Ertuğrul Özkök’ün çarşamba günü köşesinden yaptığı çağrı benim de sık sık TV programlarımda dile getirdiğim ve üzerinde özellikle durmak istediğim bir mesele. Yürütülmekte olan FETÖ davalarındaki problemler ve adaletsizlikler Türkiye’nin ileride başını ağrıtacak bir seviyeye doğru ilerliyor. Şu an bu satırları A340 uçağından yazıyorum ve hepimizin ortak düşmanı olan FETÖ’nün yanlış ve sorunlu yargılamalar yüzünden özellikle Batı’da yeniden güç toplamasından endişe ediyorum.
Bu konuda yeni seçilen HSK tarafından alınacak önlemlerle ve belki bazı yeni savcı-hâkim tayinleriyle problemli gidişin durdurulacağını ve yeniden davaların adalet eksenine oturacağını umut ediyorum.
Bu ülkede zalim bir askeri vesayet rejiminin varlığı tartışmasız bir gerçekti. Bu askeri vesayetin kontrolünde olan ve Erol Mütercimler’in de kanıtlarıyla ortaya koyduğu bir Ergenekon terör örgütü vardı. Gülenist savcılar ile hâkimler gerçek bir terör örgütünün varlığını bahane ederek usulsüz, rezil yargılamalar yaptılar. O davaların hepsi şu an FETÖ’nün kumpas davaları olarak anılıyor. Oralarda yargılanan herkesin bildiği mafyacı ve çeteci isimler bile mağdur edildikleri için beraat ettiler.
Aynı olayın gerçek ve emsalsiz bir terör örgütü olan Fetullahçı terör örgütüne dair davalarda da tekrarlanma ihtimali beni çok rahatsız ediyor. O yüzden, FETÖ ile ilgilenen tüm savcılarımızın ve hâkimlerimizin çok özenli ve dikkatli olması lazım. Bize yargısal aktivistler değil, gerçek hukukçular lazım! Bu ülkenin gerçek hukukçu savcılara ve gerçek hâkimlere ihtiyacı var.
Kan emen bir caninin usulsüz yargılandığı için beraat etmesi nasıl bir felaketse bazı FETÖ’cülerin aynı akıbeti yaşaması da Türkiye için felaket olacaktır. O yüzden, FETÖ’cü olmayanların ve “suyunun suyunun suyu” kabilinden bazı isimlerin FETÖ kapsamında araya sıkıştırılması bir felaket.
FETÖ dava süreçlerinin temelsiz iddianameler ve alakasız kişiler için tutukluluğun rutin hale geldiği uygulamalarla ilerlemesi FETÖ’nün ekmeğine yağ sürmekten başka işe yaramıyor. Mesela şu an Fetullah Gülen, özellikle Cumhuriyet gazetesi davasını yurt dışında sürekli örgütü lehine propaganda amaçlı kullanıyor. Cumhuriyet davasındaki tutuklamaları ve davalardaki diğer tutarsızlıkları kendi örgütsel amaçlarına uygun şekilde ve Türkiye’nin aleyhine olacak biçimde değerlendiriyor.
Lütfen artık yargımızda gerçek anlamıyla ve büyük harfle HUKUK galip gelsin ve Gülen’in ekmeğine yağ sürecek tuhaflıkta iddianameler artık çıkmasın, hukuka aykırı tutuklamalar, saçma nedenlerle alakasız kişilere birkaç kere müebbet istemek gibi hukuksuz işler yapılmasın artık...
Savcılarımız ve hâkimlerimiz tüm bu yanlışların ve saçmalıkların netice olarak Fetullah Gülen ve çetesinin lehine sonuçlar yaratacağını lütfen unutmasınlar ve FETÖ dava süreçleri adil ve hakkaniyetli yürüsün. Gerçek FETÖ’cüler ile 15 Temmuz’u FETÖ’nün yaptığını hâlâ inkâr eden sanıkların tahliyesi toplumda haklı olarak infial uyandırıyor ama FETÖ’cü olmayıp araya sıkıştırılanların hâlâ tutuklu olması da yine toplumsal rahatsızlık yaratıyor.
Özellikle bu kritik davaların hâkimleri olan hukukçularımız herkese “Türkiye’de hâkimler var” dedirtecek bir performans sergilemeliler. Öte yandan, şimdiden ifade etmek isterim ki eğer bu yanlış giden süreç durdurulamazsa ve yine kimi usulsüzlükler sebebiyle alenen Fetullahçı terörist olan bazıları 4-5 sene sonra beraat ederlerse de benim nazarımda FETÖ bir gerçektir.
Kimi savcıların ve hâkimlerin yanlışları gerçeği değiştirmeyecek. Tıpkı Mütercimler’in anlattığı anlamıyla Ergenekon terör örgütünün gerçek olduğu gibi. Tıpkı zalim askeri vesayet rejiminin bir gerçek olduğu gibi FETÖ de bir gerçek. Diliyorum ki yanlıştan dönülür, yeni dönemde FETÖ davaları eğri ile doğruyu, haklı ile haksızı ayıracak şekilde yapılır ve Türkiye kazanır...