2014 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde iktidar mensupları şöyle diyordu:
“Erdoğan’ı seçin, terör bitsin, çocuklarımız artık ölmesin. Erdoğan’ı seçin, ekonomi şaha kalksın, Türkiye uçuşa geçsin.”
1 Kasım seçim kampanyasında da benzer sloganlar kullandılar...
Tayyip Erdoğan üç yıldır tek ve sınırsız yetkili...
Üç yıldır fiili başkanlık uygulanıyor.
Buna rağmen üç yılda işler eskiye göre daha fazla sarpa sardı.
Üç yıl önce 2.15 TL olan dolar, şimdilerde 3.65 TL. İşsizlik oranları arttı. Turizm çöktü...
Dış politika çamura saplandı. Ülkenin tek bir dostu, normal, medenice ilişki sürdürebildiği tek bir ülke neredeyse kalmadı.
Bu gerçekleri bize hatırlatan gazeteci Levent Gültekin diyor ki:
- Demem o ki, ne kadar çok yetki aldılar ne kadar güçlendilerse o kadar kontrolden çıktılar. Sorunlar çözüleceği yerde ağırlaştı.
Neden böyle oldu peki?
Çünkü müteahhit kalkındırmaya yönelik mevcut model, halkı ve ülkeyi kalkındırmıyor...
Ortada halk lehine geçerli formüller olmayınca yetkilerin çoğalması işe yaramıyor. Tam tersine, artan yetkiler halkın aleyhine karar ve uygulamaları hızlandırıyor.
Yeni bir anayasa ile yetkileri artırmak ve tek elde toplamak daha farklı bir sonuç verir mi? Yoksa bizi daha karanlık yollara mı götürür?
Karar sizin...
Yalan falan!
Yalancı suçlamaları havada uçuşurken...
Okurumuz:
- Yalancı aramak için anayasa paketinin dışına çıkmaya gerek yok, diyor, paket yalan dolu...
- Mesela?
- Mesela yeni cumhurbaşkanı hem partili olacak hem de tarafsızım diye yemin edecek... Başka yalana hacet var mı?
- Doğru başka?
- Mesela hem HSK’nın tamamını cumhurbaşkanı ve siyasetçiler seçecek hem de yargı bağımsız ve tarafsız olacak...
- Doğru başka?
- Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir diyecek sonra üçüncü kez cumhurbaşkanlığı imkânı vereceksiniz (Değişiklik önerisi 11. MD)
- Doğru başka?
- Güvenoyu ve gensoru mekanizmalarını kaldıracak, peşinden Meclis güçleniyor diyeceksiniz...
İlk anayasa
Türkiye’nin ilk anayasası olan 1876 anayasası madde 81 diyor ki:
“Yargıçların özlük işleri yasayla düzenlenir ve bunlar bir suçtan mahkûm olmadıkça görevden alınamazlar.”
Görüldüğü gibi... İlk Osmanlı Anayasası, yargıçların gerekçesiz yere tayin veya ihraç edilmelerine izin vermiyor.
Bugünün çok ilerisinde...
HALK
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla geçen hafta FBI tarafından New York’ta gözaltına alındı. Atilla, aynı gün hakim karşısına çıkarılarak tutuklandı ve cezaevine konuldu.
Hakan Atilla’nın yakalandığının hemen ertesi gün tutuklanması bizim devlet büyüklerinin dikkatini çekmişti. Şüphelinin bir gün içinde mahkemeye çıkarılmasını “manidar” ve tuhaf bulmuşlardı.
Aynı gün Cumhuriyet gazetesinde yine o manşet vardı:
“Cumhuriyet yazarları 150 gündür tutuklu”
Bugün 154. gün... Cumhuriyet yazarları 5 aydır iddianame yazılmasını ve mahkemeye çıkarılmayı bekliyor. Devlet büyükleri! bunu manidar değil çok olağan buluyorlar. Çünkü bu topraklarda hukuk dediğin manasız bir şey!
Fırat Kalkanı Harekâtı bitti!
71 şehit ne için verildi?
Kahraman ilan edilen PYD’ye
“Geldim, gördüm, döndüm” demek için mi?
? ? ?
Eskilerden Halit Akçatepe’yi de yitirdik!
Onları çok sevmemizin nedeni galiba
70’lerde eleştirdiğimiz o günleri,
bugün mumla arıyor olmamız!
G.E.
KANDIR
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün geldiği İzmir’de konuştu:
“PKK ikinci bir Kandil oluşturmak için Sincar bölgesinde bazı yapılanmalara girdi. Biz buralarda da, diğer yerlerde de PKK ile mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunu ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ile görüştük. Kendileri de özellikle PKK’yı Sincar bölgesinden çıkarma ile ilgili bizimle işbirliği yapacaklarını, planlarının da hazır olduğunu söylediler.”
Strateji uzmanı Cahit Dilek diyor ki:
- Bizimkiler kandırılmak için hazır nazır bekliyor. ABD Suriye’nin tümünde size karşı PKK /PYD örgütünü destekliyor... Ama kalkacak Sincar bölgesinde sizinle birlikte PKK’ya karşı savaşacak öyle mi? Ve siz de buna inanacaksınız!