Şu sırada herkes İdlib’i konuşuyor...
Peki, Fırat’ın doğusu ne olacak?
ABD orada bir ordu kurmak ve Kürt devletçiği oluşturmak istiyor...
Esad ise PYD/YPG ile ya savaşacak ya federasyona benzer bir sisteme yönelecek. Ama kendi toprağında bir başka ordunun kurulmasına kesinlikle izin vermeyecektir.
Türkiye’nin çıkarı Esad’la barışmak ve anlaşmakta.
Ne var ki İsrail bile Esad’ın görevde kalmasına razı olmuşken, Ankara bir türlü Esad’la barışmıyor. Neden? Sebeplerin en büyüğü şu... Türkiye, Suriye işinde ÖSO başta olmak üzere cihatçı kimi guruplara angaje... ABD onlara çoktan sırtını döndü. Ankara dönemiyor.
Cerablus ve Afrin’i de onlarla birlikte aldık. Maaş veriyor, ailelerine bakıyoruz. Esad’ın onları kabul etmesi mümkün değil. O yüzden Esad’la barışamıyoruz. Kendi topraklarımızda eğitip donattığımız bu unsurlar bugün ulusal çıkarlarımızın yolunu tıkayan ayak bağı oldular...
KEMER
Enflasyon ve döviz kuru eş zamanlı yükseliyor. Zamlar birbirini izliyor.
Bunalımdan çıkış için kemer sıkma formülleri ortaya atılıyor.
CHP Milletvekili Selin Sayek Böke ise hatırlatıyor:
- Oysa böyle zamanlarda konuşulması gereken şey ücretleri enflasyon oranında arttırmaktır...
Öncelikle düşünülmesi gereken şey pek düşünülmüyor.
Asfalt fırınlama!
Gazetelerdeki fotoğrafı görünce hop oturup hop kalkmıştık. Konya’nın merkez İsmil Mahallesi’nde asfaltın bir kenarına kurutulmak üzere kabak çekirdeği yayılmış, altına ne bir bez ne bir naylon serilmişti. Araçlar yanından vızır vızır geçiyor, çekirdekler toz toprak içinde kalıyordu. Vatandaş bunları çıt çıt yiyecekti.
Durumu Konyalı bir hekim dostumuza açtık. Normal karşıladı, dedi ki:
- Çekirdeklerin altına bir şey serilmez çünkü asfaltın sıcaklığında daha çabuk kurur...
- Peki ya toz toprak...
- Çekirdekler yıllardır bu yöntemle kurutulur... Sonra da fırınlanır. Yüksek ateşte mikroplar ölür. Endişelenmeyin!
Endişeyi bıraktık!
PET
Türkiye dâhil dünyanın 73 ülkesinde yarın 600’den fazla sivil kuruluş “İklim için ses ver” etkinlikleri başlatıyor. Amaç yerel yönetimlerin küresel ısınmaya karşı sorumluluğunu hatırlatmak. Belediyeleri çevre dostu enerji kaynakları için harekete geçirmek.
Çevre demişken ve yeri gelmişken bir kutlama...
İstanbul Büyükşehir belediyesi dönüştürme kutuları hazırlamış.
Bu kutulara pet şişe atıyorsunuz, İstanbul kartınıza prim yükleniyor. Böylece hem ulaşım masrafınıza katkı yapılacağı, hem plastik şişelerin çevreyi kirletmesine engel olunacağı hesaplanıyor. Akıllı ve güzel bir proje...
TANIM
Gazetelerde magazin haberlerini okurken... Hangi manken nerede denize giriyor, hangi yakışıklı hangi gece kulübüne devam ediyor gibi haberlere göz atarken, ne mi aklımıza gelir? Ünlü tarihçimiz Prof. Halil İnalcık’ın şu sözleri:
“Oscar Ödüllerini veren Amerikan Akademisi dâhil dört akademinin üyesiyim. Ama bizim medya ‘Aylin hanım kocasından ayrıldı’ diyor. İnalcık hiçbir yerde yok. Bu memlekette tanınmıyorum. Ama Japonya’dan Amerika’ya tanınıyorum.”
(Kitap: Türklük, Müslümanlık ve Osmanlı Mirası,
s. 15)
ARAP
Osmanlı’nın ilk döneminde padişah isimleri Osman, Orhan, Murat, Mehmet idi.
Son dönemlerde neden Abdülmecit, Abdülaziz, Abdülhamit, Vahdettin oldu?
Can Ataklı televizyonda bu soruyu sordu ve şöyle cevapladı: - Çünkü Osmanlı Araplaştı...
İlginç bir tespit...