanse eden kurum, İngiltere Kanser Araştırmaları Vakfı.
Araştırma University College London’dan bir bilim insanının başkanlık ettiği grup tarafından yürütülmüş, 181 denek üzerinde inceleme yapılmış.
Bu araştırma elektronik sigaranın zararsız olmadığını söylemiyor ama iddiası gerçek sigaradan daha az zararlı olduğu. Bu noktada Sağlık Bakanlığı’nın ve Türk Toraks Derneği’nin bize rehberlik etmesi gerekiyor.
Lütfen söyleyin, sigarayı bırakamamış insanlar için elektronik sigara daha az zararlı bir alternatif mi, değil mi?
MORGAN FREEMAN ANCAK PRESTİJ KATAR
THY’nin son reklam filminde oynayan Morgan Freeman, çoğu kişi tarafından bir sinema sanatçısı olarak bilinir. Oysa o, çok daha ilerisi anlamına gelir. Discovery Science ve National Geographic’te, en önemli belgesellerin sunucusudur kendisi. En son dinler tarihi üzerine çektiği belgeselde, dünyanın dört bir yanında kutsal bilinen tüm mekanları gezmesi ve sorduğu cesur sorular çok konuşulmuştu.Hatta Çatalhöyük ve Göbeklitepe’ye de gelmişti o belgesel serisi için. Eğer insanlara güven vermekten söz ediyorsak, bu konuda olabilecek en iyi isimdir Freeman.
Türkiye’de ”Zamanında Hillary Clinton’ı desteklemişti, acaba THY reklamları için doğru isim mi?” gibi boş tartışmalar yapılmadı değil. Ancak dünya üzerindeki birçok insan için Morgan Freeman kimliği, Clinton’ı desteklemiş ya da Trump’a karşı olmaktan çok daha önemli.
Mide küçültme operasyonları
‘Sağlıkla ilgili bir konunun magazini olur mu?’ diye düşünebilirsiniz. Türkiye’de oluyor maalesef. Örnek mi? Işın Karaca mesela... Ya da Pelin Öztekin veya Hakan Aysev, Fatih Ürek, Hamdi Alkan ve Linet. Bu insanların operasyon sonrası ne kadar kilo verdiklerine dair binlerce haber okuduk değil mi? Peki, mide küçültme operasyonlarında Türkiye’deki ölüm oranının dünya ortalamalarının üzerinde olduğuna dair kaç haber okudunuz? En son geçtiğimiz hafta 40 yaşında gencecik bir adam öldü İzmir’de. Ondan önce Rize’de 17 yaşında bir genç gitmişti. Mide küçültme ameliyatı olanların karşı karşıya kaldığı depresyon ve benzeri ruhsal sorunlara dair kaç haber okudunuz? Google hafızasında bu konuda yazılmış yüzlerce bilimsel makale var. Bu tür haberleri yaparken özendirici olmasının yaratabileceği sıkıntıları mutlaka düşünmek lazım. Sağlık Bakanlığı da bu ameliyatı yapabilecek cerrah ve sağlık kuruluşlarına mutlaka ruhsat vermeli, her önüne gelen bu zor ameliyatı yapamamalı.
Seni kırmak istemem Faruk Abi
Yazıyorum, siliyorum sonra bir daha yazıp bir daha siliyorum. Normal bir durum bu, insanın eli gitmiyor sevdiği ve saydığı isimleri kıracak cümleler kurmaya. Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, geçtiğimiz pazartesi bir tweet atarak “Ben ‘Belma Akçura kovuldu mu?’ diye yazmadım, ‘İki aydır yazıları yayımlanmıyor’ dedim. Düzeltme bekliyorum” diye yazdı. Tanışıklığımız vardır, istese özelden yazabilirdi ama o herkese açık bir mesaj yazmayı tercih etti. Gelenektir ya, köşede başlayan tartışma köşede sürer, ben de öyle yapacağım. Faruk Abi isteğinde haklı, hemen düzeltiyorum söylediği şeyi. Ancak şimdi benim de kendisinden bir ricam olacak.
“Aynı kulvarda kalem oynattığım meslektaşlarımın gazetecilik yapamaz hale getirilmeleri” cümlesi var ya, ben de o cümle için düzeltme rica ediyorum. Sonuçta Milliyet Okur Temsilcisi Belma Akçura, geçirdiği ameliyat ve yazdığı kitaptan dolayı köşesinin boş kaldığını açıkladı. Yani ortada gazetecilik yapamaz hale getirilmiş bir okur temsilcisi yok. En azından Milliyet için durum bu. Gelelim ana konuya: Faruk Bildirici de yılların tecrübesiyle, bir kişi hakkında yazı kaleme alırken onunla konuşmanın gazetecilik etiğinin gereği olduğunu gayet iyi bilir, sanırım burada düzeltilmesi gereken bir nokta yok. Faruk Abi, son bir haftadır bir sürü medya sitesinde yer alan, tamamı Hürriyet’i ilgilendiren, gazetecilik etiğiyle ilgili konularla ilgilenmek, dürüstlüğünü bildiğim kalemine daha çok yakışıyor bence...