Yarın büyük gün... Halkımız, Ercan’ın aşağıdaki nefis karikatüründe görüldüğü gibi, “Allah Allah” diyerek sandığa koşuyor... Dananın kuyruğu yarın kopuyor...
Bu seçim tartışmasız, Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimidir...
Çünkü rejim değişiyor... 140 yıllık Meclis sisteminden bir çeşit başkanlık sistemine geçiliyor. Cumhurbaşkanı seçilen kişiye örneği başka demokrasilerde görülmeyen büyük yetkiler veriliyor.
Meclis’te güçlü bir muhalefet oluşursa, tek fren bu olacak.
Üzülünesi durum... Bu kadar hayati bir seçime kaygı ve endişeler içinde gidiyor olmamızdır. Muhalefet sözcülerinden ve STK’lardan sık sık:
- Oylarımızı çaldırmayacağız, sloganı duyuluyor. Bu slogan elbet oyların çalınacağı kuşkularından kaynaklanıyor.
Batılı demokrat ülkelerde sık sık seçim yapılıyor..
Ama orada kaybeden partileden hiç:
- Seçim demokratik yapılmadığı için kaybettik...
- Sandıklarda hile yapıldı...
- İktidar devlet olanaklarını kullandı, gibi şikâyetler duymuyoruz.
Tüm olumsuzluklara rağmen dürüst bir seçim yaşanmasını diliyoruz...
Seçim sonrasında Cumhuriyet tarihinin sayılı zor dönemlerinden birine girmeye de hazır olmalıyız. Türkiye’yi rahat günler beklemiyor. Halkımız ağır yükler yüklenmeye hazır olmalı...
Sanat dışarı!
Dolmabahçe Sarayı’na bitişik Başbakanlık Ofisi’nin hemen arkasında (cadde üzerinde) bulunan Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na “5 gün içinde binadan çıkın” talimatı yollandı. Eğer rektörlük binayı 25 Haziran’a kadar boşaltmazsa kaymakamlık emriyle elektriği ve suyu kesilecek. Bina polis zoruyla boşaltılacak. Rektör Prof. Yalçın Karayağız, “Bize yeni bir yer göstermediği sürece buradan çıkmayacağız. Defalarca görüşme yaptık. Bize boş bir arazi bile göstermediler” diyor... Anlaşılan 1400 öğretim üyesi ve öğrencisi bulunan konservatuvar sokağa atılacak. Binanın Başbakanlık ofisine ekleneceği söyleniyor.
Uygar bir ülkede böyle bir karar ilgililere durum izah edilerek, yer göstererek, ikna edilerek gerçekleştirilir. Uygar dünyada sanata saygı da vardır...
IRMAK
Yönetmen Çağan Irmak sosyal medyada paylaştığımız konulara bakmış, şu kısa yorumu yapıyor:
“Okuduğumuz kitapları, sevdiğimiz şarkıları, gittiğimiz oyunları paylaşabilirdik oysa... Katilleri, tecavüzcüleri, hırsızları, manyakları paylaşıyoruz ‘Mecburen ve çaresiz’! Ne acı?
Yazık yok olup giden muhabbet dolu günlere..”
DRON
İstanbul Maslak’ta dün 32 katlı bir gökdelende yangın çıktı. Neyseki dış cephe aydınlatmasının yol açtığı yangın içeriye sıçramadan 1.5 saatlik bir çalışma sonrası söndürüldü. Yeri gelmişken Çinli uzmanların yeni bir buluşunu haber verelim. Bu tür yangınlar için Çin’de kompozit malzemeden 200 derece ısıya dayanıklı “dron”lar üzerinde çalışılıyor. Bu dronlar gökdelen yangınlarında en üst katlara kadar anında ulaşarak hatta camları kırıp içeri girerek yangının etki alanı hakkında merkeze bilgi veriyor. İtfaiye böylece üst katlara orada ne olduğunu, mahsur kalan insan olup olmadığını bilerek çıkıyor...
SİCİL
Türkiye geçen yıl yaptığı 8.07 milyar dolar yardım ile dünyada milli gelirine göre en çok insani yardım yapan ülke konumuna yükseldi.
Tablo bizim açımızdan gurur verici... Ancak Türkiye’nin insan hakları sicilini düzeltmiyor... İnsan hakları sıralamasında dünyada 100’üncü sıralardayız.
Dünyanın öteki ezilen insanlara gösterdiğimiz şefkat.. Ülke içinde kendi insanımıza gösterdiğimiz hoyratlığı örtmek amacını taşıyorsa eğer... Bilelim ki bu pek işe yaramıyor.