Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pekin’de gazetecilerle bir sohbet gerçekleştirdi. ABD Başkanı Trump ile FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in iadesi ve PKK-PYD meselesi hakkında nihai görüşmeyi gerçekleştireceklerini belirten Erdoğan “Ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz. Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım... Biz bu ittifakı Türkiye’nin aleyhine olacak yaklaşımlara boğduramayız” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin DEAŞ’le mücadelede etkin olmadığı iddialarına karşı da “Bunu kim söylüyorsa tamamıyla zırvadır, yalandır, uydurmadır, iftiradır. Obama yönetiminin iftirasıdır. Bu örgüte karşı en büyük mücadeleyi veren Türkiye olmuştur” dedi. Erdoğan, Suriye konusunda “Bu iş çok uzadı. Artık daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye’de. Biz ne zamana kadar bunu yapacağız. Bazı çareler bulmamız lazım. Nitekim şu anda vatandaşlığa alma konusunu gündeme getiriyoruz. Eğer işe gelme noktasında vasıflara haizse sen onu işe alırsın, kaçak mı çalıştırırsın adam doktor adam mimar. Açalım önünü adam çalışsın” diye konuştu.
Erdoğan, Pekin’de basın mensuplarıyla görüşmesinde şunları söyledi:
- NİHAİ KARARIMIZI VERECEĞİZ: (Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ABD temasları) Ön heyet Trump ile görüşmedi, belki bir fotoğraf karesidir. Onlar Trump’ın altında diyebileceğimiz kişilerle temas ettiler. Bir ön bilgilendirme yaptılar. Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’ın ABD Adalet Bakanı ile yaptığı görüşme. Malum şahsa ait bir bilgilendirmedir. Diğerleriyle yapılanların hepsi Suriye ağırlıklı olarak oraya yönelik görüşmelerdir. PYD/YPG bunlarla ilgili olarak Amerika’nın duruşuyla bizim duruşumuzu netleştirecek yapılsın ki işimiz kolay olsun diye yapılan adımlardır. Birçok belge sundular. Şimdi de nihai görüşmeyi biz yapacağız. Ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz. Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım. Biz bu ittifakı Türkiye’nin aleyhine olacak yaklaşımlara boğduramayız. Bunu özellikle ifade etmem lazım.
- OBAMA YÖNETİMİNİN İFTİRASI: (ABD’nin Türkiye DAEŞ’le mücadelede yavaş kaldı iddiası) Bu tepeden tırnağa yalandır. Bunu kim söylüyorsa tamamıyla zırvadır, yalandır, uydurmadır, iftiradır. Bir kere daha Amerika DEAŞ tehlikesini, ABD fark etmeden önce, Türkiye bunu fark etmiş ve ona karşı tavrını en sert şekilde ortaya koymuştur. Eğer biz bu tavrı ortaya koymamış olsaydık DEAŞ bu bocalamanın içine girmezdi. Irak’ta biz mi varız, Irak’ta, orada kim var? Koalisyon güçlerinin başında kim var? ABD var. DEAŞ Musul’a girdi mi, girdi. Ambar’a girdi mi, ne yaptılar? Ne yaptılar, hiç. Ama orada üssümüze saldırmaya yeltendiler, biz derslerini verdik. Biz dedik ki kusura bakmayın o üs orada kalacak. O üs Peşmerge’yi yetiştirdi. Ninova Muhafızları orada yetişti. Kime karşı DEAŞ’a karşı. Bunu yapan biziz. Türkiye’nin DEAŞ’a karşı bizim Türkiye’de mücadele vermediğimizi söylemek Türkiye’ye ihanettir. Obama yönetiminin iftirasıdır. Bu dönemde Suriye ve Irak meselesini ne yazık ki burada Trump’ın kucağına bu şekilde bırakmıştır. Aşağıda Obama’nın ekipleri var. Onlarla beraber bana göre Irak ve Suriye’ye bakıyor. Ben de diyorum ki ne burada YPG’ye ne PYD’ye ihtiyaç yok. Bunlar terör örgütüdür. DEAŞ ile mücadele için YPG ile işbirliğini şart telakki etmek, aslında koalisyonun ve ABD’nin itibarını yok etmektir. Bu mücadeleyi bizler, NATO’da birlikte olduğumuz güçlerle bu bölgedeki diğer ülkelerle Suudi Arabistan başta olmak üzere Katar, Lübnan, Ürdün hep beraber pekala yapabiliriz. Bu terör örgütüne ihtiyacımız yok. Biz bunu, Cerablus, Dabık, Rai, El Bab’da ispat ettik... Şimdi diyoruz ki Mümbiç’te ve Rakka’da ispat ederiz. Zaten sayı ortada, belli. Ama söylediklerimiz ne yazık ki başta Obama olmak üzere ilgi uyandırmadı. Bakın Sayın Trump bir açıklama yaptı ki bu bizim Obama’ya teklifimizdir. Eğit donat olayını biz yaparız dedik. Uçuşa yasak bölge ilan edelim dedik. Aynı zamanda terörden arındırılmış güvenli bölge olsun dedim, bu benim ilk yaptığım açıklamadır. Trump da benzer açıklamayı yaptı. Biz taraftan da Özgür Suriye Ordusu eğitimini veriyoruz. Biz bu sayıyı daha da artırmak suretiyle SGD’ye SDF’ye ihtiyaç yok. Gerekirse ayrıca destek veririz ve meseleyi hallederiz. Baştan beri bunu söyledik, ne yazık ki buna itibar etmediler. Amerika’da bazı haddini bilmezlerin oyunlarıyla, yazılı görsel medyanın oyunlarıyla “Türkiye DEAŞ’a karşı gerekeni yapmadı” diyerek iftira etmeye kalkışıyorlar. Halbuki bu örgüte karşı en büyük mücadeleyi veren Türkiye.
