Afrin harekâtı sadece alanda değil, diğer cephelerde sürüyor. Özellikle de politik, ideolojik ve kamu diplomasisi alanlarında. Farklı başkentlerde, gazete sütunlarında, internette ve sosyal medyada mücadeleyi görebiliyoruz. Harekâtın hem “turnusol kâğıdı”, hem de kaldıraç görevi rolü var. Özellikle gücün anlamını, ilişkileri, ideolojiyi, politik hedefleri, stratejiyi ve liderleri test etmemizi sağlıyor.
Bu nedenle, PKK terör örgütü de karşı hamle geliştirme arayışında. Örgüt, yeni sorular ve sorunlarla meşgul. Bir yandan Afrin harekâtının askeri etkilerini azaltmaya, çıktılarını kontrol altında tutmaya çalışırken, bir yandan da askeri cephede kaybedeceklerini diğer cephelerde telafi etmenin yollarını arıyor.
Çatışma karakteri icabı, sahada kesin sonuçlu bir politik, “askeri zafer” getirmeyecektir. Örgütün, harekâtın tetikleyeceği siyasi ve psikolojik çıktıları nasıl ve kimlerle yöneteceğini, hangi konulara odaklanacağının hesabını yapmakta olduğundan söz ediyoruz. PKK, son beş yılda hayal edemeyeceği kadar geniş bir coğrafyada kontrolü ele geçirdi. Gücüne güç katacak önemli ölçekte askeri, mali, psikolojik ve insani kaynağına sahip oldu. Coğrafi kazanımlarına bir bütün olarak bakınca, Afrin’in kaybının askeri açıdan değil, psikolojik yönüyle önemli olduğunu görebiliriz.
Eğer becerebilirse, tüm benzer örgütler gibi, Afrin harekâtını politik bir “kaldıraca” dönüştürmek öncelikli hedefi. Bu sayede başta “müttefiki” ABD olmak üzere diğer aktörleri politik, psikolojik ve diplomatik alanda harekete geçirmeyi umuyor.
Afrin’in, kaldıraç rolünü oynayabilmesi sahadaki askeri gelişmelere ve kamuoyunun satın alabileceği hikâyelerin zenginliğine bağlı. Nitekim bu tutum “askeri-politik strateji” izleyen terör örgütü PKK’nın hiç de yabancı olduğu bir durum değil.
PKK, jeopolitik konumu nedeniyle Afrin’de silahla yapabileceklerinin sınırlı, askeri “zaferin” ise imkânsız olduğunu biliyor. Harekât bölgesi dar, lojistik ve militan akışı sıkıntılı. Coğrafi küçüklük, PKK gibi vur kaç taktiği izleyen örgütler için dezavantajdır. Örgütün hareketli olmasını, manevra imkânını kısıtlar. TSK’nın kısa sürede alanın tamamını kontrole edebilir olması ve teröristlerin hareketini sınırlandırması önündeki en büyük engel.
Bu yüzden PKK, çatışmaları zamana yaymayı, uzatmayı, TSK’yı yıpratmayı ve konuyu dünya gündemine taşımayı deneyecektir. Harekâtı zamana yaymanın yolu araziyi, hava koşullarını, sivil halkı, kuvveti ve şehirleri en uygun şekilde kullanmaktan geçtiğini biliyor. Gündeme taşımanın yolunun ise sosyal medyadan geçtiği ortada. Üstelik PKK, hikâyelerin en cazibelisinin içinde sivillerin yaşadığı, meskûn mahallerde yazılacağını çok iyi biliyor.
Sonuç olarak, General Giap’tan uyarlarsak, “Mücadele üç farklı cephede sürecek. Birincisi Afrin’de, diğerleri ise başkentler ve sosyal medyada”.