Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dr. Ecz. Hilal Bardakcı mikroplara karşı güçlü zırhlar kuşanmak için bağışıklık sistemimizi doğal antioksidanlarla destekleyebileceğimizi söylüyor


Vücudumuzu hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sistemimizi nasıl güçlendirebileceğimiz sorusu son dönemin “trend topic”leri arasında yer alıyor. Aslında dengeli beslendiğimizde, stresten uzak yaşayabildiğimizde, yeterli uykuyu aldığımızda ve düzenli egzersiz yaptığımızda bağışıklık sistemimizi de güçlü tutmuş oluyoruz. Aksi durumda ise vücudumuzda serbest radikaller artıyor ve bağışıklık sistemimiz baskılanıyor. Bu zorlu günlerde ne kadar kontrol etmeye çalışsak da bazen serbest radikallerin oluşmasına zemin hazırlayabiliyoruz. Acıbadem Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Hilal Bardakcı, mikroplara karşı güçlü zırhlar kuşanmak için bağışıklık sistemimizi doğal antioksidanlarla destekleyebileceğimizi söylüyor. Bardakcı, “En çok bildiğimiz antioksidanlar ve bağışıklık güçlendiriciler: C vitamini, E vitamini, A vitamini (beta-karoten), selenyum, çinko, Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri, fenolik bileşiklerdir” diyor.


Bağışıklık sistemine doğal destekler




C vitamini nasıl kullanılmalı?

Haberin Devamı

Bardakcı, bunlarla ilgili bilgileri şöyle paylaşıyor: “Bağışıklık denince ilk akla gelen destekleyicilerden birisi C vitaminidir. C vitamini, T-lenfosit çoğalmasına müdahale ederek immun sistemini uyarır. Aynı zamanda serbest radikallerle savaşarak antioksidan görevi görür. Serbest radikallerin hücreye zarar vermesini önler ve vücudu enfeksiyonlara karşı korur. C vitamini için önerilen günlük doz yetişkinler için 80 miligram, çocuklar için 35-80 miligramdır. Günlük sebze-meyve (kuşburnu, kivi, narenciyeler, brokoli, patates, maydanoz, marul, ıspanak gibi) tüketimimizle C vitamini ihtiyacımızı karşılayabiliriz. Narenciyeler içinde en yüksek C vitamini oranı greyfurttadır. Ancak greyfurt suyu karaciğerimizde bulunan enzimlerden pek çok ilacın metabolizmasından sorumlu olan CYP3A4 enzimini baskılar. Bu enzim tarafından metabolize olan ilaçlar metabolize olamadan yüksek miktarda emilerek hasara yol açabilir. Söz konusu baskılama portakal ve limon suyunda görülmezken; nar suyunda da görülmüştür. Aman dikkat edelim, C vitamini alayım derken vücudumuza zarar vermeyelim. C vitamini için dikkat etmemiz gereken bir diğer nokta çok çabuk bozulduğudur. Bu nedenle C vitamini içeren meyvelerin kabuklarını tüketmeden önce soymalı ve bekletmeden tüketmeliyiz. Aynı şekilde C vitamini içeren preparatları hazırladığımızda yine bekletmeden tüketmeliyiz.

Kuşburnu ve yeşilçay


Kuşburnu meyvesi A, C ve E vitamini, karotenoitler, proantosiyanidin ve flavonoitlerce oldukça zengindir. Bileşiminde bulunan yüksek orandaki C vitamini sayesinde soğuk algınlığına karşı koruyucu ve tedaviye yardımcı olarak kullanılır. 2 gram parçalanmış kuşburnu meyvesi 100-150 mililitre (bir bardak) sıcak su ile karıştırılarak hazırlanıp, günde 3 kez tüketilebilir. Proantosiyanidinler de güçlü antioksidan etkiye sahiptir. Üzüm çekirdeği başlıca proantosiyanidin kaynağıdır. Günlük 50-100 miligram alınabilir. Çam kabuğu, elma, yer fıstığı, badem de proantosiyanidin kaynaklarındandır. Epigallokateşingallat (EGCG) da yeşilçayda yüksek miktarda bulunan bir proantosiyanidindir. Çok kuvvetli antioksidan etkiye sahiptir. Siyah çay elde edilirken fermentasyon sırasında EGCG büyük oranda oksitlenir, bu nedenle bu bileşiğin siyah çayda oranı çok düşük miktardadır. Yeşilçayın bileşiminde bulunan bir diğer bileşik olan kafein ile birlikte EGCG birlikte metabolizmayı hızlandırırlar. Bu da kalp atım hızını artırdığı için tansiyon hastaları yeşilçayı dikkatli tüketmelidir.


Zencefil ve ekinezya

Zencefil ve rizomundan elde edilen bileşiklerin kuvvetli bağışıklık güçlendirici etkileri tespit edilmiştir. Zencefil içeren preparatların lokal olarak kullanıldığında (pastil, sprey, çay) hava ile yayılan virüslerin alt solunum yollarına geçerek çoğalmasına engel olduğu düşünülmektedir. Hamilelerde günlük 1 gramın üzerine çıkılmamalıdır.

Ekinezya soğuk algınlığı ve nezleden korunmak için tüm dünyada en çok tercih edilen bitkilerdendir. Yapılan çalışmalar bitkinin soğuk algınlığı etkenlerine karşı vücudun bağışıklık sistemini desteklediğini ortaya koymaktadır. Papatya alerjisi olan kişilerle hamile ve emzirenler kullanımına dikkat etmelidir.

Beta glukanın etkisi

Dr. Ecz. Hilal Bardakcı, “Beta glukan benim en çok tercih ettiğim bağışıklık sistemi kuvvetlendirici” diyor ve bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Beta glukan bitkilerde yaygın olarak bulunur. Tahıllarda, bilhassa yulafta çok miktarda bulunur. Büyük yapıda bir molekül olduğu için doğrudan emilemez, bağırsaklara geçer, bağırsak florasındaki bakteriler sayesinde metabolize olarak emilir ve etki gösterir. Kanserden koruyucu mantarlar olarak bilinen shiitake mantarı (Lentinus edodes) ve kırmızı reishi mantarının (Ganoderma lucidum) etkili bileşeni beta glukandır. Eczanelerden preparatını satın aldığımız beta glukan, ekmek mayasının (Saccharomyces cerevisia) hücre duvarından elde edilerek saflaştırılmıştır. Beta glukanın suda çözünürlüğü az olduğu için beta glukan içeren ürünlerin çayından yeterli verim alınmaz.”