FETÖ’cüler mahkemelerde neden yargılanıyor? Amaç nedir?
Herhalde amaç bu legal görünümlü illegal örgütün beyin takımını ortaya çıkarmak, örgütü çözmek, darbeye karışanları bulup cezalandırmak, Cemaat’in işleyiş ve çalışma biçimini anlamak ve böylece yeniden örgütlenmeleri ve yeni darbelere kalkışmalarını önlemektir.
Davaların aydınlığa kavuşması bu yüzden önem taşıyor.
Ancak davaların aydınlığa kavuşması için adil yargılama usullerine dikkat etmek şarttır. Aksi takdirde sanıkların şikâyetleri ön plana çıkar, haksızlar haklı duruma geçer...
Sözü sanıklara tek tip elbise giydirilmesine getireceğiz...
12 Eylül davalarında tek tip elbise denendi. Sanıkların bu elbiseleri reddetmesi mahkemeye don gömlek çıkması tartışmayı farklı noktaya taşıdı.
Aynı yola gidilirse bu defa da yargılama eksenindan kayacak, dikkatler ana konuyla ilgisiz noktalara uzanacak.
Cumhuriyet gazetesi mensupları bu elbiseleri giymeyeceklerini şimdiden açıkladılar. Zira mahkeme sonuçlanmadan insanları peşinen suçlu ilan eden bu uygulama ne adil yargılama ne de masumiyet ilkeleriyle uyuşuyor.
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu diyor ki;
“Bu yaklaşım, bu hain örgüte uluslararası alanda destek kazandırır. Gerçek suçluları da toplumun gözünde zaman içinde mağdur sınıfına sokar. Yargı elinden gelenin en iyisini yapsa bile, kimseyi doğru yaptığına inandıramaz.”
Bu karar yeniden gözden geçirilmeli...
Ah şu faizler...
İktidara göre ekonomik-sosyal-siyasal bütün kötülüklerin başı faizlerin yüksekliği. İstedikleri seviyeye bir düşse, Türkiye o anda roket hızıyla kalkınmaya başlayacak! Ama ah o aç gözlü bankalar yok mu! İndirmeleri mümkünken indirmiyorlar faizleri, çekiyorlar ülkenin önüne seti!
Bu durumda ne yapmak lazım? Onları sert şekilde ve anlayacakları dilden uyarmak lazım. Nitekim Başbakan Binali Yıldırım, geçenlerde İstanbul Sanayi Odası (İSO) meclisi toplantısında bu uyarıyı bir kez daha şu sözlerle yaptı.
“Tren kalkıyor, hareketten önce son çağrıyı yapıyorum. Ya adam gibi makul bir faiz oranını benimsersiniz yahut da biz bunun da tedbirini alırız.”
Cumhurbaşkanı da sık sık aynı yönde çağrı yapıyor. Bu çağrılara ne dediğini ekonomist dostumuza sorduk, şunu dedi.
- Bunlar hedef saptırmaya yönelik nafile laflar. İktidardakiler bu sözlerinde samimi ise yapması gereken şey çok basit! Örneğin Merkez Bankası’nın faiz belirleme yetkisini ufak bir yasa değişikliği hükümete aktarsın. Ya da sözünün geçmediği özel bankalardan değil, Halkbank, Vakıfbank gibi bankalardan başlasın faiz indirmeye... Olsun bitsin...
- Bunu neden yapmıyor?
- Yapamaz, çünkü kamu bankalarının kredi faizi daha düşük olunca kredi almak için herkes oraya hücum eder. Kamu bankaları yüksek faizle mevduat toplayıp ucuz faizle kredi vermek zorunda kalır ve batar...
FARK!
Emniyet yetkilileri göreve başlamaları dolayısıyla düzenlenen törende bekçilere talimat verdi:
“Silahınızı kullanmakta tereddüt etmeyin.”
ABD’ye uzanalım. ABD Başkanı Trump, New York Polis Akademisi’nde polislere seslenirken, “Lütfen yakalanan şüphelilere fazla iyi davranmayın” deyince ne mi olmuştu? Önce söz konusu polis akademisinin müdürü, ardından hemen neredeyse tüm akademilerin polis müdürleri basın açıklamaları yaptılar. Amerikan halkına özetle, “Başkan’ın bu sözleri bizi bağlamaz. Tutuklu ve şüphelilere nasıl davranılacağı yasalarda açıkça belirtilmiştir... Görevimizi eskiden nasıl yapıyorsak bundan böyle de o şekilde yapmaya devam edeceğiz” dediler.
BAYRAM
Bayram tatili arasındaki 2.5 gün resmi değil, “idari tatil” ilan edildi.
Yani; özel sektör çalışanları bu günlerde çalışmak zorunda kalırken,
kamu çalışanlarından amirinden izin alanlar “idari izinli” sayılırken,
izin alamayanlar çalışmak zorunda kalacak ve çalıştıkları süre için ek mesai ücreti ödenmeyecek.
Çalışanla, çalışmayan aynı maaşı alınacak!
BEKLE
AKP 16. yaşını kutlarken partinin lideri Tayyip Erdoğan örgüte hakim olan metal yorgunluğundan söz ediyor.
Bazı yorumculara göre ise sorunların başında... AKP’nin, bir süredir toplumsal tabanın hızla değişen taleplerini karşılayacak siyaseti üretememesi geliyor.
Acaba başka sebepler de var mı?
- Mesela Yeni Türkiye adı altında yürütülen projelerin eski Türkiye’yi de aratması...
- Cumhuriyeti eritme projesinin yerine yeni bir proje koyamaması...
- Dış dünyadan gelen desteğin bitmesi...Dünya çapında itibarsızlaşma ve yalnızlaşma...
- Meydan okumaya dönük dış politikanın turizm ve diğer ekonomik alanlarda kayıplara yol açması...
- Orta ve alt sınıfların hayatında olumlu değişiklik olmaması... Gibi...