Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Herkese her şeyi anlatabilirsiniz...Ama Profesör İbrahim Kaboğlu’nun darbeci veya terörist olduğunu kimseye anlatamazsınız. Aynı şekilde Doç. Murat Sevinç, Prof. İlhan Uzgel veya Yüksel Taşkın gibi hocaların da... Onlar sadece başkanlık adı altında piyasaya sürülen dayatmayı halka bilimsel yoldan anlatmanın çabasındaydı. Her biri katıksız bilim adamıdır. Ortak yanları mı; “İktidarın hık deyicisi olmamaları”...

Tek bir KHK ile dün Ankara Üniversitesi’nden 70 akademisyen (SBF’den 23, İletişim Fakültesi’nden (İLEF) 16, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nden (DTCF) 12, İdari Bilimler Fakültesi ve Eğitim Fakültesi’nden 5’er, diğer bölümlerden 9) akademisyen kamu görevinden ihraç edildi.

Haberin Devamı

Hocalar bildiriye imza mı atmışlar, atmamışlar mı, önem taşımıyor. Bir bildiriye imza atmanın cezası ömür boyu kamu görevlerinden yasaklama kararı olamaz.

Kaldı ki sözü edilen bildiri yayımlanalı bir yılı aşkın zaman geçmiş olup bu hocalar görevlerine aynen devam etmekteydi.

Diğer üniversitelerde imzacı birçok akademisyen halen göreve devam ediyor.

Bu arada AÜ DTCF Tiyatro bölümünde ders verecek hoca kalmadı...

IŞİD, Ortadoğu’da antik kentleri yağmalıyor, burada tiyatro bölümleri yok ediliyor... Fark nerede?

SBF’nin önü hayli kalabalık ve gürültülüydü dün...

AKP’nin “Siyaset Akademisi”nde hocalık da yapan Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş’in kulağı sık sık öğrencilerin attığı şu sloganla çınlatıldı:

“Sa-ra-yın İ-bi-şiii ol-ma-ya-ca-ğıızz”

Gerçekçi gözlük!

Ziraat Bankası, Halkbank, PTT, Botaş, TPAO, THY gibi devasa kamu kuruluşlarıyla pek çok değerli arazinin Varlık Fonu’na devredilmesi ne anlama geliyor? Dış dünya bunu nasıl algılar ve kullanır? Eski DPT Müsteşarı, CHP Milletvekili İlhan Kesici’nin bu sorulara yanıtı;

- Ekonomi çok kötü durumda. Sadece bu yıl vadesi gelmiş 200 milyar dolarlık dış borcumuz var. Ama ortada bunu ödeyebileceğimiz dövizimiz yok. Hatta yeni borç alıp döndürmemiz bile hayli zor. Vatandaşa, ‘Elindeki, evindeki doları bozdur’ dediler, olmadı. Yurtdışındakilere, ‘Düğünlerinizi Türkiye’de yapın’ çağrısı yapıldı, bundan da bir sonuç çıkması söz konusu değil. Şimdi sıra en kötü senaryoya... Cumhuriyet’in yarattığı en değerli varlıklarımızın dış dünyaya rehin olarak gösterilmesine veya satışına... Aranan paranın bu yolla bulunmasına geldi.

Haberin Devamı

- Bu yol çıkar yol mu sizce?

- Değil. Birincisi; daha kısa bir süre önce iki uluslararası reyting kuruluşu tarafından ‘Yatırım yapılamaz’ ülke ilan edilmişiz. İkincisi; en değerli varlıklarınızı Varlık Fonu’na devrederek bütün dünyaya, ‘Benim artık satacak bir şeyim kalmadı, sıra evdeki eşyalara geldi’ demişsiniz. Yani çaresizliğinizi ve iflasınızı resmen ilan etmişsiniz. Peki, bu ilan karşısında gözlerinin içine baktığınız yabancıların tavrı ne olur? Amiyane deyimle şu olur; sizin rehne veya satışa çıkardığınız en değerli varlıklarınızı ölmüş eşek fiyatına kapatmaya çalışırlar.

PSİKO

Çanakkale depremi üzerine Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek Twitter’da dedi ki:

“Araştırdım. Civarda sismik araştırma yapan bir gemi varmış. Bu geminin ne araştırdığı ve hangi ülkeye ait olduğu acilen çözülmeli. Ben kim ne derse desin olası bir depremin suni olarak yapılacağından endişe taşıyorum. Şu anda Türkiye’ye vurulmak istenen darbe, İstanbul civarında bir depremle Türkiye’yi ekonomik çöküntüye uğratmak. İstanbul, Marmara ve Çanakkale civarında tüm denizaltılar ve büyük teçhizatlı gemiler kontrol altında tutulmalı.”

Psikolojik kontrole muhtaç bu zat, düşünün ki şu anda başkentin belediye başkanı olup trilyonluk ihaleler ve en kritik kararlara imza atıyor...

Haberin Devamı

Hortumlamak için ülkenin zenginliklerinin devredildiği fonun adı “varlık fonu” değil,
“bataklık fonu” olmalıydı...
***
“FETO’ya karşı operasyon yapıyor” görünüp ülkenin laik yurtsever aydınlarına operasyon yapmak, FETO darbesini sürdürmek demektir.

Akif Kökçe

CAMİ

“Taksim Camii” projesine onay çıkmış... Cami, Sular İdaresi’nin hemen arkasında Vakıflar’a ait 1.5 dönüm alana inşa edilecekmiş...
Mimar Doğan Hasol der ki:

- Taksim Cumhuriyet Meydanı İstanbul’un vitrinidir. Böyle bir meydan parça parça inşa edilmez. Önce bir plan yapılır, ne yapılacaksa plana uygun inşa edilir....

Kenti 23 yıldır AKP yönetiyor. Bir plana göre hareket ettiklerini şimdiye dek görmedik. Nitekim Taksim Meydanı düzenlenmesi beş yıldır bitmedi. Bir tarafını düzeltirken öteki tarafı bozuluyor. Planları, maketleri, tasarımları kentliler ve kent uzmanlarıyla paylaşmıyor, tartışmıyorlar.

Çünkü işi plansız programsız yapıyorlar. Kentliyle tartışmaktan, şeffaf olmaktan çok korkuyorlar.