Dün gazetemizde haberi vardı. Akademisyenler, hukukçular, sivil toplum kuruluşu yöneticileri, sanatçı, yazar ve gazetecilerden oluşan 300 aydın, “Ergenekon davası karartılmasın, derinleştirilsin” çağrısı yaptı.
Benim de altına imza attığım bu çağrıda soruşturmanın bütün boyutları ve uzantılarıyla ele alınması istenirken, Silahlı Kuvvetler başta olmak üzere bütün devlet kurumlarının ellerindeki bilgi ve belgeleri konunun aydınlığa kavuşturulması yönünde değerlendirecekleri umudu dile getiriliyor.
Bugün köşemi, çok önemli bulduğum bu metne bırakıyorum. Siz de imzanızı vermek isterseniz:
“Yıllardır gözlerimizin önünde cereyan eden faili meçhul cinayetlerin, siyasi suikastların, devletin içine yuvalanmış çetelerin, halkı birbirine düşürmeyi amaçlayan hain provokasyonların, açık ya da örtülü darbelerin ülkemiz üzerine yaydığı karanlığın bir ucundan da olsa delinmesi olanağı, Ergenekon davası ile Türkiye demokrasi güçlerinin önüne çıkmış bulunuyor.
Şemdinli’de kaçan fırsat
Eleştirilebilecek yanlarına, eksikliklerine ve bazı tartışmalı kurgulamalarına rağmen Ergenekon iddianamesi özünde çok önemli suç iddiaları ve belgeleri içermektedir. Bu suçlar bütün derin bağlantılarıyla ortaya çıkarılabildiği takdirde, temiz toplum olma yolunda Susurluk’ta, Şemdinli’de elimizden kaçırdığımız fırsatı yakalama olanağı doğabilir.
Yıllardır apaçık bildiğimiz olayların ve bu olayların ardındaki mihrakların aydınlatılarak adalet önünde hesap vermelerinden kazançlı çıkacak olan ne günün siyasi iktidarı, ne de şu veya bu siyasal çevredir. Kazanan biz yurttaşlar, demokrasimiz ve geleceğimiz olacaktır.
Gözler askeri yargıda
Ergenekon iddianamesi ahtapotun kollarından birini yakalamıştır. Ancak, diğer kollara ve gövdeye ulaşmakta kendini sınırlamış kaygısı uyandırmaktadır. Bu kaygı giderilmelidir.
Örneğin askeri yargı, savcılığın gönderdiği belge ve bilgileri dikkate alarak yargılama sürecini işlettiği ve gereğini yerine getirdiği takdirde, Türkiye’yi kuşatan ve giderek derinleşen karanlığın aydınlanmasında önemli bir adım daha atılmış olacaktır.
Ergenekon davasının, her türlü uzlaşmanın ötesinde toplumsal ve siyasal ufkumuzun aydınlanması davası haline gelebilmesi için siyasi irade, şimdi her zamankinden daha gereklidir. Asker-sivil bütün kurum ve kuruluşlar da davanın karartılmaması ve mutlaka derinleştirilmesi için aynı kararlılığı göstermelidir.
Davanın takipçisi olun
Bu davanın hayati önemine inanan bizler, hukuki/adli sürecin kamu vicdanını her yönden rahatlatacak şekilde, yargı bağımsızlığı çerçevesinde, adil ve titiz yargılama ilkelerine sonuna kadar uyularak sürdürülmesini diliyoruz.
Türkiye demokrasi güçlerinin, karşılarında bir siyasal kanadın değil devlet içine yuvalanmış çetelerin ve darbeci zihniyetin bulunduğunun bilinciyle Ergenekon davasının derinleşmesi ve öze varması için ortak mücadele vermeleri gereğine inanıyoruz.
Demokratik, özgür, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına dayalı bir ülkede yaşamak isteyen tüm yurttaşları, aklının ve vicdanının sesini dinleyerek davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz.”