Başından beri niçin Tayyip Erdoğan neden Batı basınının olduğu gibi DEAŞ’ın da hedefindedir? DEAŞ’ın hedefinde ben varım. Kendi yayın organlarında benim boy boy resimlerim var. Bu iftirayı atanların bu yayın organlarında resimleri var mı? Yok. Biz inandığımız şeyi inandığımız şekilde yaparız. Bu yola bu şekilde çıktık, bu şekilde yürüyoruz.
- İSLAM’LA İLGİSİ YOK: (DEAŞ’la mücadelede verilen şehitler) Doğrudur. Bu da bizim mücadele ettiğimizin göstergesidir. DEAŞ’ın İslamla yakından uzaktan ilgisi olmadığını defaatle söylemişim. Bunlar İslam için bir kara lekedir. Bugün de söylüyorum, yarın da söylerim. İslam’da böyle bir örgütlenme olamaz. Böyle bir yaklaşım olamaz. Onun için bunun İslamla yakından uzaktan ilgileri yok.
- DAYANIŞMA GÖSTERECEK ÜLKELER: (Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelerle DAEŞ’E karşı mücadele teklifi sunacak mısınız?) Bunları her zaman konuştuk yine konuşabiliriz. Katar, Suudi Arabistan bundan çekinen ülkeler değil. Her zaman bu tür dayanışmayı gösterecek ülkelerdir. Yaptığımız ikili görüşmelerde bu bilgileri kendilerinden aldığımız için söylüyoruz.
‘Açalım önünü çalışsın’
- TAHAMMÜLÜMÜZ YOK: (“’Görüşme nokta mesabesinde olacak’ dediniz, belirleyici görüşme mi olacak” sorusu üzerine) İnşallah, ona dayanarak söyledim. Bu iş çok uzadı. Artık daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye’de. Eğitimden sağlığına her şeyi A’den Z’ye bize ait. Biz ne zamana kadar bunu yapacağız. Aynı şey bir zamanlar Ürdün’de Filistinliler için oldu. Ürdün belli desteği aldı. Lübnan aynı durumda. Bugün belki yarına kadar bunu kaldırıyoruz. 25 milyar doları bulduk. Ama yarın ne olacak. Bazı çareler bulmamız lazım. Nitekim şu anda vatandaşlığa alma konusunu gündeme getiriyoruz. Ana muhalefetin başındaki ülkenin kendi vatandaşları aç diyor. Eğer işe gelme noktasında vasıflara haizse sen onu işe alırsın kaçak mı çalıştırırsın adam doktor adam mimar. Açalım önünü adam çalışsın. Kaçak olarak çalıştıramazsınız. Vatandaşlık verdikten sonra çalışma imkânı verirsiniz. Kendi vatandaşın olup da kaçak çalışan var. Biz kayıt altına alalım istiyoruz. Bir ara Kanada Başbakanı “Vasıflı insanlar varsa ben 25 bin kadar alırım” dedi. Bunun için biz de bu tür insanları Türkiye olarak alırız. Bunun için kalkıp icazet alacak değiliz. Bizim için insani, İslami ve vicdani görevimizdir..
- FETÖ’CÜLER SÖZ KONUSU: (“Çin ile imzalanan suçluların iadesi anlaşmasında istenen FETÖ’cüler var mı” sorusu üzerine) Spesifik demeyelim de içeriğinde ifade ettikleriniz de söz konusu. Gerek BM mülteciler yüksek komiserliği kapsamında olanlar var. AB kapsamında olanlar var. Bunun dışında kalanlar ilk etaptadır. Onun dışında olanlar bir iadeye müsaitse olur. Bunun dışında yasal olarak verilmesi olanlar varsa verilebilir.
