Gazeteciliğin onur bayrağı Uğur Mumcu’yu katledilişinin 25. yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz...
O, bugün şikâyet edilen koşulların oluşmaması için... Halkı gelecekle ilgili uyarmak için... Hukuk, demokrasi, laiklik için... Soyulmayan, sömürülmeyen, dünyada itibar sahibi bir Türkiye için mücadele vermişti... Hiç kuşku yok güçlü ilkeleri, güçlü kalemi yüzünden katledildi.
Cinayetin faili olarak birkaç tetikçi bulundu. Ama arkalarındaki esas failler karanlıkta kaldı.
O uğursuz gün, patlamadan hemen sonra olay yerine giden Savcı Nusret Demiral’ın sözleri hatırımızdadır:
- Bu cinayet yabancı kaynaklıysa faili bulunmaz...
Olay yerini gezdikten sonra da söylediği şuydu:
- Bu cinayet yabancı kaynaklı...
Devlet faili bulmayacağını oracıkta ilan etmişti.
Gazetecilik artık kurşunla değil hapisle terbiye ediliyor. Uğur’un çok sevdiği bir nükte vardı. İngiliz yazar Bernard Shaw bir gün hükümeti şiddetle eleştiren yazı yazmış. Bir gazeteci sormuş:
- Siz sansürden şikâyet ediyorsunuz ama bakın her şeyi yazabiliyorsunuz...
Shaw’un cevabı:
- Siz yazdıklarımı görüyorsunuz ama yazamadıklarımı bilmiyorsunuz ki...
Uğur artık yok.. Ama mücadele ruhu genç gazetecilerin yüreğinde yaşıyor... Uğur’un yazıları ve kitapları hâlâ yol göstericidir. Işığı hiç sönmeyecek...
Namlu siyaseti!
Mao ZeDung’un ünlü sözüdür:
“Siyasi güç namlunun ucundadır” der...
Silah haklı ve gerekli yerde kullanılırsa siyasi güç sağlar, sizden yana olanların sayısı çoğalır.
Afrin harekâtı bu yüzden NATO dahil birçok merkezce “anlayış”la karşılandı.
Buraya kadar olanı önemli bir ilerleme. Peki bundan sonrası? Türkiye bundan böyle güçlü ülke ağırbaşlılığı içinde davranırsa pek çok sorunu silaha ihtiyaç duymadan çözer... Gereksiz şişinmelere kapılırsak avantajı kaybederiz. Bu arada merak; ÖSO’yu kullanmanın karşılığı nasıl ödenecek? Esad rejimi onları istemez. Türkiye onları yüzüstü bırakamaz. Peki ne olacak?
VİZE
Eski gazeteci olan bir arkadaşımız kısa bir gezi için İtalya’ya gidecekti.
Schengen vizesi için İtalyan Konsolosluğu’na başvurdu.
Çok girişli vize istedi.
Konsolosluk tek girişlik 20 günlük vize verdi.
Bunun fiyatı mı? Tam 500 liraydı...
Hatırlarsanız 2016 yılında AB’ye artık vizesiz gireceğimiz konuşuluyordu.
Nereden nereye geldik...
BEYOĞLU
İstiklal Caddesi’nden geçtik... Caddenin yeni taşları döşenmiş... Ara sokaklar yapılıyor...Geçen defa döşenen taşlar bir iki yıl içinde çatlamaya başladı, 2.5 yıl dayandı. Bu taşlar ne kadar dayanacak göreceğiz... Taşlara bakarken aklımıza Üsküp geliyor. Türk mahallelerinde 500 yıl önce döşenmiş taşlar hâlâ sapasağlam duruyor. Ya Efes gibi antik kentler? Oradaki yollar 2 bin yıldır tarihe göz kırpıyor.
Beyoğlu eski Beyoğlu olur mu? Bakmayın kötümser yorumlara... Olacak... Kültür altyapısı duruyor... Beyoğlu bu temel üzerinde yeniden yükselecek...
KAAN
Afrin’de şehit düşen Üsteğmen Oğuz Kaan Usta’nın 30 Ağustos’ta yaptığı konuşma internette görüntülü olarak dolaşıyor. Demiş ki şehit Üsteğmen:
“Türkiye Cumhuriyeti’ne ve ülkemizin bölünmez bütünlüğüne yönelen saldırılar, dün olduğu gibi bugün de ülke içinde ve dışında devam etmektedir. Bu saldırıların tek nedeni, bölücü ve gericilerin hain emellerini gerçekleştirmesine engel olarak karşılarında Atatürk ilke ve devrimleriyle TSK’yı, Cumhuriyet’in kazanımlarını görmeleridir.”