- ÇİPRAS’LA GÖRÜŞME: (Yunanistan Başbakanı Çipras’tan darbecilerin iadesi talebi) Net tavır yargı bağımsızdır... Verilen cevap bu. Maalesef 1520 gün içinde teslim ederiz dediler ama buna rağmen olmadı.
Uluslararası ticarette yerli para kullanımı
Erdoğan, uluslararası ticarette yerli para kullanımıyla ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: “Doğrusu bunu gerçekleştirirsek bir defa kur baskısından paralarımızı kurtarmış oluruz. Onun için de bizzat ekonomi bakanlarımız başta olmak üzere bunun yanında 3. nükleer enerji olayı gerçekleşirse veyahut da kredi olayı gerçekleşirse bu konularda alışverişlerde yerli parayı kullanmak, bir tarafta Çin parası Yuan diğer tarafta TL bize güç ciddi katacaktır. Rakamlar ufak değil. Ciddi rakamlar var. Onun için de bu sürekli olarak gündemimzde. Merkez bankalarımızı görüştürüyoruz. Gerek Rusya gerek İran gerek Çin’le temas söz konusu. En ciddi süreçleri Rusya ve Çin ile yapyıoruz. Yerli paraya geçişin ilk adımlarını atarsak diğer ülkeler de bunu takip eder. Diğer ülkelede bunu takip edecektir. Bu da bize kur baskısından kurtarmak için büyük avantajlar sağlayacaktır.”
‘Çok çirkin’
(Atatürk’e hakaret tartışmaları) “Olay çok çirkin. Şüphesiz ki annelerin eşlerin bu işe karıştırılması son derece çirkin. Olay yargı sürecine girdiği için olayı kendimi yargı yerine koymak suretiyle değerlendirmem doğru olmaz. Zaten önce gözaltı, sonra tutuklama işlemleri oldu. Nereye kadar uzar bunu yargıda göreceğiz.”
‘Çin ile ilişkilerde yeni sayfa açıyoruz’
- ANADOLU ÜZERİNDEN AVRUPA’YA BAĞLIYOR: 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarıyla 4 uluslararası kuruluş ve 200 bakan buradaki toplantıya katılmış bulunuyor. Yeni İpekyolu olarak da adlandırılan bu “Kuşak ve Yol Girişimi”, Asya’yı Anadolu üzerinden Avrupa’ya bağlıyor. Biz kara, deniz ve havayolu projeleriyle dünya ticaretinin orta koridoru diye adlandırılan bu yolda hızla ilerliyoruz. Bu kapsamdaki yatırımlarımız bu projeyle inşallah daha da güçlenecek.
Bugün gerçekten Sayın Başkan Şi Cinping “efradını cami ayarını mani” bir konuşma yaptı, 45 dakika süren, gerçekten güzel bir konuşmaydı. Detayda boğmayan, tam aksine detayla konuşmaya açıklık kazandıran bir konuşmaydı. Hatta kendisine de söyledim, “o konuşmayı temin etmek isteriz” dedim.
İnanıyorum ki bölgesel ve küresel barışa bu projeler önemli katkılar sağlayacaktır. Türkiye ile Çin arasındaki özellikle ekonomik ilişkiler alanında yeni bir sayfa açıyoruz. Bu gelişte de 3 anlaşmayı imzaladık. Fakat asıl anlaşmamız şu anda projeyi kapsayan detay projeler ki bunlar altyapıya yönelik projeler.
Kars-Edirne başta olmak üzere birçok demiryolu ağı bunun içinde var. Burada onların da ısrar ettiği en önemli proje Ankara-İstanbul arasında 350 km hızla tren projesini özellikle yapmakta çok ısrarlılar. Bunun için de Ulaştırma Haberleşme Bakanlığımız muhataplarıyla görüşmelerine devam ediyorlar. Hedefimiz 13 detay projeyi birlikte yapabilmek.
Şi ile bu süreçte bir yılda dördüncü kez bir araya geldik. Ticaret ve karşılıklı yatırımların artırılması konusunda görüşmelerimiz oldu. 3. nükleer santral müzakerelerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız Çin’le götürüyor. Bir de Türkiye’ye gelen Çinli turistlerin artması konusunda çalışmalar var. FETÖ’ye karşı tedbirler, zaten buraya pek yeterince giremediler ya da herhalde tutunamadılar. Belki de aradıkları zemini bulamadılar. Terörle mücadeleve güvenlik konusuhda müşterek işbirliği ortak kararımız.
Yaptığımız görüşmelere gelince, Yunanistan Başbakanı Çipras, Pakistan Başbakanı Şerif, Macaristan Başkananı Orban, BM Genel Sekreteri Gutteres, Sırbistan Başbakanı Vucic (31 mayıs’tan sonra cumhurbaşkanı oluyor), Özbekistan Cumhurbaşkanı ile Mirzayabev, Polonya Başbakanı Szydto ile de az önce bir görüşme yaptık.